Allah sizi bildiği gibi yapsın 'ar'sız, 'haya'sız, 'ahlak'sızlar!
Allah hepinizi bildiği gibi yapsın, biz sizden umudu kestik!
Ne zaman bu hale geldik... Nasıl bu kadar "hayasız" nasıl bu kadar "ahlaksız" nasıl bu kadar "ar"sız olduk... Vicdanımız delik deşik, adalet duygumuz yarım yamalak, etik değerlerimiz lime lime olmuş...
Ne yana baksak sefillik, yolunu kaybetmişlik, kirlenmişlik var...
Ne yenisinde fayda var, ne eskisinde...
Ne muhafazakarı umut veriyor ne liberali, ne de kendine merkez diyeni...
Hiç bu kadar "düşkün" olmamıştı medya, hiç bu kadar "şuursuz bir kindarlığa" kapılmamıştı...
İLERİ HAYASIZLIK
Polemik diye önümüze gelenlere bakın...
Bir televizyon kanalı "hedef göstermenin merkezi", bir büyük gazetemiz "kara propaganda ve itibarsızlaştırmanın" aleti olabiliyor. Üstelik de kendi meslektaşlarına karşı bu "günahı" işliyor; işleyenlere "imkan" sunuyor...
Hak'tan utanmadığı gibi yargıdan önce "infazı" yapıyor. Neyin intikamı bu, neyin hırsı, neyin savaşı bu... Bir gazetecinin bir gazeteciyle yarışacağı yer "itibarsızlaştırma" mı "tehdit" mi "hakaret" mi...
Medyadaki bu "ileri hayasızlık" çağının bir sınırı, bir durağı var mı?
*****
İLERİ "AR"SIZLIK
Telefona bağlanan kişi adını gizliyor. Reji de onu "ismini vermek istemeyen" diye kodluyor. İsminden "ar" eden o izleyici, ahlaki zaafiyetinden "ar" etmiyor, canlı yayında günahlarını itiraf ediyor:
-"Evliyim ama bir de sevgilim var ve ben ondan hamileyim. Kocam ise çocuğun ondan olduğunu sanıyor. Ben şimdi ne yapmalıyım?"
O kapatıyor hemen ardından yine "isminden ar eden" bir başka kadın arıyor.
-"Annem babamı aldatıyor. Üstelik babam da bunu biliyor ve seyirci kalıyor. Annem ahlaksız ne yapmalıyım?".
Programın hocası araya girmeye çalışıyor:
-"Zinada üç şahit ister din, gözleri ile gören üç şahit... Böyle konuşmayın, görmeden bu ağır suçu atmayın"!
Görmüş mü kızı annesinin zina ettiğini?
Hayır ama "herkes" öyle diyormuş, ya kocası bunu duyar da onu boşarsaymış...
İşte bu da bizim "ileri dereceli ar" halimiz:
Bir evlat "ar" etmeden annesini "bir televizyon" kanalı aracılığıyla en "ahlaksız" şekilde suçluyor...
Bir kadın adından "ar" ediyor ama kocasını aldattığını, zinadan bir bebek sahibi olduğunu, bebeği kocasına yedirdiğini ar etmeden itiraf edebiliyor.
Ve bir muhafazakar televizyon kanalı düşünün ki bu ahlaksızlığa aracı olmaktan "ar" etmeden, muhafazakar sunucusu ile "arsız"lığa prim veriyor.
*******
VE İLERİ AHLAKSIZLIK...
-"Kayganlaştırıcı abla ile ne kastediyor. Neyi kayganlaştırıyor. Ben çok krem kullandım da kayganlaştırıcı diye bir marka bilmiyorum..."
-"Lube... Lube... Lube Ayar... "
Bir kadın gazeteciyi ekranda "cinsel imalarda" bulunarak aşağılamaya kalkan Ahmet Çakar için söyleyecek laf bulamıyoruz.
"İleri ahlaksızlık" çağının spor yorumcusu da böyle oluyor sanırız...
Allah hepinizi bildiği gibi yapsın, biz sizden umudu kestik!
Ne yana baksak sefillik, yolunu kaybetmişlik, kirlenmişlik var...
Ne yenisinde fayda var, ne eskisinde...
Ne muhafazakarı umut veriyor ne liberali, ne de kendine merkez diyeni...
Hiç bu kadar "düşkün" olmamıştı medya, hiç bu kadar "şuursuz bir kindarlığa" kapılmamıştı...
İLERİ HAYASIZLIK
Polemik diye önümüze gelenlere bakın...
Bir televizyon kanalı "hedef göstermenin merkezi", bir büyük gazetemiz "kara propaganda ve itibarsızlaştırmanın" aleti olabiliyor. Üstelik de kendi meslektaşlarına karşı bu "günahı" işliyor; işleyenlere "imkan" sunuyor...
Hak'tan utanmadığı gibi yargıdan önce "infazı" yapıyor. Neyin intikamı bu, neyin hırsı, neyin savaşı bu... Bir gazetecinin bir gazeteciyle yarışacağı yer "itibarsızlaştırma" mı "tehdit" mi "hakaret" mi...
Medyadaki bu "ileri hayasızlık" çağının bir sınırı, bir durağı var mı?
*****
İLERİ "AR"SIZLIK
Telefona bağlanan kişi adını gizliyor. Reji de onu "ismini vermek istemeyen" diye kodluyor. İsminden "ar" eden o izleyici, ahlaki zaafiyetinden "ar" etmiyor, canlı yayında günahlarını itiraf ediyor:
-"Evliyim ama bir de sevgilim var ve ben ondan hamileyim. Kocam ise çocuğun ondan olduğunu sanıyor. Ben şimdi ne yapmalıyım?"
O kapatıyor hemen ardından yine "isminden ar eden" bir başka kadın arıyor.
-"Annem babamı aldatıyor. Üstelik babam da bunu biliyor ve seyirci kalıyor. Annem ahlaksız ne yapmalıyım?".
Programın hocası araya girmeye çalışıyor:
-"Zinada üç şahit ister din, gözleri ile gören üç şahit... Böyle konuşmayın, görmeden bu ağır suçu atmayın"!
Görmüş mü kızı annesinin zina ettiğini?
Hayır ama "herkes" öyle diyormuş, ya kocası bunu duyar da onu boşarsaymış...
İşte bu da bizim "ileri dereceli ar" halimiz:
Bir evlat "ar" etmeden annesini "bir televizyon" kanalı aracılığıyla en "ahlaksız" şekilde suçluyor...
Bir kadın adından "ar" ediyor ama kocasını aldattığını, zinadan bir bebek sahibi olduğunu, bebeği kocasına yedirdiğini ar etmeden itiraf edebiliyor.
Ve bir muhafazakar televizyon kanalı düşünün ki bu ahlaksızlığa aracı olmaktan "ar" etmeden, muhafazakar sunucusu ile "arsız"lığa prim veriyor.
*******
VE İLERİ AHLAKSIZLIK...
-"Kayganlaştırıcı abla ile ne kastediyor. Neyi kayganlaştırıyor. Ben çok krem kullandım da kayganlaştırıcı diye bir marka bilmiyorum..."
-"Lube... Lube... Lube Ayar... "
Bir kadın gazeteciyi ekranda "cinsel imalarda" bulunarak aşağılamaya kalkan Ahmet Çakar için söyleyecek laf bulamıyoruz.
"İleri ahlaksızlık" çağının spor yorumcusu da böyle oluyor sanırız...
Allah hepinizi bildiği gibi yapsın, biz sizden umudu kestik!
