Alkışlar Lütfü Oflaz için...
Sevgili Lütfü… Seni bugün alkışlayacağım ama… Doğruluğun değil beni aratmayan saflığın için alkışlayacağım…
Atalarımızdan biri demiş ki:
“Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar”…
Ama…
“Yalan söyleyeni dokuz köye muhtar yaparlar” dememişler nedense…
O zaman da insan şüpheleniyor hani…
O sözü söyleyen atamız “Dokuz köyden kovulmak istemiyorsanız doğruyu söylemeyin” demek mi istemiş?..
Yoksa…
“Ulan kovulursanız kovulun ama doğruyu söyleyin” mi demiş?..
*
Lütfü Oflaz kesinlikle doğruyu söyleyenlerden…
Ama bakıyorum da doğruyu ilk söylediği gün de toplu taşıma araçlarına biniyormuş…
Doğruyu söylediği bugün de toplu taşıma araçlarına biniyor…
*
“Harun gibi geldiler Karun gibi oldular” diye eleştirdiği iktidar destekçisi gazeteciler ise doğruyu söylemek zorunda kaldıkları günlerde toplu taşıma araçlarına biniyorlardı ama şimdilerde yalılarda oturup, en pahalı otomobillere binmeye başladılar…
*
Günümüz maddiyatçılığında bir an önce köşe olmak isteyen genç gazeteci Lütfü gibi olmak ister?..
Yoksa köşeyi dönmüş köşeci yazar gibi mi?..
*
Sevgili Lütfü…
Ben senden de beterim bazı konularda…
Ama…
Suçu kendimde arıyorum…
*
Tutabilseydim dilimi…
Kendim kesebilseydim elimi…
Mesleğe başladığın andaki servetim hiç olmazsa bugün halen benim olurdu…
*
Yani sevgili Lütfü…
Seni bugün alkışlayacağım ama…
Doğruluğun değil beni aratmayan saflığın için alkışlayacağım…