ALKIŞ

ALKIŞLAR; Doğan Hızlan için çünkü...

"Yandığımıza değil, bizi yakanın (kibrit) içimizden biri olduğuna yanıyoruz"

ALKIŞLAR; Doğan Hızlan için çünkü...

Hani, denir ya ağaçların ağzından; "yandığımıza değil, bizi yakanın (kibrit) içimizden biri olduğuna yanıyoruz" diye Türk Medyası aynen öyle...
Genelde kurumsal hiçbir faydaları yoktur...
Her koyun kendi bacağından asılacak olmanın kuşkusuyla yaşar hayatını...
"Bir kişiyi sokmayan yılanın bin yaşayacağı" bir düzen kurulmuştur çünkü...
O yılanın giderek bütün topluma zehirlerini enjekte etmesi hiç önemli değildir yeter ki o enjeksiyondan bireye zarar gelmesin...
Bu nedenle; "kitap sektörü" medya sektörünün içinden değil tamamen dışındanmış ve hatta "rakip"miş gibi tavır koyulur...
Bu sebebpten yayıncılık sektörünün sorunlarına yönelik birkaç satır yazacaklarına "suçüstü" halde gözaltına alınmış fahişelerin savunmasını yapmak için ayırırlar kocca köşelerini...
Doğan Hızlan ise yıllardır kitap sektörünün gelişimine adamıştır hayatını...
Kitap sektörünün sorunlarını kendi meselesi bellemiştir...
Bugün de HÜRRİYET'tebaşlığı altında yayımlanan makalesinde korsanlarla mücadele edilmeyişine dikkat çekiyor...
DHA Adana muhabiri Bünyamin Yıl'ın imzasıyla yayımlanan bir haberi köşesine taşıyıp bütün ilgili ve yetkililerin gözlerinin içine sokuyor...
Haber yürek yakan cinsinden...
Zira korsanlar, yasadışı bastıkları kitaplara artık "bandrol" yapıştırıyor ve kitapçılarda sattırıyorlarmış...
Bu sahtekârlık, yazarlığın ve yayınevi sahipliğinin sonudur...
Bunu araştırmayan, soruşturmayan İçişleri ve Adalet Bakanlıkları "Hain"dir..
Diyoruz ve böylesine hayati bir konuyu gündeme taşıyan Doğan Hızlan'ı alkışlıyoruz...