MEDYA KÖŞESİ

Akif Beki akreditasyon için TSK'ya çaktı

Akif Beki'nin akreditasyon ile ilgili TSK'ya yönelttiği eleştiriler herkese 7 gazeteci hatırlatacak. O da bunun önlemini baştan almış.

Akif Beki akreditasyon için TSK'ya çaktı
GAZETECİLER.COM - Akif Beki, Genelkurmay'ın bazı gazete ve TV'lere akredite uygulamasını "Genelkurmay ayıp ediyor" diyerek eleştirdi.
Baştan sona haklı bulduğumuz eleştiriler bizi maziye götürdü. Hatırlar mı bilmiyoruz ama bir dönem Akif Beki de Başbakanlıktaki akreditasyon krizi ile gündeme gelmişti. 7 gazetecinin Başbakanlığa girişleri iptal edilmişti. Üstelik bunun için bir gerekçe de (hatırladığımız kadarıyla) sunulmamıştı.

Akif Beki, bugünkü yazısında bizim gibi geçmişteki akredite krizini hatırlayacak olanlar için bir kırmızı hat çizmiş.
Demiş ki;
"Basın akreditasyonu bireylere uygulanan bir işlemdir, kurumlara değil.
Öteden beri, aynı şeyi savunup durdum. Bireysel akreditasyona evet, ama kurumsal akreditasyona katiyen hayır! Bugün de pozisyonumu koruyorum."

Peki kişiler neye göre akreditasyondan çıkarılıyor?
Bunun bir kuralı, bir kaidesi var mı?
Yanıtı bugünkü yazısından alıntılayalım;

"Akreditasyon, inada bindirilmeyecek, zıtlaşmaya konu yapılmayacak bir mesele.
Ancak şeffaf kriterlere binaen ve kişiler için uygulanabilecek bir sistem. Akredite bir basın mensubu, kural ihlali yaptığında şahsen sorumlu tutulur. Kurallar, açık ve şeffaf biçimde, baştan konulmuş olmak kaydıyla tabii."

GENELKURMAY AYIP EDİYOR!

Akif Beki, en başta da dediğimiz gibi sonuna kadar katıldığımız bir akreditasyon eleştirisi getirmiş Genelkurmay'a... Bilindiği gibi Afganistan'da şehit olan askerler için düzenlenen töreni izlemeye giden medyanın bir kısmı askeriyeye alınmamıştı.

Bu kurumlar, "Samanyolu TV, S Haber, Kanal 7, Ülke TV, Kanaltürk, Cihan Haber Ajansı, Bir gün, Bugün, Taraf, Yeni Akit ve Zaman gazetesi'ydi".

Akif Beki, Genelkurmay'ın akreditasyon inadını eleştirdiği yazısında demiş ki;

"Biz reform paketlerini saymaktan yorulduk; asker, kurumsal akreditasyondan yorulmadı. Genelkurmay'ın medyaya yönelik keyfi tatbikatına tepki göstermekten meslek örgütlerine gına geldi, onlar 'bana mısın' demiyor. 'Ayıplı demokrasi' eleştirileri, bir kulaklarından girip öbüründen çıkıyor. Okkalı kınamalar karşısında tınlamıyorlar bile.

'Kurumsal akreditasyon ilkelliğinden vazgeçilmiştir herhalde, daha da olmaz böyle şeyler' sanıyorsunuz, yine oluyor, Gelişmiş demokrasilerde eşi, benzeri görülmeyen sakat bir akreditasyon geleneğini tekrar işletiyorlar.

GENELKURMAY'A ANLATAMADIK GİTTİ...

Çok seneler gelip geçti, köprünün altından nice sular aktı, akreditasyonun şahsiliği ilkesini bizim Genelkurmay'a anlatmak mümkün olmadı. Anti-demokratik teamülleri yıkmayı, cunta zihniyetinin belkemiğini kırmayı, darbecilerle hukuk önünde hesaplaşmayı başardık. Lakin askerin kafasındaki şu akreditasyon saplantısını aşındırmaya dahi muvaffak olamadık. Kurumsal akreditasyonun bıkmaz, usanmaz, yılmaz bekçileri çok fena ayıp ediyor. Demokratik Türkiye'nin yüksek harp erkânına yakışıyor mu, bu çağdışı anlayışta diretmek?


ÇOK OKUNANLAR