MEDYA KÖŞESİ

Akif Beki'nin yazılarını okumuyormuş!

Milliyet gazetesinden Sedat Ergin Akif Beki'nin yazılarını okumuyormuş ama Özkök'ten dinledi. Okumadığı Akif Beki'yi beğendi!

Akif Beki'nin yazılarını okumuyormuş!

BAŞBAKAN'ın eski basın danışmanı Akif Beki'nin önceki gün Radikal Gazetesi'ndeki yazısını okuyunca içinden şöyle dedi Ertuğrul Özkök, "Akif nihayet şifresiz yazmaya başladı." Geçen günkü yazısını çok beğendi Özkök, Sedat Ergin'e sordu "Akif Beki'nin yazısını okudun mu?" diye.... Ergin Akif Beki'yi okumuyorum dedi ama yazıyı dinleyince de beğendi!

- (...) Yazı şu soruyla başlıyor:

"Mesele şu: Beni buralarda ben olarak barındırırlar mı?"

Bu yıl, Sadri Alışık Onur Ödülü'nün yazar Vedat Türkali'ye verilmesinden çok etkilenmiş.

Vedat Türkali'nin orada yaptığı teşekkür konuşmasını aktarıyor.

Türkali şöyle demişti:

"Kemalist değilim, MKM'de ödül alıyorum.

Attilá İlhan'la farklı anlayışlarımız var; burası Attilá İlhan Salonu.


Beni aranıza kabul ettiniz, nasıl etkilenmem."

Beki,
buradan kendisinin Doğan Grubu'nda yazmasına geliyor:

"Sedat Ergin'le başım belada.

Ama Milliyet'e kapı komşu Radikal'de yazıyorum.

İktidar-medya ilişkileri sorunlu.

Ama ben, Başbakanlık'tan ayrılıp medyaya geri döndüm.

Kendilerine uymayana hükümet yandaşı diyen bir grup var.


Ama o grubun gazetesine geçtim.

Çoğunluğu Cumhuriyet ekolünden, hatta
CHP'de aktif siyaset yapmışlar var.

Ama onların arasına geldim.

Fikren ayrı takılıyorum diye çocuklarına taşlatıyorlar beni.

Ama ben koroya katılmaya gelmedim.

Beni bu mahallede barındırırlar mı dersiniz?

Bazı komşularım zımnen diyor ki, sen de değiş, bize benze.

Diyorum ki; ama ben size benzemeye gelmedim ki.

Bakın bakalım, ödül verdik diye Vedat Türkali'ye şart koşan oldu mu?

Olsa Vedat Türkali alın da başınıza çalın demez miydi."

Beki,
yazının sonunda kendisini ilgilendiren soruyu soruyor:

"Peki ben de aranıza böyle kabul mü edilmiş oldum, şimdi

Yani teşekkür etmeli miyim, ben de

Alkışlamalı mıyım Sedat Ergin'i"

* * *

Beki yazılarına başlarken onunla sohbet etmiştim.

"Cesur ol. Her şeyi açık ve net yaz. Doğan Grubu'na geldin diye, kompleksli davranma" demiştim.

Öyle de yaptı.

Kimse de çıkıp ona, niye böyle yazdın falan demedi.

Ben kendi payıma onun analizlerini ve aktardığı duyguları çok dikkatle okuyorum.

Vedat Türkali örneğini de çok güzel yakalamış.

Bence yazı, bütün Türkiye'ye ders niteliğinde.

O nedenle, bu yazıya bakarak içimden, keşke Başbakan Tayyip Erdoğan da eski danışmanının bu yazısını dikkatle okusa demek geçti.

Vedat Türkali'nin, Attilá İlhan salonunda, Sadri Alışık Onur Ödülü aldığı bir ülkede, Doğan Grubu gazetelerinin, televizyonlarının ve gazetecilerinin de, farklılıklarını koruyarak yaşama hakkı yok mudur?

Öyleyse nedir bu bütün devlet aygıtıyla bu grubun üzerine çullanmalar, yok etme gayretleri?

* * *

Pazartesi sabahı Bodrum'da Sedat Ergin'le birlikteydim.

"Akif'in yazısını okudun mu?" dedim.

"Ben onun yazılarını okumuyorum" dedi.

"Öyleyse ben okuyayım sen dinle, böylece okumamış olursun" dedim.

Yazıyı okudum.

Sedat Ergin de beğendi.

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar