TV HABER

Altaylı'dan Başbakan'a canlı yayında jet yanıt

Başbakan Erdoğan'ın grup konuşmasında isim vermeden hedef aldığı Fatih Altaylı, Habertürk'te canlı yayında kendini savundu, Başbakan'ı yanıtladı.

Altaylı'dan Başbakan'a canlı yayında jet yanıt
GAZETECİLER.COM
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın partisinin grup toplantısında sert sözlerle hedef aldığı Fatih Altaylı canlı yayında Başbakan'a yanıt verdi.

"Öcalan’ı kutsamak serbest, Cumhuriyet’i kutlamak yasak"
başlıklı yazısında alternatif Cumhuriyet kutlamalarını konu alan ve hükümeti eleştiren Habertürk gazetesi genel yayın yönetmeni Fatih Altaylı aynı gün hiç beklemediği bir tepki almıştı. Grup konuşmasında konuşan Başbakan Erdoğan isim vermeden Altaylı'yı hedef aldı. Altaylı da Habertürk ekranlarında canlı yayında kendini savundu.

BAŞBAKAN, ALTAYLI'YI YERDEN YERE VURDU: BU NASIL KÖŞE YAZARLIĞIDIR?

"Bazı köşe yazarlarına da hayret ediyorum. Onlar da şunu söylüyorlar. Ne olur sanki Ankara’daki yürüyüş serbest bırakılsaydı diyor. Öcalan’ın posterine izin veriliyor da Türk bayrağına ve Atatürk’ün posterine neden izin verilmiyor deniliyor. Yazıklar olsun size. Bu nasıl köşe yazarlığıdır, bu nasıl haddini bilmezliktir. Siz nasıl oluyor da kalkıp burada Türk Bayrağı, Atatürk bunlar engellendi diyebiliyorsunuz? Bugün güvenlik görevlerimizin bölücü başı ve terör örgütünün paçavralarının asılmaması yönünde mücadeleyi görmeyip de bunu nasıl söyleyebiliyorsunuz."

FATİH ALTAYLI’DAN BAŞBAKAN'A CANLI YAYINDA CEVAP GELDİ

Haberturk'te Didem Arslan Yılmaz'ın sorularını yanıtlayan Fatih Altaylı, Başbakan’ın tepkisini yorumladı, kendini savundu:

"Bugünkü yazımın yarattığı rahatsızlığı gazetecilik görevi içinde görüyorum.. Bugün yazdığım yazı herkesi biraz rahatsız etmiş ama biz gazetecilerin işi muhalif olmak değilse de, eleştirel olmaktır. Ben kendimi muhalif bir gazeteci olarak görmüyorum, çünkü gazetecilerin işi muhalefet yapmak değildir. Gazeteci gördüğü yanlışlar karşısında eleştirilerini sakınmamalıdır. Bu yüzden bu yazının yarattığı rahatsızlığı gazetecilik görevi içinde görüyorum. Çünkü bizim işimiz ülkeyi yönetenlere gördüğümüz yanlışları ve bu yanlışların toplum üzerindeki etkilerini yansıtmak.."

"VALİLİKLER BAZEN YETKİLERİNİ KEYFİ OLARAK KULLANABİLİYOR!"

"Cumhuriyet yürüyüşüyle ilgili dün akşam resepsiyonda Başbakan Erdoğan'la uzun uzun konuştuk. Başbakan bu konuyu tamamen illegal bir örgütlenme olarak görüyor.  Başbakan şöyle dedi, "Bu yürüyüşü CHP organize etse yine anlarım, ama bu yürüyüşü CHP organize etmiyor. Birileri organize ediyor, legal ve illegal örgütler organize ediyor. CHP bunun peşine takılıyor." Şimdi bunu kimin organize ettiğini ben de bilmiyorum. Birkaç kuruluşun adı geçiyor ama bunların hangisi illegal, hangisi legal ben de bilmiyorum. Bunların araştırmasını yapmak savcılığın işidir ki, zaten bir soruşturma başlattılar. Ama Türkiye'nin AB uyum yasaları çerçevesinde kabul ettiği bu toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununda yapılmış değişiklikler var ve bunlar izne değil aslında bildirime tabii. Bu bildirimlerle ilgili valiliklere verilmiş birtakım yetkiler var ve valilikler bunları bazen keyfi kullanabiliyor."

"ANLAMIYORUM, NİYE YASAK?"

"Benim anlamadığım şu, niye yasak? Bizim çocukluğumuzda da Birinci Meclis'in önünde başlardı kutlamalar, Cumhuriyet Bayramı kutlamaları. Birinci Meclis'te bir sembolik toplantı yapılırdı. Oradan başlar, yürür gider, Anıtkabir'e çelenklerini bırakırlar, ne yapacaklarsa yaparlar, çekerler giderler. Bu kadar yasakçılığın alemi yok. Benim kızdığım da bu işte. Cumhuriyeti kutlamak isteyenlere, legal iş yapanlara yasakçılık yapmak istiyorsunuz ama diğer tarafta sizin yasakçılığınızı dinlemeyen, hakiki terör örgütlerine ve onların uzantısı olan partilere bir şey yapamıyorsunuz."