Alkışlar Uğur Dündar -Yılmaz Özdil için...
İzlemediğim bir program olmasına rağmen, Alçı’nın yazdıklarından hareketle Uğur Dündar ve Yılmaz Özdil’i alkışlıyorum…
Haftaya, daha önce izlemediğim TV programlarını, izleyen başkalarının tavsiyeleri veya programdan söz etmeleri üzerine bu “takdir” köşelerine taşıyarak başladım.
*
Nagehan Alçı, Halk TV’de Uğur Düdar ve Yılmaz Özdil’i izledikten sonra “Bravo Yılmaz Özdil bravo Uğur Dündar” başlığı altında bir yazı yazıyor…
*
Alçı’nın siyasi olarak tam da karşı karşıya durduğu iki gazeteciye “bravo” deyiş sebebi hem haklı, hem doğru hem de gerçekçi…
*
Enis Berberoğlu’nun “casus” olduğu, “Devlet Sırrını ifşa” ettiği suçlamasıyla 25 yıla mahkûm edildiği günden beri bu mahkumiyeti “casusluk” ya da “savaş suçu” olarak gösterenleri eleştiriyorum…
*
İşin ilginç tarafı…
Berberoğlu’nun “casusluk” yaptığı için mahkûm olduğunu söyleyenler hem muhalefetin hem de iktidarın kimi “azgınları”…
*
Bu azgınlardan “muhalif” olanlar daha da ileri gidiyor…
“Uluslararası yargı bir gün Türkiye’ye gelecek ve Tayyip Erdoğan’ı alıp kulağından tuttuğu gibi Lahey’de hapse atacak” diyor…
*
Öncelikle böyle bir şey olamayacağını zira Türkiye Cumhuriyeti’nin Roma Tüzüğünde “taraf” olmadığını daha önce de yazdım…
*
Kaldı ki…
“Taraf” bile olsa…
Bir siyasetçinin veya gazetecinin ya da yurttaşın; kendi ülkesinin cumhurbaşkanı için böyle bir dil kullanması ahlâki değil…
*
Nagehan Alçı, izlediği programda Türkiye’nin “en tanınmış, en etkili” iki muhalifinin bu ahlak dışı söyleme karşı duruşlarını komplekse kapılmadan takdir ediyor.
*
Ben de izlemediğim bir program olmasına rağmen, Alçı’nın yazdıklarından hareketle Uğur Dündar ve Yılmaz Özdil’i alkışlıyorum…