Amca oğlu kel memiş bir lenger pilav yemiş

GAZETECİLER.COM
İnternetteki medya sitelerinin hızına yetişilemiyor.
Hiç bir ayrıntı gözlerden kaçmıyor.
Kulaktan dolma bilgiler, anında kaleme alınıp okuyucuya sunuluyor.
Tabii doğruluğu teyid edilerek.
Bu durumda da hiç bir şey gizli kalmıyor.
Medyada sabah gözünü açan daha yüzüne bir avuç su vurmadan bu sitelere dalıyor.
Normalde bu kadar hızlı işleyen bir istihbarat ağı kurmak için onlarca adam çalıştırmak, teknolojiye avuç dolusu para dökmek gerekir.
Ama 'internet medyası' buna pek ihtiyaç duymuyor.
Vatan Gazetesi yazarı Selahattin Duman'a göre, bunun nedeni de 'boşboğazlılık'...
Duman, medyanın bu gidişatından da pek rahatsız.
Gerçi rahatsız olduğu kadar da memnun gözüküyor.
Neden mi?
'Bu siteler sayesinde olandan bitenden anında haberdar oluyorum, tatildeyken bile medyanın içinde gibiyim' diyor.

"Amcam oğlu kelmemiş bir lenger pilav yemiş.'
Yemiş ama beğenmemiş...
İşte ben de medyanın gidişatını beğenmiyorum"
Diyerek başlıyor anlatmaya:

"Bu aralar siteler dedikodu dolu..
Yaz sonu geldi, piyasa hareketlendi.. Onun tesiriyle akıllarına geleni “haber kılığına sokup” servis ediyorlar..
Allah razı olsun bu sitelerden..
Onların sayesinde gurbetlerde sürünürken bile (Gurbet Bodrum, sürünen de ben oluyorum..) kendimi arkadaş ortamında hissediyorum..
Medya sohbetlerinin tam ortasındayım..
Temsil Bekir Coşkun’un gazete değiştirdiği böyle duydum.. Doğal olarak da gerçek sebebini tam anlayamadım..
Önce gazetelerde “Bekir Coşkun’u köpek ısırdı..” haberleri çıktı..
Allah Allah! Bekir Coşkun aşırı köpek yanlısı bir köşe yazarımızdır.. En azından biz öyle biliriz..
“Bu ısırma işi nasıl oldu acaba?” diye sorduk kendi kendimize.. Belki köpekler onun yazılarını okumadığından kimi ısırdıklarını bilmiyordu..
“Geçmiş olsun..” temennimizi göndermeye vakit bulamadan Bekir Coşkun’un Hürriyet’ten ayrıldığı, başka bir gazeteye geçtiği haberi geldi..
Sebep? Dedikodu sitelerine bakıyorum, net bir şey yok..
Bir “temiz basın muhabbeti” tutturulmuş, gidiyor..
Medya çok kirlenmiş de.. Şöyle olmuş da böyle olmuş da..
Bu türlü gerekçelerin aslı yoktur.. Buna meslekte “Dötünü yiyeyim ayağı..” derler.. Sersemlere karşı uygulanır..
Siyasette de benzeri vardır.. “Konuyu hassasiyetle takip ediyoruz..” cümlesiyle biten açıklamaların cümlesi bu tarife girer..
O yüzden yapılan resmi açıklamalara, röportajlara bir mânâ veremedim..
Olayı “ısırılma” ve “ayrılma” haberleri ile birleştirdim.. Bekir Coşkun’u patronun köpeği tarafından ısırılmış olabileceği sonucuna vardım.. Ayrılması buna bir tepki olabilirdi..
Tabii “işin içinde akçalı durumlar yoksa..” şerhini düşerek.."

Bunları söyledikten sonra da Bekir Coşkun'un Hürriyet'ten ayrılığında dile getirdiği sözleri eleştirmiş Selahattin Duman...

"Yeri gelmişken okura zihin açıklığı verecek bir not düşeyim..
Yarın öbür gün ben Vatan’dan ayrılırsam, soranlara da “Medya çok kirlenmişti.. Kendimi huzurlu hissetmiyordum..” türünden laflar edersem sakın inanmayın..
Kirli bir yerden kaçıyorsan temiz bir yere gideceksin, değil mi? Peki neredeymiş o temiz yer?
Medyada, siyasette böyle bir şey aramak, umumi birleşme evlerinde “namuslu kötü kadın..” aramak gibidir..
Gerçi ben gazetemi ve fikirlerimi (çok güzel bir teklif gelmediği sürece) asla satmam..
Gidersem de randevu evinde müşteri değil de kısmet bekleyen “iyi aile kızı” ayaklarına yatmam.."