Akif Beki'nin ambargo koyduğu iki isim kim?
Ayşenur Arslan'ın sorularını yanıtlayan gazeteciler.com yazarı Levent Gültekin hem AKP cemaat savaşına hem muhafazakar medyaya dair çarpıcı yorumlarına devam etti...
GAZETECİLER.COM
Sokak TV'de yayınlanan Medya Mahallesi'ne konuk olan gazeteciler.com yazarı Levent Gültekin canlı yayında Ayşenur Arslan'ın sorularını yanıtladı.
AKİF BEKİ'NİN LEVENT GÜLTEKİN VE AHMET HAKAN AMBARGOSU!
Ayşenur Arslan: Öncelikle bir itirafta bulunmak istiyorum. Ben Levent Gültekin'i CNN Türk'te iken konuk etmek istedim ama o zaman programdaki partnerim Akif Beki katiyen olmaz dedi. Hatta Levent Gültekin gelirse ben gelmem dedi. Aranızda bir husumet mi var?
Levent Gültekin: Hayır Akif Beki ile görüşüyoruz konuşuyoruz. Aramızdaki zıtlık iktidarla birlikte daha da belirginleşti. Kalabilirdim ama ben o arkadaşlarla aynı kurumdayken istifa ettim. Akif Beki 24'ün yayın yönetmeniydi. Ben de aynı grubun icra kurulu başkan yardımcısıydım. Arkadaşlar bizim kafamızdaki gazetecilik bu değildi ben istifa ediyorum dedim. Onlar da senin istifan bizi töhmet altında bırakır dediler. Sen rest çekip gidiyorsun ama biz burada kalıyoruz ve bu bizi yıpratır dediler. Ben orada arkadaşlarla yaptığımız çalışmaların sağlıklı bir sonuç vermeyeceğini düşünerek işi yazarlığa döktüm. Yazılarıma da kendi hayal kırıklığımı yansıttım. Biz böyle dememiştik, şu sözleri vermiştik, şöyle gazete yapacaktık, şöyle televizyon yapacaktık diye sorgulayıcı yazılar yazdım ve bunlar arkadaşlarımda rahatsılzık konusu oldu. İkili konuşmalarımızda rahatsız oldukları konuları yazınca sorun oldu. Kabul etmek gerekir ki arkadaşlar kendi konumlarını iktidara fazla angaje hale getirdiler. Çok irtibatlı bir hale geldiler. Akif Beki ve diğer arkadaşlar kendi varlıklarını iktidara endekslediler. Benim yazılarımda da iktidara dönük sert eleştiriler vardı. Bu eleştirilerimi "ekmek teknemizle oynuyor" şeklinde algılandı arkadaşlar tarafından ve mesafemiz açıldı. Yoksa kişisel bir sorun yaşanmadı.
Ayşenur Arslan: Akif Beki iki kişiye ambargo koymuştu. Biri Levent Gültekin diğer de Ahmet Hakan'dır. Bu nedenle merak ettim.
TAYYİP BEY'İN YETİŞME TARZI DEMOKRASİYLE BAĞDAŞMIYOR
AKP cemaat savaşı ve Başbakan Erdoğan'ın izlediği yol haritasına dair çarpıcı yorumlar yapan Levent Gültekin, 7 Şubat MİT krizinden bugüne uzanan sürecin parametrelerini çözümledi:
Türkiye'de batı standartlarında demokrasiyi içselleştirmiş çevrelerin çok az olduğunu düşünüyorum. Türkiye'de insanlar demokrasiyi kendi özgürlükleri için isterler. Dindarlar muhalefetteyken demokrasi diyorlardı ama iktidara gelince kendileri için demokrasi istediler. Başkaları için değil. Bir özgürleşme süreci değil de gücün el değiştirme süreci yaşandı. Tayyip Bey'in yapısı, yetişem tarzı, içinden geldiği kültür demokrasiyle çok bağdaşmışyor. Demokratik İslam'la çok da örtüşmüyor. Çünkü İslam'ın terbiye ettiği insan ilademokrasinin öngördüğü insan da örtüşmüypor. Emevilerden sonra oluşan bir din vardır. Gerçekle bağları kopmuş birşeydir o. İtaat ve biat dayatan bir çizgidir. Devlete devlet başkanına itaat edeceksin. Böyle yetişyorsun...
AKP İLE CEMAAT BİRBİRLERİNDEN DAHA DEMOKRAT DEĞİLLER
Tayyip Bey'in kafasında daha dindar bir Türkiye var. AKP ile cemaatin birbirlerinden daha demokrat daha özgürlükçü olduklarını söylemek mümkün değildir Hatta cemaatin AKP'ye kıyasla daha dinci olduğunu söyleyebiliriz.
TAYYİP BEY KORKUYLA HAREKET ETTİ VE KAYBETTİ
Tayyip Bey'in 17 Aralık'ta cemaat karşısında yapacak tek bir şeyi vardı. Özgürlüklerin önünü açacaktı. Cemaatten ancak böyle kurtulabilirdi. Toplumun büyük bölümü cemaatten değil özgürlüklerin önünü açan siyasetin yanında durabilirlerdi. Ama Tayyip Bey tam tersini yaptı. Tayyip Bey özellikle MİT krizinden sonra korkuyla hareket etti. İnsanın ruhunu korku teslim aldığında artık sağlıklı hareket edemez.
ERDOĞAN İKTİDARININ GİDEBİLECEĞİNİ GÖRDÜ
Tayyip Bey yenildi. MİT operasyonundan sonra yenildi. İktidarının gerçek bir iktidar olmadığını, gidebileceğini farketti. Sonra Gezi oldu. Gezi'yle beraber bu korku tavan yaptı. Göstericler Dolmabahçe'ye yürüdüğünde çok korktu. (Gezi'ye gittim ben de . Yazılarımda da destek oldum. Öyle komplo teorilerine de inanmıyorum. Çok faydalı da olduğunu da düşünüyorum.) O korkuyla hareket ediyor Başbakan. Şöyle bakıyor olaya. Ülkenin başında büyük bir bela var önce onu halledeyim. Bağımsız yargıyı falan sonra kurarız diyor. Ama örnepin internet düzenlemesini kendisi için yaptığını düşünüyor toplum. Çünkü Baykal'ın kaseti çıktığında bunu yapmadı, kendisiyle ilgili sızdırmalar başladığında bu yasayı getirdi.
Sokak TV'de yayınlanan Medya Mahallesi'ne konuk olan gazeteciler.com yazarı Levent Gültekin canlı yayında Ayşenur Arslan'ın sorularını yanıtladı.
AKİF BEKİ'NİN LEVENT GÜLTEKİN VE AHMET HAKAN AMBARGOSU!
Ayşenur Arslan: Öncelikle bir itirafta bulunmak istiyorum. Ben Levent Gültekin'i CNN Türk'te iken konuk etmek istedim ama o zaman programdaki partnerim Akif Beki katiyen olmaz dedi. Hatta Levent Gültekin gelirse ben gelmem dedi. Aranızda bir husumet mi var?
Levent Gültekin: Hayır Akif Beki ile görüşüyoruz konuşuyoruz. Aramızdaki zıtlık iktidarla birlikte daha da belirginleşti. Kalabilirdim ama ben o arkadaşlarla aynı kurumdayken istifa ettim. Akif Beki 24'ün yayın yönetmeniydi. Ben de aynı grubun icra kurulu başkan yardımcısıydım. Arkadaşlar bizim kafamızdaki gazetecilik bu değildi ben istifa ediyorum dedim. Onlar da senin istifan bizi töhmet altında bırakır dediler. Sen rest çekip gidiyorsun ama biz burada kalıyoruz ve bu bizi yıpratır dediler. Ben orada arkadaşlarla yaptığımız çalışmaların sağlıklı bir sonuç vermeyeceğini düşünerek işi yazarlığa döktüm. Yazılarıma da kendi hayal kırıklığımı yansıttım. Biz böyle dememiştik, şu sözleri vermiştik, şöyle gazete yapacaktık, şöyle televizyon yapacaktık diye sorgulayıcı yazılar yazdım ve bunlar arkadaşlarımda rahatsılzık konusu oldu. İkili konuşmalarımızda rahatsız oldukları konuları yazınca sorun oldu. Kabul etmek gerekir ki arkadaşlar kendi konumlarını iktidara fazla angaje hale getirdiler. Çok irtibatlı bir hale geldiler. Akif Beki ve diğer arkadaşlar kendi varlıklarını iktidara endekslediler. Benim yazılarımda da iktidara dönük sert eleştiriler vardı. Bu eleştirilerimi "ekmek teknemizle oynuyor" şeklinde algılandı arkadaşlar tarafından ve mesafemiz açıldı. Yoksa kişisel bir sorun yaşanmadı.
Ayşenur Arslan: Akif Beki iki kişiye ambargo koymuştu. Biri Levent Gültekin diğer de Ahmet Hakan'dır. Bu nedenle merak ettim.
TAYYİP BEY'İN YETİŞME TARZI DEMOKRASİYLE BAĞDAŞMIYOR
AKP cemaat savaşı ve Başbakan Erdoğan'ın izlediği yol haritasına dair çarpıcı yorumlar yapan Levent Gültekin, 7 Şubat MİT krizinden bugüne uzanan sürecin parametrelerini çözümledi:
Türkiye'de batı standartlarında demokrasiyi içselleştirmiş çevrelerin çok az olduğunu düşünüyorum. Türkiye'de insanlar demokrasiyi kendi özgürlükleri için isterler. Dindarlar muhalefetteyken demokrasi diyorlardı ama iktidara gelince kendileri için demokrasi istediler. Başkaları için değil. Bir özgürleşme süreci değil de gücün el değiştirme süreci yaşandı. Tayyip Bey'in yapısı, yetişem tarzı, içinden geldiği kültür demokrasiyle çok bağdaşmışyor. Demokratik İslam'la çok da örtüşmüyor. Çünkü İslam'ın terbiye ettiği insan ilademokrasinin öngördüğü insan da örtüşmüypor. Emevilerden sonra oluşan bir din vardır. Gerçekle bağları kopmuş birşeydir o. İtaat ve biat dayatan bir çizgidir. Devlete devlet başkanına itaat edeceksin. Böyle yetişyorsun...
AKP İLE CEMAAT BİRBİRLERİNDEN DAHA DEMOKRAT DEĞİLLER
Tayyip Bey'in kafasında daha dindar bir Türkiye var. AKP ile cemaatin birbirlerinden daha demokrat daha özgürlükçü olduklarını söylemek mümkün değildir Hatta cemaatin AKP'ye kıyasla daha dinci olduğunu söyleyebiliriz.
TAYYİP BEY KORKUYLA HAREKET ETTİ VE KAYBETTİ
Tayyip Bey'in 17 Aralık'ta cemaat karşısında yapacak tek bir şeyi vardı. Özgürlüklerin önünü açacaktı. Cemaatten ancak böyle kurtulabilirdi. Toplumun büyük bölümü cemaatten değil özgürlüklerin önünü açan siyasetin yanında durabilirlerdi. Ama Tayyip Bey tam tersini yaptı. Tayyip Bey özellikle MİT krizinden sonra korkuyla hareket etti. İnsanın ruhunu korku teslim aldığında artık sağlıklı hareket edemez.
ERDOĞAN İKTİDARININ GİDEBİLECEĞİNİ GÖRDÜ
Tayyip Bey yenildi. MİT operasyonundan sonra yenildi. İktidarının gerçek bir iktidar olmadığını, gidebileceğini farketti. Sonra Gezi oldu. Gezi'yle beraber bu korku tavan yaptı. Göstericler Dolmabahçe'ye yürüdüğünde çok korktu. (Gezi'ye gittim ben de . Yazılarımda da destek oldum. Öyle komplo teorilerine de inanmıyorum. Çok faydalı da olduğunu da düşünüyorum.) O korkuyla hareket ediyor Başbakan. Şöyle bakıyor olaya. Ülkenin başında büyük bir bela var önce onu halledeyim. Bağımsız yargıyı falan sonra kurarız diyor. Ama örnepin internet düzenlemesini kendisi için yaptığını düşünüyor toplum. Çünkü Baykal'ın kaseti çıktığında bunu yapmadı, kendisiyle ilgili sızdırmalar başladığında bu yasayı getirdi.
