AKP'nin de medyası olsun ama böyle mi olsun?
Mustafa Karaalioğlu'nun AKP medyasının bitirilmek istendiği iddiasını tartışmaya devam eden Eyüp Can "iktidarın medyası olsun da böyle mi olsun?" diye sordu.
GAZETECİLER.COM
Mustafa Karaalioğlu'nun başlattığı "yüzde 50'nin medyası olmasın mı?" tartışması devam ediyor.
AKP'NİN DE MEDYASI OLSUN AMA BÖYLE Mİ OLSUN?
Radikal gazetesinin tepe ismi Eyüp Can tartışmaya ikinci bir yazı ile katkı sunarken Sabah-ATV grubunun satış süreciyle gündeme gelen "havuz medyası" eleştirilerine dikkat çekti. "İktidarın da muhalefetin de medyası olsun da böyle mi olsun?" diye soran Eyüp Can tapelerdeki ifadeleri hatırlattı ve "hiçbir çuvala sığmayan havuz medyası mızrağını ne yapalım?" dedi.
İşte Can'ın yazısındaki ilgili bölüm:
NİHAT ÖZDEMİR'İN AÇIKLAMASINI KİMSE CİDDİYE ALMIYOR
Akif Beki’nin operasyonların yürütülüş ve medyaya yansıması konusunda yaptığı haklı eleştirilere sonuna kadar katılırım fakat demokratik bir ülkede kamudan ihale alan bir müteahhit grubunun hükümet aracılığıyla ortak havuz oluşturarak bir medya grubunu almasını nasıl izah edeceğiz?
Basit bir hisse devriyle mi?
Keşke bu kadar basit ve masum olsa.
Ama maalesef değil.
Soruşturma dosyasına giren tapeleri dinledikten sonra ortak havuza para aktaran müteahhitlerden biri olan Nihat Özdemir’in “100 milyon dolar verdim ama hisse karşılığı borç verdim” açıklamasını kimse ciddiye alamıyor.
Keşke öyle olsaydı, o zaman ne Nihat Özdemir telefonda havuza para koyan diğer müteahhitlere “Bu işlem duyulursa memlekette yer yerinden oynar” derdi ne de bir başka müteahhit “Ben de parayı hisse alıyormuş gibi yaparak aktarayım” talebinde bulunurdu.
TÜM BUNLAR İKTİDARIN MEDYASI OLSUN DİYE YAPILIYOR
Ahmet Çalık, Sabah ve Atv Grubu’nu zamanında 1 küsur milyar dolara ihaleye girerek aldı. Siyasi yakınlığı ne olursa olsun, kimse hukuken ağzını açamadı.
Eğer Kalyon İnşaat ya da hükümete yakın başka bir işadamı şeffaf bir biçimde Çalık’tan parasını verip alsa yine kimse hukuken ağzını açamazdı.
Fakat böyle olmadı çünkü Kalyon grubunun bu değerde bir aseti alabilecek ekonomik gücü yok. Olmadığı için havuza katılan diğer müteahhitler “Bu iş ortaya çıkarsa yer yerinden oynar” diyor.
Ve Kalyon’a Sabah Grubu’nun satışında para aktarabilmek için akla karayı seçiyor. Olmadık yolları deniyor. Kamu bankasından borç alıyor...
Ve tüm bunlar iktidarın medyası olsun diye yapılıyor!
HAVUZ MEDYASI MIZRAĞI HİÇ BİR ÇUVALA SIĞMIYOR
Tekrar ediyorum: İktidarın da muhalefetin de medyası olsun da böyle mi olsun?
“Eski Türkiye’de bu işler böyle yapılıyordu” demek Yeni Türkiye iddiasını nereye taşıyor?
Tamam paralel yapılanmaları bu operasyonların yapılış şeklini sorgulayalım da artık hiçbir çuvala sığmayan havuz medyası mızrağını ne yapalım?
EYÜP CAN TÜM YAZILARI
Mustafa Karaalioğlu'nun başlattığı "yüzde 50'nin medyası olmasın mı?" tartışması devam ediyor.
AKP'NİN DE MEDYASI OLSUN AMA BÖYLE Mİ OLSUN?
Radikal gazetesinin tepe ismi Eyüp Can tartışmaya ikinci bir yazı ile katkı sunarken Sabah-ATV grubunun satış süreciyle gündeme gelen "havuz medyası" eleştirilerine dikkat çekti. "İktidarın da muhalefetin de medyası olsun da böyle mi olsun?" diye soran Eyüp Can tapelerdeki ifadeleri hatırlattı ve "hiçbir çuvala sığmayan havuz medyası mızrağını ne yapalım?" dedi.
İşte Can'ın yazısındaki ilgili bölüm:
NİHAT ÖZDEMİR'İN AÇIKLAMASINI KİMSE CİDDİYE ALMIYOR
Akif Beki’nin operasyonların yürütülüş ve medyaya yansıması konusunda yaptığı haklı eleştirilere sonuna kadar katılırım fakat demokratik bir ülkede kamudan ihale alan bir müteahhit grubunun hükümet aracılığıyla ortak havuz oluşturarak bir medya grubunu almasını nasıl izah edeceğiz?
Basit bir hisse devriyle mi?
Keşke bu kadar basit ve masum olsa.
Ama maalesef değil.
Soruşturma dosyasına giren tapeleri dinledikten sonra ortak havuza para aktaran müteahhitlerden biri olan Nihat Özdemir’in “100 milyon dolar verdim ama hisse karşılığı borç verdim” açıklamasını kimse ciddiye alamıyor.
Keşke öyle olsaydı, o zaman ne Nihat Özdemir telefonda havuza para koyan diğer müteahhitlere “Bu işlem duyulursa memlekette yer yerinden oynar” derdi ne de bir başka müteahhit “Ben de parayı hisse alıyormuş gibi yaparak aktarayım” talebinde bulunurdu.
TÜM BUNLAR İKTİDARIN MEDYASI OLSUN DİYE YAPILIYOR
Ahmet Çalık, Sabah ve Atv Grubu’nu zamanında 1 küsur milyar dolara ihaleye girerek aldı. Siyasi yakınlığı ne olursa olsun, kimse hukuken ağzını açamadı.
Eğer Kalyon İnşaat ya da hükümete yakın başka bir işadamı şeffaf bir biçimde Çalık’tan parasını verip alsa yine kimse hukuken ağzını açamazdı.
Fakat böyle olmadı çünkü Kalyon grubunun bu değerde bir aseti alabilecek ekonomik gücü yok. Olmadığı için havuza katılan diğer müteahhitler “Bu iş ortaya çıkarsa yer yerinden oynar” diyor.
Ve Kalyon’a Sabah Grubu’nun satışında para aktarabilmek için akla karayı seçiyor. Olmadık yolları deniyor. Kamu bankasından borç alıyor...
Ve tüm bunlar iktidarın medyası olsun diye yapılıyor!
HAVUZ MEDYASI MIZRAĞI HİÇ BİR ÇUVALA SIĞMIYOR
Tekrar ediyorum: İktidarın da muhalefetin de medyası olsun da böyle mi olsun?
“Eski Türkiye’de bu işler böyle yapılıyordu” demek Yeni Türkiye iddiasını nereye taşıyor?
Tamam paralel yapılanmaları bu operasyonların yapılış şeklini sorgulayalım da artık hiçbir çuvala sığmayan havuz medyası mızrağını ne yapalım?
EYÜP CAN TÜM YAZILARI