MEDYA KÖŞESİ

Alemlere akmış bir aceminin notları

Ahmet Hakan bugün işlevsel gazeteciliğe iyi bir örnek sunmuş. 'Alemlere akma' fiilinin tam olarak ne olduğunu merak edenler mutlaka okumalı.

Alemlere akmış bir aceminin notları

GAZETECİLER.COM

Ahmet Hakan bugün işlevsel gazeteciliğe iyi bir örnek 'Alemlere akma' fiilinin tam olarak ne olduğunu merak edenler mutlaka okumalı. Bir aceminin alemlerdeki şaşkınlığını anlamak isteyenler de okumalı. İşte 'Alemlere akmış bir aceminin notları':

"Eğer “deliler ırmağı”ndan bir tas su içmeyi reddetmez ve her türden maskaralığa kendinizi bırakmazsanız haliniz harap! Bütün bir “âlem akışı” boyunca beyninizden sürekli “Bu ne saçmalık? Bu da eğlence mi? Bundan zevk alınır mı?” türünden huysuzluk sorularının geçmesine asla engel olamazsın...
 

*  Tecrübeyle sabittir: Âlemlere akmanın mahiyetini ve amacını tam kavrayamamış bir adam, bütün bir gece oradan oraya sürüklenirken, evde kitap okumak, DVD takılmak ya da Twitter’dan geyik yapmak gibi eylemlere çok fena özlem duyar...

*  “Çapı dar bir âlem akması” için başlıca duraklar şunlardır: SUNSET’te gayet ağırbaşlı bir erken akşam yemeği... PAPERMOON’da yarım saatlik “kendini gösterme”ye dayalı bir korsan eylem... BİBER’de gerilla taktiğiyle küçük bir mola... LONGTABLE’da ünlü şahsiyetlerle dağıtmadan önceki son temas... AL-JAMAL’da iç savaş öncesi Beyrut’unun son günlerini anımsatan bir dağıtma... ŞAMDAN’da gecenin sonunda toparlanma girişimi...

*  Dikkat! Eğer amacınız “görünmek” ya da “göstermek” ise “Ben cuma ya da cumartesi akşamları âlemlere akmam... Çok kalabalık oluyor” falan türünden züppeliklere asla prim vermemelisiniz...

*  Âlemlere aktığınızda “gereksiz sorgulamalar”dan kaçınmazsanız işin zevkini çıkaramazsınız... Mesela: Çılgın eğlencenin tam ortasında karşı masada hafiften kasmış bir şekilde oturanlara bakıp, “Ne yani? Bunlar şimdi eğleniyorlar mı?” falan diye sorgulamalar içine girmemelisiniz.

*  Hayatı boyunca Serdar Ortaç’ın şarkılarına dudak bükmüş birinin, âlemlere akma kararı aldığında, korkunç bir Serdar Ortaç intikamına maruz kalacağını aklından çıkarmaması gerekir...

*  Sabaha karşı saat üç... Elinizde sadece şunlar var: Çokça yorgunluk, bolca kulak çınlaması, Serdar Ortaç şarkılarından aptal melodiler, eğleniyormuş gibi yapan erkek ve kadınların acayip görüntüleri, yatağa karşı dayanılmaz bir özlem, “Ben kendime bu işkenceyi neden yaptım” tarzında bin pişmanlık ve “Bir daha da akmam âlemlere...” şeklinde tövbeler..."

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar