ALKIŞLAR; Cüneyt Özdemir için çünkü...
ALKIŞLAR; sadece açığa çıkan ışığı değil; cezaevinin iki omuz genişliğindeki bir hücresinden yayılan ışığı da görebilen...
Lübnanlı Filozof Halil Cibran diyor ki:
"Gece olmadan çıkagelir, çağrılmadan; ve insanlar derin uykulardan uyanıp kendilerine bakın isterler"...
Cüneyt Özdemir, bugünkü (28.05.2011) Radikal'de "Seçimlerin en büyük mitingi" başlığ altında yayımlanan makalesinin bir yerinde şunları yazıyor:
Her şey birkaç gün önce Tuncay Özkan’dan bir mektup almamla başladı. Özkan mektubunda yukarıda anlattığım durumunu ifade edip “Ben cezaevindeyken twitter diye bir şey icat olmuş, Cüneyt sesimi duyurmama yardım et” diye yazmıştı. Tuncay Özkan’ın siyasi anlayışına katılmam. Kimi fikirleri ile 180 derece ters düşüyoruz, ancak seçim döneminde ‘İfade Özgürlüğü’nün kutsal olduğuna inanıyorum. Bu yüzden Tuncay Özkan’ın mektubunun tamamını, cezaevinden gönderdiği 3 fotoğrafı ve halka seslenişini dün dipnot.tv’den yayımladım. Kanal kanal dolaşmaktan yorulmayıp sosyal medyayı önemsemeyen tüm liderlere ve “Twitter mıwitter boş işler” diyen siyasetçilere bu miting ders olsun istedim.
İşte bu satırları okumadan önce büyük filozof Halil Cibran'ın o güzelim sözünü de hatırlayın istedik...
Hangi suçtan hapis yattığını henüz ne kendisinin ne de kamuoyunun bilmediği Tuncay Özkan'ın çığlığına, "bana bakın" seslenişine "kayıtsız kalamayan" Cüneyt Özdemir'in ,"Tuncay Özkan’ın siyasi anlayışına katılmam. Kimi fikirleri ile 180 derece ters düşüyoruz, ancak seçim döneminde ‘İfade Özgürlüğü’nün kutsal olduğuna inanıyorum" deyişindeki erdemi görün istedik...
İşte Demokrasi...
İşte Demokrat...
Herkese, hepimize ders olsun:
"Tuncay Özkan’ın siyasi anlayışına katılmam. Kimi fikirleri ile 180 derece ters düşüyoruz, ancak seçim döneminde ‘İfade Özgürlüğü’nün kutsal olduğuna inanıyorum"
Ve...
Halil Cibran ile bağlayalım...
"Yalnız açığa çıkan ışığı görebiliyorsan, yalnız söylenen sesi duyabiliyorsan; ne görebiliyorsun, ne duyabiliyorsun"...
ALKIŞLAR; sadece açığa çıkan değil; cezaevinin iki omuz genişliğindeki bir hücresinden yayılan ışığı da görebilen...
Sadece söylenen değil; rutubet kokulu beton duvarların arasından filtrelenerek gelen sesi de duyabilen ve o ışıkla sesi 350 bin kişiye ulaştıran Cüneyt Özdemir için...
Hem de avuçlarımız patlayıncaya kadar...
"Gece olmadan çıkagelir, çağrılmadan; ve insanlar derin uykulardan uyanıp kendilerine bakın isterler"...
Cüneyt Özdemir, bugünkü (28.05.2011) Radikal'de "Seçimlerin en büyük mitingi" başlığ altında yayımlanan makalesinin bir yerinde şunları yazıyor:
Her şey birkaç gün önce Tuncay Özkan’dan bir mektup almamla başladı. Özkan mektubunda yukarıda anlattığım durumunu ifade edip “Ben cezaevindeyken twitter diye bir şey icat olmuş, Cüneyt sesimi duyurmama yardım et” diye yazmıştı. Tuncay Özkan’ın siyasi anlayışına katılmam. Kimi fikirleri ile 180 derece ters düşüyoruz, ancak seçim döneminde ‘İfade Özgürlüğü’nün kutsal olduğuna inanıyorum. Bu yüzden Tuncay Özkan’ın mektubunun tamamını, cezaevinden gönderdiği 3 fotoğrafı ve halka seslenişini dün dipnot.tv’den yayımladım. Kanal kanal dolaşmaktan yorulmayıp sosyal medyayı önemsemeyen tüm liderlere ve “Twitter mıwitter boş işler” diyen siyasetçilere bu miting ders olsun istedim.
İşte bu satırları okumadan önce büyük filozof Halil Cibran'ın o güzelim sözünü de hatırlayın istedik...
Hangi suçtan hapis yattığını henüz ne kendisinin ne de kamuoyunun bilmediği Tuncay Özkan'ın çığlığına, "bana bakın" seslenişine "kayıtsız kalamayan" Cüneyt Özdemir'in ,"Tuncay Özkan’ın siyasi anlayışına katılmam. Kimi fikirleri ile 180 derece ters düşüyoruz, ancak seçim döneminde ‘İfade Özgürlüğü’nün kutsal olduğuna inanıyorum" deyişindeki erdemi görün istedik...
İşte Demokrasi...
İşte Demokrat...
Herkese, hepimize ders olsun:
"Tuncay Özkan’ın siyasi anlayışına katılmam. Kimi fikirleri ile 180 derece ters düşüyoruz, ancak seçim döneminde ‘İfade Özgürlüğü’nün kutsal olduğuna inanıyorum"
Ve...
Halil Cibran ile bağlayalım...
"Yalnız açığa çıkan ışığı görebiliyorsan, yalnız söylenen sesi duyabiliyorsan; ne görebiliyorsun, ne duyabiliyorsun"...
ALKIŞLAR; sadece açığa çıkan değil; cezaevinin iki omuz genişliğindeki bir hücresinden yayılan ışığı da görebilen...
Sadece söylenen değil; rutubet kokulu beton duvarların arasından filtrelenerek gelen sesi de duyabilen ve o ışıkla sesi 350 bin kişiye ulaştıran Cüneyt Özdemir için...
Hem de avuçlarımız patlayıncaya kadar...