ALKIŞLAR; Cüneyt Özdemir için çünkü...
Son yılların "en muhteşem gazeteciliği"ni yaptığı; kurulmakta olan "yeni dünya düzeninin en yakın tanıklarından"
Kitabın nevi ne olursa olsun "önemli" görülen yerlerin üzerinin şeffaf Faber Castelle çizilmesi çok işe yarıyor...
Ne alâka mı?..
Anlatacağız ama önce birkaç küçük not...
Son günlerde en çok konuşulan kişilerden biri Muammer Kaddafi'nin oğullarından biri olan ve "Geleceğin Libya Devlet Başkanlığı" için eğitilen Seyf-el İslâm...
Türkiye medyasından sadece Cüneyt Özdemir'in söyleşi yapmayı başarabildiği Seyf-el İslâm...
Oğul Kaddafi'nin Özdemir'e anlattıklarını dinledikten sonra kitaplığımızdan Bencil Hesaplar isimli romanı alıp üzerleri şeffaf Faber Castelle çizilmiş bölümlerin içinden Kuzey Afrika ile ilgili bölümü (167. sayfa) bir kez daha okuduk...
2007 yılında yayımlanan ama 2011 yılını anlatan romanın yazarı şöyle diyordu:
Libya’da Muammer Kaddafi iktidarı resmen değilse de fiilen oğlu Seyf - el İslâm’a devretmek üzereydi. Oğul Kaddafi başta babasının bizzat yazdığı Yeşil Kitap olmak üzere ülkede uygulanmakta olan antidemokratik uygulamalara da açıkça cephe almasıyla tanınıyordu. Muammer Kaddafi’nin buna rağmen yönetimi fiilen oğluna bırakmaya hazırlanıyor oluşu, beni (Bu bölüm ABD Başkanı tarafından anlatılıyor. Editör) sevindirmişti.
Görünen oydu ki, tüm dünya, Amerikan ahlâkı, Amerikan toplumsal ve ekonomik değerleri yörüngesine girecekti.
Seyf-el İslâm aslında tam da bunları söylemek istiyordu Cüneyt Özdemir'e.
Çünkü adına "halk ayaklanması" denilen ama tamamen küresel senaryonun gereği, "Amerika - El Kaide ortak girişimi" olarak sahnelenen oyun birden Seyf-el İslâm'ı ters köşeye yatırıverdi...
Oysa ayaklanmadan(!) birkaç hafta önce bütün oyun oğul Kaddafi üzerine devam ediyor; Seyf-el İslâm babasını ve Yeşil Kitap'ı eleştiriyordu...
Ne oldu, nasıl oldu; Amerika Seyf-el İslâm'a verdiği desteği çekti, El Kaide'ye işaret fişeği (Irak operasyonu öncesini ve öldürülen milyonlarca Müslüman'a rağmen El Kaide'nin Irak'ta tek bir Amerikalı askerin burnunu bile kanatmadığını hatırlayın) çakarak harekete geçirdi...
Kim bilir?.. Amerika "bütün" bir Libya'dansa ikiye (belki de üçe) bölünmüş bir Libya'nın daha çok işe yarayacağını düşünmüş olabilir...
Seyf-el İslâm gibi bir Liberal Demokrat Seküler Müslüman aydın yönetiminde "Tek Libya"dan korktu belki de...
Hâsılı...
Cüneyt Özdemir çok büyük gazetecilik yaptı...
Seyf-el İslâm'ın desteklenmesi gereğinin altını çizdi...
Sadece bizim politikacılar için değil, bütün dünya politikacıları için çizdi...
Cüneyt Özdemir'in söyleşisinin uluslararası CNN'de de yayınlanacağını düşünüyor, "Oyun henüz bitmedi" diyoruz...
Ve...
Son yılların "en muhteşem gazeteciliği"ni yaptığı; kurulmakta olan "yeni dünya düzeninin en yakın tanıklarından" biri olarak medya tarihine geçtiği için Cüneyt Özdemir'i alkışlıyoruz...