GÜNDEM

Akşam yazarından Mehmet Y.Yılmaz için olay benzetme!

Mehmet Yakup Yılmaz'ın “Kötülüğün sıradanlaşması” başlıklı bir yazısına tepkiler çığ gibi büyüyor. Akşam yazarı Markar Esayan da bu yazının AK Parti Tanıtım ve Medya Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’a saldırmak için yazıldığını ifade etti.

Pınar Erden
Pınar Erden[email protected]
Akşam yazarından Mehmet Y.Yılmaz için olay benzetme!

“Kötülüğün sıradanlaşması” başlıklı yazıya bir tepki de Akşam yazarı Markar Esayan'dan geldi. Esayan, Yılmaz'ın yazısından bir bölümü köşesinde paylaştı ve "İşte bu paragrafta yer alan hezeyanlar, kötülüğün sıradanlaşmasıdır. Nefret suçu ve ayırımcılık içermektedir." yorumunda bulundu. Akşam yazarı, Mehmet Y. Yılmaz için bir benzetmede bulundu:

1940’larda yaşasa, Yılmaz iyi bir Eichmann olurdu aslında. 

2020 model Eichmann

Bir insan ne kadar şaşırmış, ne kadar yoldan çıkmış olmalıdır ki, “Kötülüğün sıradanlaşması” başlıklı bir yazı yazıp da kötülüğü sıradanlaşması adına örnek olarak okutulacak bir metin ortaya koysun? Bunu malum T24 isimli sözde haber sitesinin yazarı Mehmet Yakup Yılmaz başarmıştır.

***
AK Parti Tanıtım ve Medya Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’a saldırmak için yazılan bir yazı bu. Vay efendim nasıl olur da sosyal medyada hepimizi bağlayan bir ahlaki çerçeve olsun istenirmiş! İnsanların itibarsızlaştırılmadığı, nefretin artmadığı, daha nezih bir sosyal medya ortamı talebi, Mehmet Yakup Yılmaz gibileri tarafından nefret çekmiş ve nefret suçu ile Mahir Ünal’a saldırmışlar.

***
Tabii bunu açıkça böyle ifade etmiyorlar. Bu ahlaki çerçeveyi kabul edenler Twitter’da isimlerinin yanına yeşil bir ikon koyuyor. İşte bu ikona sahip üç beş kişi CHP’li bazı kadınlara hakarette bulunmuşlar. Yılmaz açıkça yalan konuşarak Ünal’ın “kadın politikacı ve gazetecilere ağır hakaretler yağdıran bazı sosyal medya hesaplarını ‘etik kurallara uyan milli hesaplar’ olarak tarif ettiğini” ifade ediyor.

***
Ne Sayın Ünal ne de herhangi birimiz hakaret içeren bir mesajı onaylarız. Zaten bu çerçeve tam da bu nedenle önerilmiyor mu? Bu türden yanlışları hiçbir cenahtan hiçkimse yapmasın diye değil mi bu çabalar?

***
Bununla da kalmıyor, daha doğrusu asıl kepazelik bundan sonra başlıyor. Şöyle önümüze döküyor bilinçdışındaki tüm cürufu Yakup Yılmaz…

“Mahir Ünal ismi altında tanımlanmış bir birey olarak sadece Mahir Bey’inkini değil, iktidardaki koalisyonun bütün yöneticilerinin özel hayatlarında nasıl tipler olduğunu merak ediyorum. Yani merak ettiğim adını ve soyadını bildiğimiz gerçek bir kişi değil aslında. (...) Daha çok bir arketip! (...) Mesela karılarını dövüyorlar mı? Çocuklarına karşı nasıl bir tutum içindeler? Kız çocukları ile oğlan çocukları arasında fark gözetiyorlar mı? Komşuları ile ilişkileri nasıl? Karşı cinse nasıl davranıyorlar? Bir kadın ile tanıştıklarında akıllarından ilk geçen ne oluyor? Haksızlıklar karşısında susarak ‘dilsiz şeytan’ olmayı eleştirirler mi? Elde ettikleri pozisyonu kaybetmek pahasına itiraz etme kudretine sahipler mi?”

***
İşte bu paragrafta yer alan hezeyanlar, kötülüğün sıradanlaşmasıdır. Nefret suçu ve ayırımcılık içermektedir. Muhafazakarlar karılarını ve çocuklarını döven, oğlan çocuklarını kızdan üstün tutan, kadınları cinsel obje olarak gören, haksızlıkları örtbas eden, posizyon için her şeyi yapan zelil varlıklardır.

***
1940’larda yaşasa, Yılmaz iyi bir Eichmann olurdu aslında. 

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar