GÜNDEM

Ahmet ve Akif'e karşı savaşı ben kazandım

Ertuğrul Özkök, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerinden, iktidar medyasındaki kavgayı İslamcı kanadın kaybettiği sonucu çıkardı. Ardından da Ahmet Hakan ve Akif Beki'ye dokundurdu...

Ahmet ve Akif'e karşı savaşı ben kazandım

Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidar yanlısı medyadaki kavgalarla ilgili sözlerinden "İslamcı' ve 'Mavi Marmara' gemisine atlayanların kaybettiği sonucunu çıkardı...

Ardından da Hürriyet yazarları Ahmet Hakan ve Akif Beki'ye gönderme yapıp, "Bu durumda Ahmet ve Akif’e karşı savaşımda da ben kazanmış oluyorum. İtiraz eden varsa, Yüksek Seçim Kurulu’na başvursun. En adil kararı o verecektir" dedi.

İşte Ertuğrul Özkök'ün yazısının ilgili bölümü:

A330 KULİSİ: BEKLEDİĞİM SORUYU NAGEHAN SORMUŞ

HEPİMİZ nefesimizi tutmuş A330’dan gelecek mesajı bekliyorduk.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidar köşe yazarları arasında patlayan kainat savaşında kimin yanında yer alacaktı?

“Tasfiye edildiği” iddia edilen “İslamistlerin” mi, yoksa onları “tasfiye etmeye” çalışanların mı...

Soruyu Nagehan Alçı sormuş...

Nagehan, Rasim Ozan Kütahyalı’nın eşi.

O mahallede yazılanlara bakılırsa, Rasim Ozan bu savaşta “İslamistleri” savunanların safında yer almadı.

Demek ki iktidara yakın bir yazar olarak Nagehan bu savaşta, hem eşinin hem de kendinin bulunduğu yerden emin...

Yani “İslamistler tasfiye ediliyor” diye “İslamcı” ve “Mavi Marmara” gemisine atlayanlar kaybetti galiba...

Bu durumda Ahmet ve Akif’e karşı savaşımda da ben kazanmış oluyorum.

İtiraz eden varsa, Yüksek Seçim Kurulu’na başvursun.

En adil kararı o verecektir.


'MÜRİDİ OLMAYAN' BİR TEKKENİN ŞEYHİ OLUR MU?

CUMHURBAŞKANI iktidar medyasındaki savaşa el koydu ve son noktayı koydu.

Dedi ki:

“Bir siyasi partinin çalışmalarında, İslamcı olmak ya da olmamak şeklinde bir ayrım yapmak zaten yanlış. Biz tekkeye mürit aramıyoruz ki. Siyasi parti için esas olan, dürüst, ilkeli, vatanını, milletini seven, parti ilkelerine uyacak insan aramaktır. Yapılması gereken budur.”

Ne talimat veriyor iktidar köşe yazarlarına:

BİR: “Dürüst olun, ilkeli olun, Vatanınızı milletinizi sevin.”

Hakaret edin diyor mu?
Tehdit edin diyor mu?
Demiyor...

İKİ: Diyor ki: “Ne burası tekkedir, ne de biz mürit arıyoruz.”

Yani tekke olmadığına göre şeyh de yoktur.

Bu da demektir ki, “Aranızda, ‘Ben şeyhin daha iyi müridiyim’ yarışı da yapmayın.”

AHH... AH ŞU SÖZLERE HEPİMİZ BİR UYSAK

CUMHURBAŞKANI A330’da, iktidar basınındaki bazı kişiler için şöyle diyor:

“İşi, kendi doğrularını benimseyen, kendilerinin belirledikleri çerçevede kalan insanları ‘doğru’, onun dışındaki insanları da ‘yanlış’ addetme noktasına getirdiler. Oysa hiç kimsenin böyle bir hakkı yok. Onların da böyle bir hakları, yetkileri yok, benim de yok.”

Keşke bütün siyasetçiler, bütün köşe yazarları, hepimiz bu duygulara sahip olsak, bu duygularımızda samimi olabilsek.

İnanın bambaşka bir Türkiye olurdu.

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar