Alkışlar Mahmut Övür için
Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür bugün köşesinden yayınladığı 'Bir kasetle CHP’ye diz çöktürenler' başlıklı yazısıyla alkışları haketti.
Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, küresel güçlerin çeşitli oyunlarla mevcut iktidarı yıkmaya çalıştıklarını, zamanında Deniz Baykal'a yapılan kaset operasyonunun şimdilerde bir mafya meczubuyla yapılmaya çalıştığını kaleme aldı. Övür, 'Başkan Erdoğan'ın dediği gibi "Bu ülkeye diz çöktüremeyeceksiniz...' ifadeleri ile alkışı haketti.
İşte o yazı...
Küresel güçler başta da ABD, Türkiye gibi ülkeleri kimin, nasıl yöneteceği konusunu şansa bırakmak istemez ve istemedi de. Geçmişte ne zaman yönetimi değiştirmek istedilerse başardılar. Çünkü içeride her partide adamları olduğu gibi sivil toplumda da sermaye kesiminde de güçleri var.
Bu güç, sadece iktidarları değil yeri geldiğinde muhalefeti diyazn etti. CHP ve MHP'ye kurulan kaset komplosunun tarihi çok eski değil, 2010... Bir kasetle, CHP'nin başındaki Deniz Baykal'ı indirip Kemal Kılıçdaroğlu'nu getirdiler. Hürhaber yazarı Sevgili Barış Aydın'ın deyimiyle meğer "bir kasetlik" canları varmış.
Şimdi de aynı rüyanın peşindeler... Bir kamera, bir tripod ve bir mafya meczubuyla iktidarı yıkmak istiyorlar.
Koca koca muhalefet liderleri, umutlarını suç örgütü liderinin söylediklerine bağlamış ve onlar üzerinden siyaset yapıyor. Bu çaresizlik ötesi bir şey...
Ama daha vahim olanı, bu ülkenin aydınlarının ve siyaset uzmanlarının da aynı çaresizlik içinde olmaları... Önceki akşam, Prof. Dr. Fuat Keyman'ı izledim. Adeta keyif alırcasına, suç örgütü liderinin ne kadar bilgili olduğundan, Freud'u falan iyi bildiğinden söz edip övgüler düzdü. Neredeyse her söyleneni doğru kabul edip, "Zehirli ağacın meyvesi de zehirli olur" yaklaşımından hiç söz etmedi. Oysa hem yeni nesil mafya babalarını hem de küresel güçlerin neler yapabileceğini en iyi onların bilmesi gerekir. En önemlisi de bırakın yolsuzluk iddialarını şu iki suçlamayı gözden kaçırmaları affedilir gibi değil: 90'lar hatırlatılarak bugünün kirletilmesi ve Türkiye'nin "narko devlet" gibi gösterilmesi. Bu Türkiye'ye kurulacak en kirli tuzaktır.
Ne yazık ki hafızaları silinmiş aydınlar, ne 70'li yılların başında Demirel'in haşhaş ekimiyle sıkıştırıldığını, ne "uyuşturucu kaçakçısı" diye Erbakan ve Çiller'in suçlandıklarını, ne de 90'ların ortasında Batı basınının Türkiye'yi "narko devlet" ilan ettiğini hatırlamıyor.
Asıl mesele, küresel güçlerin bu iftiralarından sonra ne yaptığıydı. Hangi olaya ve hangi tarihe bakarsanız bakın, bu iftiralardan, kumpaslardan sonra küreselciler ve içerideki dostları istediklerini elde etti ve mevcut iktidarlar yıkıldı.
Tıpkı CHP'nin başındaki Baykal'ı bir kasetle devirdikleri gibi... Çünkü o günün meselesi, o kasetin içindeki değil hedefindekiydi. Hedef de Baykal'ı gönderip Kemal Kılıçdaroğlu'nu getirmekti. Bunu da Baykal dahil CHP'lilere diz çöktürdükleri için başardılar.
Anlayacağınız bir kaset, cumhuriyetle yaşıt CHP'ye diz çöktürmüş ve ortaya FETÖ'nün gölgesinde siyaset yapan, küresel dostlarına selam gönderen bir parti çıkmıştı. Sosyoloji de aydınlar da öyle hazırlanmıştı ki birkaç sorumlu siyasetçi dışında kimse bunu sorgulamadı. CHP'liler kaset davasını bile izlemedi.
Şimdi kasetle diz çöktürülen aynı CHP ve küresel dostları, bu kez bir mafya babasının videosuyla iktidara diz çöktürmek istiyor. Ancak unuttukları bir şey var; yakın tarihimizde ne kasetlerle MHP'ye ne de 17-25 yargı darbesindeki ses kayıtlarıyla AK Parti'ye diz çöktürebildiler.
O yüzden daha çok bekleyecekler...
Çünkü Başkan Erdoğan'ın dediği gibi "Bu ülkeye diz çöktüremeyeceksiniz..."