Altaylı iki saate sığdıramadı! Babacan'a o soruyu programdan sonra sordu
Habertürk yazarı Fatih Altaylı'nın Teke Tek programına konuk ettiği Ali Babacan'a soru yağdı. Altaylı 2 saat boyunca bu soruların birçoğunu sorduğunu ama cevabını merak ettiği ve 2 saate sığdıramadığı soruyu programdan sonra sorduğunu belirtti ve bunu okuyucuları ile paylaştı.
Yeni parti kurma hazırlıkları içinde olan Ali Babacan, Habertürk ekranlarına konuk oldu. Sosyal medyanın da gündemine oturan programa ilgi yoğundu. Habertürk yazarı Fatih Altaylı da Babacan'a 9 bin soru geldiğini ve 2 saatte bunların birçoğunu sorduğunu ama aklında kalan tek soruyu ise Babacan'ı uğurlamadan önce sorabildiğini belirtti. Babacan ise bu konunun programda konuşulmadığına üzülmüş.
Babacan ve kadın
Son zamanların en çok merak edilen haber programı konuklarından biriyle beraberdim dün. Ali Babacan’ı konuk ettim. Mail yolu ile yaklaşık 7 bin, sosyal medya üzerinden yaklaşık 2 bin soru geldi. Elbette ki, bunların tamamı zaten 10-12 ana eksen üzerindeydi. Ben de bunların tamamına yakınını sordum. Mailler olmasaydı da zaten bunları soracaktım.Her akla gelen soruyu soracağım diye bir şey yok.Soramadıklarım için kimse kusura bakmasın.2 saat içinde ancak bu kadar sorulur, bu kadar yanıt alınabilirdi. Kafamda olan ama 2 saate sığdıramadığım sorulardan biri ise “Kadınların iş dünyasındaki konumu ve sosyal konumu” ile ilgili olandı.
Bu suali ancak program bittikten sonra, Babacan’ı uğurlamadan önce sorabildim. Ali Bey de “Keşke program sırasında konuşsaydık” diye üzüntüsünü dile getirdi. Açık söylemek gerekirse, ben kendini muhafazakar olarak tanımlayan siyasi hareketlerin, kadının iş dünyasındaki, çalışma hayatındaki yeri ile ilgili yaklaşımlarına çok da katılmıyorum. Kadın özgürlüğünü başını kapayabilme özgürlüğü ile sınırlamak bana doğru gelmiyor. Kadın ev işi yapma makinası, çocuk doğurma gereci gibi görüldükçe bana fenalık geliyor. Bu nedenle Ali Babacan’ın bu konudaki düşüncesini merak ediyordum. Bu soruma verdiği yanıt şu oldu: "Kurduğumuz çalışma gruplarından biri tamamen kadının bu sorunları ile ilgili. Kadın istihdamının genişletilmesi, kadın ile erkek arasında fırsat eşitliği ve eşit işe eşit ücret uygulaması kesin önceliğimiz. Kadının eğitimde yer alması, yükseköğretimde kadın ağırlığının artması için özel çaba gösterilmesi gerektiğini düşünüyoruz.Eğitimli kadının evde oturması değil, üretime katılması gerekiyor. Aksi zaten kaynak israfı. Kadın eğitimde de olmalı, eğitiminin gerektirdiği iş alanlarında da. Yönetim kurullarında kadın ağırlığının artmasını, kadın yöneticilerin firmalardaki varlığının daha yukarılara tırmanmasını teşvik etme yöntemlerini geliştirmek istiyoruz. Bunun yanı sıra kırsal alandaki kadınların da gelir düzeyinin yükseltilmesini, emeklerinin parasal karşılık bulacak şekilde organize edilmesini planlamaya uğraşıyoruz. Kadına yönelik şiddet konusu ise zaten kabul edilebilir, konuşulabilir bir şey değil. Biz kadının toplum içindeki yerinin sağlamlaşmasını sağlayarak şiddeti de daha net bir şekilde gündemden düşürebileceğimizi umuyoruz. Şiddet derken sadece fiziki şiddetten bahsetmiyorum. Psikolojik şiddet, ekonomik şiddet, moral şiddet, sosyal şiddet en az fiziki şiddet kadar yaralayıcı. Bunların da üstesinden gelmek lazım.”