Ali Atıf Bir'den müthiş rating iddiası!
Ali Atıf Bir, polis operasyonuyla gündeme gelen reyting ölçüm sistemini Radikal'den Ezgi Başaran'a anlattı.
GAZETECİLER.COM - Reyting operasyonunda Emniyet'in bilirkişi olarak başvurduğu Reklamcılık ve iletişim uzmanı Prof. Ali Atıf Bir, Radikal'den Ezgi Başaran'a konuştu. Bir, "Reytingler 5 kanal ve belli yapım şirketleri etrafında dönüyor" diyor.
Ali Atıf Bir uzun yıllar AGB denetçisi olarak görev yaptı. Reyting ölçümlerinin hem dünyadaki hem de Türkiye’deki sistemini iyi bildiğinden son reyting operasyonunda bilirkişi olarak ifade veren Bir, ‘sistemin merkezindeki denek sayısının arttırılması gerektiğini ama bunun çok izlenme sıralamasını değiştirmeyeceğini’ söylüyor.
DENEK SAYISI ARTMADI ÇÜNKÜ...
2500 denekle reytinglerin ölçülmesi sağlıklı mı?
Genel olarak fena değil ama daha yüksek denek sayısının daha sağlıklı olacağını görürsünüz. 2003 yılından itibaren denek sayısı 5 bin olmalıydı.
Peki niye 2500 denekte kaldı?
TİAK (Televizyon ızleme Araştırmaları A.Ş.) ilk sıradaki 5 kanala bu konuda baskı yapmalıydı, yapmadı. Reklamverenler de hatalı. Hem kanallara ölçüm yaptırmazsan reklam vermem diyor hem de ölçtürme parasını vermem diyor. Sonuçta, 2500’den 5 bin deneğe çıkalım, bunun parasını da vereceğiz diyecek bu 5 büyük kanal. Demiyorlar.
Neden demiyorlar?
Çünkü ne kadar az denek olursa, program başına düşecek reyting o kadar fazla olur. Dolayısıyla o programın saniyesine düşen reklam geliri de o kadar artar.
Bu şirket niye TİAK’a 5 bin denekle ölçsek daha iyi olur demiyor?
Diyor. Ama 5 bin deneğe çıkardığın zaman parasını da vereceksin o şirkete. Böyle bir ölçüm yapacak şirketin kurulum maliyeti 10 milyon dolar, o nedenle herkes çıkıp da ben reytingleri ölçeceğim diyemiyor. Bir deneğin şirkete maliyeti de 3-5 bin dolar. O yüzden AGB Nielsen, kafasına göre biz 5 bin denekle yapacağız diyemez. AGB’yle çalışan kanalların bu parayı vermesi lazım.
DENEKLER NASIL DENETLENİYOR?
AGB denekleri nasıl denetliyor?
Karıştırılan bir şey var. Deneklerden gelen verilerin kontrolü, bir. AGB bunu çok titiz bir şekilde yapar. Ama bir de denek olan ailelerin kontrol edilmesi gerekli. Bunun iyi bir biçimde yapıldığını zannetmiyorum. Dün benim televizyondaki programıma bir denek bağlandı ve “Bana 2.5 yıldır kimse uğramadı. Sadece teknisyenler cihaza bakmaya gelir. Hediye veren de olmadı” dedi.
BU OPERASYONDAN BİR ŞEY ÇIKAR MI?
O zaman operasyondan ne çıkar?
Ben zaten bir şey çıkar demedim. ısviçre’deki merkez her şeyi görüyor, en küçük olağanüstülüğü tespit ediyor. Ama şu olabilir; denek aile birilerinden para alabilir. Ama sonra onun ne yaptığını nasıl bileceksin? Başında mı bekleyeceksin? Bu kömür dağıtıp oy beklemekle aynı şey. Adam kömürü alır, belki sonra gider yine CHP’ye oy verir. Bilemezsin. Burada bir suç var mıdır, cezası nedir ben bilmiyorum. Reytingde şike yapmak gibi bir kanun yok ki, olsa bile nasıl kanıtlayacaksın?
Haksız kazanç olabilir mi?
Haksız kazanç var diyeceksen, AGB’nin tüm datalarına gireceksin, aileyi bulacaksın, televizyonundan gelen tüm verileri çıkartacaksın…
MUHAFAZAKAR BASIN ANLAMAKTA ZORLANIYOR
Reyting operasyonundan sonra, “Bakın aslında bu dizileri halk sevmiyor, müstehcenliği tercih etmiyor, reytinglerle oynanıyor” dendi. Sizce?
Muhafazakâr basın şunu anlamakta zorlanıyor: Nasıl yüzde 50 oy alan AK Parti iktidarında böyle şeyler izlenebilir? ınsanın evinde ne izlediğini bir reyting cihazı biliyor, bir de Allah. Gider AK Parti’ye oy verir, sonra da müstehcen denilen yapımları izler. Bu konuda istediğiniz kişiyle akademisyenliğimi bırakma adına iddiaya girerim. Yarın başka bir 2500 kişi seçelim, üç aşağı beş yukarı aynı dizi ve kanallar çıkar.
Cem Uzan bunu denemişti galiba?
Evet, 1989’da. 150 denek vardı o günlerde AGB’de. Onların karşısına başka 150 denekle araştırma yapması için Nielsen’i getirdi. Sonuç aynı çıkınca bıraktı.