Alkışlar Nihal Bengisu Karaca için
Ne bir tarikat ne de cemaat mensubiyeti olmadığını vurgulayan Nihal Bengisu Karaca, sorun odaklı değil çözüm odaklı yazısıyla günün kazananı oluyor.
FETÖ ve ardından Adnan Oktar operasyonu çeşitli çevrelerde "cemaatlerin kökü kazınmalı" söyleminin ön plana çıkmasına neden oldu.
Fakat ne FETÖ ne de Adnan Oktar ve müridleri bu topraklardaki klasik İslami cemaat kavramını tam karşılıyor muydu?
İşte bu soruyu gündeme getiren Nihal Bengisu Karaca, cemaatler ve tarikatlar üzerinden yapılan provokasyonlara karşı argümanlarını sıralıyor.
Ne bir tarikat ne de cemaat mensubiyeti olmadığını vurgulayan Nihal Bengisu Karaca, sorun odaklı değil çözüm odaklı yazısıyla günün kazananı oluyor.
Karaca'nın yazısındaki şu paragrafları dikkatle okumanızı öneriyoruz:
"Toplumun dindar ve sağlıklı gençler yetiştirmesi, sadece gençler değil, her anı nefsle ve şeytanla sınanma olan şu hayatta İslamı yaşamanın, Allah korkusu ve sevgisini sürdürülebilir bir hayat stratejisi haline getirebilmenin yolu Kuran ve sünnetin kimi zaman karmaşık olabilen güzergahında Ahmed Yesevi’nin, Yunus’un, Halid-i Bağdadi’nin, Geylani’nin, İbrahim Ethem ve Bayezid-i Bestami’nin hikayelerini, tecrübelerini rehber edinmekle mümkün. Yüz binlerce insan için bugüne kadar çalışan, tatmin eden manevi yol ve yöntem hep bu oldu. Bu damarın budanmaya değil, ihya edilmeye ihtiyacı var.
...
Makul yollar tüketildi mi ki, kıralım, ezelim, yokedelim diskuru yürürlüğe giriyor?"