Ahmet Taşgetiren'den mahalle sitemi

Star yazarı Ahmet Taşgetiren, olağanüstü hâl (OHAL) uygulaması kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararnameler (KHK) kapsamında yapılan tutuklamalarla ilgili olarak “Ergenekon dâvâlarında, o dönemde de, Türkan Saylan’a sabaha karşı operasyon yapıldığında, ‘Bu hasta ve yaşlı, bilim kadınına niye bunu yapıyorsunuz?’ diye sormak zordu, bugün de bazı şeyleri sormak zor" dedi. "Onun için şu anda iktidar içinden, medya içinden birtakım insanlarımız ‘aman dikkat’ gibi uyarılar yapmaya çalışıyor. Ben iktidar içinden, Cumhurbaşkanı’nın çevresinden, AK Parti bünyesinden de benzer şeyler duydum" ifadesini kullanan Taşgetiren, "Kendim de yazmaya çalışıyorum zaman zaman kendi mahallemizden hedef alınsak, suçlansak da... Ama adaletin yanında olmak lâzım" diye konuştu.

Al Jazeera'ya konuşan Ahmet Taşgetiren'in açıklamaları şöyle:

"Farklı toplum kesimlerini dikkate aldığınızda, henüz durulmadık. Referandum kampanyasında da öfke, ayrışma, kopuşma daha ağır basıyor gibi. Ben daha ılımlı, mülâyim, merhametli bir dil, farklı toplum kesimlerini kucaklayan bir dilden söz ettiğimde, kendi mahallemizde bile naif olmakla, olayı tam anlamamakla itham ediliyorum. Ama bize bu lâzım. Bu toplumun barışı içselleştirmesi, durulması lâzım. Birbirine daha merhametli gözle bakması lâzım. Yüzde 50-50 birbirine diş bileyen toplum kesimleri haline gelmemesi lâzım. Bunun da yeterince sağlandığı kanaatinde değilim. Siyaset dili hâlâ gerilimli bir dil.”

Adaletin yanında olmak lâzım

“Ergenekon dâvâlarında, o dönemde de, Türkan Saylan’a sabaha karşı operasyon yapıldığında, ‘Bu hasta ve yaşlı, bilim kadınına niye bunu yapıyorsunuz?’ diye sormak zordu, bugün de bazı şeyleri sormak zor. Onun için şu anda iktidar içinden, medya içinden birtakım insanlarımız ‘aman dikkat’ gibi uyarılar yapmaya çalışıyor. Ben iktidar içinden, Cumhurbaşkanı’nın çevresinden, AK Parti bünyesinden de benzer şeyler duydum. Kendim de yazmaya çalışıyorum zaman zaman kendi mahallemizden hedef alınsak, suçlansak da... Ama adaletin yanında olmak lâzım.”