MEDYA KÖŞESİ

Ahmet Kekeç yazdı: 'Heval Hasan, Başın sağ olsun'

O tepkilerden biri de Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç'ten geldi. "Bahoz ona 'Heval Hasan' diye seslenirmiş!" başlıklı yazısında Kekeç Hasan Cemal'e başın sağ olsun diye seslendi.

Ahmet Kekeç yazdı: 'Heval Hasan, Başın sağ olsun'
GAZETECİLER.COM- PKK'nın üst düzey yöneticisi Fehman Hüseyin yani kod adı Bahoz Erdal'ın ölüm haberi üzerine Hasan Cemal "Fehman Hüseyin" başlıklı bir yazı yazmıştı.

Hasan Cemal, Kandil'de geçirdiği 3 günü ve Bahoz Erdal'la yaşadıklarını anlattığı yazısını daha çok Bahoz Erdal'ın ardından bir ağıt gibi yorumlayanlar oldu. Bir teröristin arkasından yazılan bu duygusal yazı Hasan Cemal'e tepkilere neden oldu.

O tepkilerden biri de Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç'ten geldi. "Bahoz ona 'Heval Hasan' diye seslenirmiş!" başlıklı yazısında Kekeç Hasan Cemal'e başın sağ olsun diye seslendi.

İşte o yazıdan dikkat çeken bölümler:

Önce “Öldürüldü mü, yaşıyor mu?” meselesine bir açıklık getirelim.

(...)

Bahoz Erdal “galiba” öldürüldü...

Sabah gazetesi, dün, olayın ayrıntılarını verdi:

Bahoz Erdal (asıl ismiyle Fehman Hüseyin), 7 aydır takip ediliyormuş. İlk girişiminden yara almadan kurtulmuş. Geçen ay, ikinci bir saldırıya uğramış. Aracına bomba konulmuş. 6 koruması ölmüş ama kendisi hafif yaralarla kurtulmuş.

Uzaktan kumandalı bombalar yetersiz kalınca “takipçileri” bu kez taktik değiştirmiş: “Bahoz yakın tarassuda alınacak, araç içinde kıstırılıp havaya uçurulacak...” Saldırı mekânı olarak da Bahoz’un doktor kontrolüne gitmek için kullandığı Himo yolu seçilmiş. Nihayet 8 Temmuz Cuma günü Kamışlı’dan Himo’ya giderken takibe alınan araç, dönüş yolunda (Kamışlı’nın 3 kilometre batısında bulunan Himo’daki kamp çıkışında) havaya uçurulmuş.

PKK’nın “Bahoz Himo’ya giderken o araçtaydı ama dönüşte araç değiştirdi” açıklaması durumu özetliyor. Yani, “öldürüldü” iddialarını güçlendiriyor.

Fakat, Hasan Cemal ikna olmuş değil...

Kötü haberi, Ege’nin mavi sularında seyir halindeyken almış. Çok üzülmüş. Üzüntüsünü satırlarına yansıtıyor. Ama yine de, PKK’nın yalanlamasının doğru çıkmasını istiyor. “Bilemiyorum” diyor, “karmakarışık bir ruh haleti” içinde olduğunu söylüyor ve duygusal patlamalarla kaleme alındığı besbelli yazısını, şu “duygulu” cümlelerle devam ettiriyor:

“Kan ve gözyaşı durmuyor. Her gün asker polis ölümleri... Her gün gerilla ölümleri... Öylesine büyük acılar ki. Gidip Cizre’de, Sur’da, Nusaybin’de, Yüksekova’da, Şırnak’ta, Lice’de acılara kendi yüreğimle dokunmak istiyorum. Cennet gibi yerlerde tatil yapmak içimden gelmiyor, çünkü cehennem gibi yerler aklımdan çıkmıyor. Vicdanım kanıyor. Acılar dallanıp budaklanırken, memleket kanlı bir dipsiz kuyuya çekilirken, maviliklerde tatil yapmak bazen vicdan azabı olabiliyor. Bir gazeteci olarak son yıllarda bu duyguya sık sık kapılıyorum. Evet öyle, hayat acımasız, adaletsiz. Kimileri bu hoyratlıkla ömür boyu yaşayıp gidiyor. Bu hoyratlıkla kimi elde silah, kimi elde kalem mücadele ediyor. Ama ‘filmin sonu’ nu görmek mümkün olabiliyor mu? Sanmıyorum. Ama iz bırakmak mümkün...”

Belli ki Bahoz Erdal, Hasan Cemal’de derin bir iz bırakmış.

Bir süre önce görüşmüşler, dağda baş başa iki gün geçirmişler.

Bahoz Erdal ona “Heval Hasan” diye seslenirmiş.

Biz “Eli kanlı bir terörist öldürüldü” diyoruz Hasan Cemal bu kanıda değil. Bahoz’un öldürülmesini “savaş zamanlarının ilk kaybı” olarak değerlendiriyor.

Şimdi bir sürü soru üşüşecek, “Katil sürüleri tonlarca bomba patlattı, yüzlerce sivil öldürdü. Ne savaşından, ne kaybından söz ediyorsun birader?” diye... Ama uzatmayalım. Burada keselim ve Heval Hasan’a “Başın sağ olsun” diyelim.

ÇOK OKUNANLAR