Allah gariban kulunu sevindirmek için önce eşeğini kaybettirirmiş!..
Önce insanların elinden özgürlüklerini alıyor, sonra geri vererek mutlu ediyor.
"Allah gariban kulunu sevindirmek istediğinde önce eşeğini kaybettirir sonra da buldururmuş."
Nedim Şener, Ahmet Şık, Sait Çakır ve Coşkun Musluk'un 375 gün sonra tahliye edilmesiyle medyada esen mutluluk havasına bakınca bu söz geldi aklımıza...
Öyle bir sevince garkolduk ki beraat değil de adaletsizliğin "tutuksuz" şekilde sürüvermesini bayram ilan ettik...
Bizim adeletimiz de gariban kulun eşeğini kaybedip de bulması misali...
Önce insanların elinden özgürlüklerini alıyor, sonra geri vererek mutlu ediyorlar.
Çok da değil...
375 gün verdin mi ömründen, özgürlük sevincini...
375 gün verdin mi masmavi gökyüzünün kıymetini...
375 gün verdin mi sevdiklerine sarılmanın eşsiz değerini öğretiyorlar adama...
İyi de Müyesser Yıldız'ın günahı ne?
O da 375 günü doldurdu...
Niye ona bu kelek?
Dediği gibi;
Esmer diye mi?
Boyu kısa olduğu için mi?
Kadın olduğundan mı?
Son davada sorduğu sorunun yanıtını verebilecek kimse var mı;
,"İklim Ayfer Kaleli hakkındaki suçlamalar çok daha fazlayken ve hakkında çok daha fazla ceza istenirken niye o tutuksuz da Müyesser Yıldız tutuklu?"
Misal, saçlarını boyasa, çakma sarışın olsa, yüksek topuklarla filan boyunu uzatsa bir iskonto yapılır mı acaba?
Ya vebalı muamelesi gören Soner Yalçın ile Yalçın Küçük ne olacak?
Nedim Şener ile Ahmet Şık için açılan kampanyalar sayesinde "varlıkları" hatırlanıyordu...
Ya şimdi kim anacak onların adlarını...
3 ay sonraya atılan duruşmada kimler olacak?
Bu kamuoyu desteği sürecek mi?
Onlar için de "özgürlük" isteyenler çıkacak mı?
Hiç sanmıyoruz...
Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay'ın haline bakınca, nice 365 gün sayacaklar demektir...
Nedim Şener, Ahmet Şık, Sait Çakır ve Coşkun Musluk'un 375 gün sonra tahliye edilmesiyle medyada esen mutluluk havasına bakınca bu söz geldi aklımıza...
Öyle bir sevince garkolduk ki beraat değil de adaletsizliğin "tutuksuz" şekilde sürüvermesini bayram ilan ettik...
Bizim adeletimiz de gariban kulun eşeğini kaybedip de bulması misali...
Önce insanların elinden özgürlüklerini alıyor, sonra geri vererek mutlu ediyorlar.
Çok da değil...
375 gün verdin mi ömründen, özgürlük sevincini...
375 gün verdin mi masmavi gökyüzünün kıymetini...
375 gün verdin mi sevdiklerine sarılmanın eşsiz değerini öğretiyorlar adama...
İyi de Müyesser Yıldız'ın günahı ne?
O da 375 günü doldurdu...
Niye ona bu kelek?
Dediği gibi;
Esmer diye mi?
Boyu kısa olduğu için mi?
Kadın olduğundan mı?
Son davada sorduğu sorunun yanıtını verebilecek kimse var mı;
,"İklim Ayfer Kaleli hakkındaki suçlamalar çok daha fazlayken ve hakkında çok daha fazla ceza istenirken niye o tutuksuz da Müyesser Yıldız tutuklu?"
Misal, saçlarını boyasa, çakma sarışın olsa, yüksek topuklarla filan boyunu uzatsa bir iskonto yapılır mı acaba?
Ya vebalı muamelesi gören Soner Yalçın ile Yalçın Küçük ne olacak?
Nedim Şener ile Ahmet Şık için açılan kampanyalar sayesinde "varlıkları" hatırlanıyordu...
Ya şimdi kim anacak onların adlarını...
3 ay sonraya atılan duruşmada kimler olacak?
Bu kamuoyu desteği sürecek mi?
Onlar için de "özgürlük" isteyenler çıkacak mı?
Hiç sanmıyoruz...
Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay'ın haline bakınca, nice 365 gün sayacaklar demektir...