Al şebelekten vur şapşala
İyi köşe yazarlarının onların kulvarında koşabilmeleri mümkün değil… Çünkü kötü köşe yazar koşarken her yaklaşana tükürür…
Tıpkı, Grasham Yasasında kötü paranın iyi parayı kovduğu gibi bunlar da kötü birer “köşe yazar” olarak, iyi “köşe yazarlarını” kovuyorlar…
Sayıları iki elin parmak sayısını geçmiyor…
Ama…
Boş tenekeler gibi sesleri çok çıkıyor…
*
Ve bir de…
Öylesine yüzsüz…
Öylesine arsız…
Öylesine utanmazlar ki…
İyi köşe yazarlarının onların kulvarında koşabilmeleri mümkün değil…
Çünkü kötü köşe yazar koşarken her yaklaşana tükürür…
Yanlarından geçip gitmeye çalışan iyi köşe yazarına çelme takar…
*
Ve bunlar…
Birbirlerini fikir ve bilgiyle mahcup etmek yerine…
Birbirlerine:
- Şebelek…
- Şapşal…
- Hırsız…
- Vatan haini…
- FETÖ’cü…
- Serseri…
- Goygoycu…
- Yalaka…
- Kıç yalayıcı…
- Aptal…
- Yalancı…
- Salak; diyerek hakaret ederler…
*
Dikkat ederseniz göreceksiniz ki; yazdıkları gazetenin fiziki baskısında bunları okuyan bile yoktur…
Sosyal medyadaki yandaş trolleriyle (Yıkamak yağlamak için) düşman trolleri (ana avrat küfür etmek için) okur bunları…
*
“Düşman” belledikleri rakiplerinden:
- Daha demokrat…
- Daha adil…
- Daha entelektüel olduklarını yazdıklarıyla, söyledikleriyle, yani…
Fikirleriyle anlatamadıkları için…
Kendi okurlarına, başka okurların yazarlarının “çok kötü” olduklarını anlatmaya çalışırlar…
*
Dedim ya…
Sağdan da saysanız sayıları onu geçmez…
Soldan da saysanız geçmez…
Aşağıdan da baksanız çukur olarak görünürler…
Yukarıdan bakanlar için zaten çukurdurlar…
EY SAVAŞ ÇIĞIRTKANI
Tuncel Kurtiz merhuma özenip diyeyim ki sana:
Kaşıyorsun savaşı…
Kaşıma…
Kendin de kaşınıyorsun…
Kaşınma…
Bırak şu savaş çığırtkanlığını…
Bırak…
80 milyonun başını belâya sokacaksın...
Sokma…
37 YILDIR DA GELMİYOR İŞTE...
Bektaşi'nin biri yaz sıcağına rastlayan ramazan ayında oruç tutmadığı gibi…
Bir de üstüne üstlük öğlen saatlerinde testiyi başına çekmiş su içiyor.
Oruçlu bir başka Müslüman geliyor yanına:
"Utanmıyor bu mübarek günde oruç tutmuyorsun bir de su içiyorsun" diyor.
Bektaşi dudaklarımda birikmiş suyu elinin tersi ile sildikten sonra cevap veriyor;
"Beri bak komşum" diyor. "Ramazan gitti mi bir dahaki seneye gene gelir ama bu fakir gitti mi bir daha hiç gelemez."
*
Seçim barajının tartışıldığı bu günlerde kişisel görüşümü söyleyeyim.
Temsilde adaleti, yönetimde istikrara tercih ederim...
Çünkü…
İstikrar bugün gider yine gelir...
Ama...
Adalet gitti mi…
Bir daha hiç gelmez...
*
37 yıldır da gelmiyor işte...
ÖZENMEYİN ELDE TUTULAN YAYLARA…
Mevlana diyor ki:
“Doğru olsam ok gibi yabana atarlar beni, eğri olsam yay gibi elde tutarlar beni...”
*
Ey gazetelerinden, ok gibi defalarca fırlatılıp atılanlar…
Siz siz olun…
Özenmeyin elde tutulan yaylara…