Ahmet o soruyu soramadı iyi mi?..
Ve fakat… Ahmet Hakan; Burhan Kuzu’ya: “Hani cumhurbaşkanlığı sistemi gelince sistem tıkanmayacaktı?” diye soramadı iyi mi?..
“Sistem tıkanmasın” diye cumhurbaşkanlığı modeline geçilmek isteniyormuş meğer…
Ben demiyorum onu…
Ak Parti milletvekili Burhan Kuzu söyledi…
*
Bunun üzerine Ahmet Hakan sordu:
“Cumhurbaşkanına tek başına seçimleri yenileme yetkisi (CHP “Fesih yetkisi” diyor) neden veriliyor peki?..”
*
Burhan Kuzu bu soruyu da şöyle cevapladı:
“Sistem tıkandığında cumhurbaşkanı tıkanıklığı gidersin diye…”
Ve fakat…
Ahmet Hakan; Burhan Kuzu’ya:
“Hani cumhurbaşkanlığı sistemi gelince sistem tıkanmayacaktı?” diye soramadı iyi mi?..
TANIYABİLDİNİZ Mİ?..
İnsanların fizikleriyle birlikte görüşleri de mi değişiyor ne?..
Şu gördüğünüz iki fotoğraf meselâ…
Bakalım tanıyabilecek misiniz?..
BU FİLMİ GÖRÜN…
Filmin adı: Tatlım tatlım…
Konusu yok…
*
Muhteşem görüntüler mi var?..
Yooo…
O da yok…
O halde efektler süper…
Yok canım…
Ne efekti?..
Hiç yok…
*
Ama…
Bu filmde…
Sinema tarihimizin:
- En sevimli diyaloglarını dinleyecek…
- En sahici oyunculuklarını izleyeceksiniz…
*
Tavsiye ederim…
Bu filmi görün…
Çünkü…
Nefis bir mizah…
Mükemmel bir hayat (Ya da evlilik) dersi…
KASSANDRA GİBİ ÇARESİZSİNDİR…
Eğer…
Hayatı bizzat yaşayarak öğrenenlerdensen…
Hiçbir deneyimi olmayan kişiler zevk-ü sefa içinde günlerini gün etmeye çalışırken…
Sen…
Endişelerini…
Hatta…
Gelmekte olan felâketleri haykırırsın Kassandra gibi…
Ama…
Kassandra gibi lânetlenmişçesine kimse duymaz haykırışlarını…
*
Yine de takma kafanı…
17 Nisandan sonra her şeye rağmen…
Her şey güzel olacak…
AR DAMARI ÇATLAMAMIŞSA…
Ulusal bütünlüğünüzün paramparça olduğu…
Ekonominizin tıkandığı…
Karanlık bir gecenin sabahında…
İsli…
Puslu…
Bir kâbus çöktüğünde üzerine…
Utanır mısın arkadaş?..
*
Eğer sırtında bir milletin sorumluluğunu taşıyorsan…
Ve eğer…
Ar damarın da çatlamamışsa…
Elbette utanırsın…
*
Çünkü…
Ve bilirsin ki…
Gazeteci/yazar/medya yöneticisi/medya patronu olarak…
Senin de (Suçun değilse bile) kusurun vardır ülkenin içinde bulunduğu durumdan…
*
O halde…
Temiz ahlâklı bir gazeteci…
Kendini utandıracak hiçbir icraatın içinde olmamalı arkadaşım…
O HERİF YALANCININ TEKİ…
Gazeteci:
“O herifle evlenemezsin yalancının teki… Beceriksiz bir manyak… Hem, seni her gün döver…”
Genç Kız:
“Öööfff… Sıktın ama… Neden bana sürekli onu kötülüyorsun?.. Neden kendini anlatmıyorsun?.. Beni ona düşman edeceğine kendini sevdirmeye çalışsan, neden seni tercih etmem gerektiğine beni ikna etsen daha iyi olmaz mı?..”
*
Yukarıdaki diyalogu, 60 yıl kadar önce sinemalarda gösterilen bir filmden alıntıladım…
Bir gazeteci, evlenmek istediği kızı, âşık olduğu fakir şoförden soğutmaya çalışıyordu.
*
Ha sinemanın kötü adamı…
Ha medyanın kötü adamı…
Ha siyasetin kötü adamı…
Hepsi aynı…
“Ben daha iyiyim” diyeceğine…
“O çok kötü” diyerek kazanmak istiyor yarışı…
Dİ Mİ AMA?..
“Siyasetçi değil mi?..
Hepsi aynı vitrinin mostrası…”
*
Ne yazık ki…
Siyasetçiye halkın genelinin bakışı bu…
*
Oysa…
“Siyasetçi” dendiğinde…
“Demokrasimin vazgeçilmezi” diyerek herkes saygı duymalı…
*
Di mi ama?..