Ali Bulaç’ın ‘kadın’ söylemine iktisadi bir bakış…
Ali Bulaç “Kadının birinci görevi annelik ve ev hanımlığıdır” deyince rejim mi yıkıldı?.
ADNAN BERK OKAN
Gelecek bilimcisi değilim…
Ama…
Zaman zaman yaptığım öngörülerimde “tam isabet” kaydettiğimi de sürekli okurlarım biliyorlar…
Nereden mi çıktı?..
Anlatacağım ama önce bu analizin yapılış gerekçesini aktarayım kısaca…
Ali Bulaç “Kadının birinci görevi annelik ve ev hanımlığıdır. Kapitalist piyasa, kadını ev dışına çıkarıyor, ev hanımlığını itibarsızlaştırıyor. Erkek kışkırtılmış kadınla evlenmek istemiyor. Olan kadına oluyor. Yüz binlercesi iş, aş peşinde, yalnız" dedi ya;
Allah Allah, kıyamet koptu sanırsınız…
Yahu arkadaşımız kişisel görüşünü söyledi; ne var bunda?..
Size göre “yanlış” olabilir…
İyi ama herkes sizin doğrunuzu seslendirmek zorunda mı?..
Başkaları da başka türlü düşünemez mi?..
Ne yani?..
Ali Bulaç “Kadının birinci görevi annelik ve ev hanımlığıdır” deyince rejim mi yıkıldı?.
Laik sistem mi çöktü?..
Bir İslâm düşünürü; kadına bakış açısının sizin gibi olmadığını söyledi diye rejim yıkılacak, laik sistem çökecekse bırakın çöksün yahu!..
“Abdest namazın temel direğidir onu iyi koruyun” diyen imam daha sonra abdesti bozan şeylerden birinin “yellenmek” olduğunu söyleyince Rizeli Temel’in oturduğu yerden seslenişi gibi:
“Ula hocam o nasi bir temel direktur ki pi osurukta yıkılayi?”
Neden korkuyorsunuz yahu?..
Yoksa sizin demokrasiniz ve laikliğiniz de bir yellenmede yıkılacak kadar zayıf mı?..
Bırakın Ali Bulaç veya başkaları da söylesinler düşüncelerini;
siz de aksini ama bağırıp çağırmadan söylersiniz olur biter…
Hem;
Bulaç’ın söylediklerine bir de “iktisadi” açıdan baksanız olmaz mı?..
Neden mi?..
“Çünkü” diyeyim ve gelecek bilimci olmadığım halde çok uzak olmayan bir gelecekte istihdam konusunda yaşanacak (muhtemel) gelişmeleri anlatayım…
Efendiler!..
Üretim sistemindeki gelişmeler ve fakat buna karşılık tüketici kitlelerinin bu üretim fazlasına ulaşacak satın alma güçlerinin olmayışı Küresel Liberal Kapitalizmi zorda bırakıyor.
Bu zorluk giderek daha artacak.
Bunu bir tarafa yazın…
Ve…
Kim ki bu gerçeğe rağmen, “üçüncü dünya savaşı çıkacak” iddiasında bulunursa ona gülüp geçin…
Çünkü…
Eğer gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ekonomileri bu hızda üretimlerine devam ederlerse bugün bile bulamadıkları “tüketici pazarı”nı büyük savaştan sonra nasıl yakalayacaklar?..
Ölülere mal satarak mı?..
Efendiler!..
Küresel ekonomi aksine daha çok tüketici arıyor…
Bunun için ülkeler bol bol para basıyorlar…
Ama o da yetmiyor…
Neden?..
Çünkü basılan para satın alma gücüne dönüşmüyor, az sayıda varlıklı ailelerin elinde dönüp duruyor…
Önümüzdeki süreçte artık halkların gelir ortalamaları yükseltilecek…
İşsizlik en düşük seviyelere indirilecek…
Bunun için ise gelecekte haftalık çalışma günleri azaltılacak, günlük çalışma saatleri düşürülecek, vardiya sayısı en az üçe çıkarılacak…
İşte o süreçte bir başka tedbir daha alınacak:
Evli kadınlar herhangi bir işte çalışmamak şartıyla evlerinde maaşa bağlanacak, emeklilik sigortası primleri bir fon tarafından karşılanacak.
Neden?..
“İşsiz erkeklere iş sahaları açılsın” diye elbette…
Demek istemem o ki;
Ali Bulaç’ın analizine bu açıdan baktığınızda “haklı” olduğunu göreceksiniz…