24 Haziran seçimleri öncesinde kurulan ittifaklarda HDP dışarıda kaldı biliyorsunuz.
HDP'nin barajı geçip geçmemesi ise seçim sonucunu en fazla etkileyecek faktörlerden birisi.
Durum böyle olunca bir "sandık mühendisliği" ortaya çıktı. Bu sandık mühendislerine bugünkü yazısıyla Rauf Tamer çok güzel sorular yönetti.
İttifak yapmayarak ama gizliden oylarını HDP'ye kaydırmaya çalışan kimi partilere verdiği ayarla dikkat çekiyor Rauf Tamer'in yazısı.
Rauf Tamer'i Hürriyet'teki bugünkü yazısı için aklışlıyor ve yazıyı sizlerle paylaşıyoruz:
Sandık mühendisleri türedi:
- Oraya oy verme, şuraya ver.
Bir cepten öbür cebe.
Aynı kampın içinde git-gel neye yarar?
Yarar.
HDP’ye hendek atlatmaya yarar.
Büyük fedakârlık.
Kaşıkla topla, kepçeyle dağıt.
***
Lakin böyle el altından gizli gizli yardım etmek yerine, HDP’yi de alsaydılar ya ittifaka... O zaman baraj problemi kalmazdı.
Merhum Erdal İnönü, hepsini nasıl açıkça sırtında taşıyıp sokmuştu meclise? Çekinecek ne var? “Maksat demokrasi” değil mi? Nedir bu saman altından su yürütmek?
***
Bir şey söyleyeyim mi?
Abdullah Gül projesi’nden daha dürüst bir yoldu HDP’yle ittifak.
Siz nifak yolunu tercih ettiniz. Gül ile Erdoğan’ı, iki eski arkadaşı çarpıştırmak istediniz. Aynı amaçla da Konya listesinde birinci sıraya kimi koydunuz, bir düşünün.
Bütün bunları yaparken hiç tereddüt etmediniz de sıra HDP’yle ittifak’a gelince mi kamuoyu’ndan çekinip titizlendiniz?
Neden?
SP’nin yüzde 2’lik potansiyeline tav olmak mı daha ilkeli bir duruştur?
***
Ecevit, Erbakan’la kaoalisyon yaptı ama gizli gizli yapmadı. Herkesin gözü önünde yaptı. Erdal İnönü eski HEP’lileri DEP’lileri meclise taşıdı ama kimseyi kandırmadı. Gerekçelerini tane tane anlattı. Ve takdiri millete bıraktı.
Uzatmayalım.
Buralara nereden geldik?
Sandık mühendisliğinden mi? Yok canım, Abdullah Gül’den geldik.
Dua edin Akşener’e ki, sizi bir ayıptan kurtardı.