Ahmet Kekeç, Selahattin Demirtaş'a sert çıktı: Eli kanlı sanat olmaz!
Star yazarı Ahmet Kekeç, yazdığı kitaplarla gündeme gelen HDP eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'a sert sözlerle yüklendi. Kekeç, Demirtaş'ın onlarca vatandaşın kanının elinde olduğu sürece sanat yapmasının tutarsızlığını dile getirdi.
Selahattin Demirtaş, önce saz çalarak türkü söylemeye çalıştı, sonra resim çizmek istedi, ardından da şiir ve öykülerle edebiyat dünyasına girmeye çalışıyor.
Konuya temas eden Star yazarı Ahmet Kekeç, Demirtaş'ın elindeki kanı temizlemeden sanat yapmasının tutarsızlığından bahsetti.
Kekeç, Demirtaş'ın yazdığı hikayeyi tiyatro sahnesinde alkışlayan İmamoğlu'nun ve Kılıçdaroğlu'nun eşleri ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'na da değindi.
İşte Kekeç'in o sözleri:
İlk gençliğinde elinde bağlama, semt fotoğrafçısına “star” pozları veren Selahattin Demirtaş, hapse düşünce bünyesinden “yetenek” pırtlatmaya başladı.
Dediklerine göre, ilk gençlik yıllarında kaset çıkarmak, ses sanatçısı olmak istermiş. Unkapanı’nı tavaf edip dururmuş.
Bu gerçekleşemedi.
Bağlamayla olmuyorsa, mısralarla olabilirdi. Hem, “mahpusluk” gibi, şiiri besleyen bir sanatı icra ediyordu. Neden olmasın?
Önce resim yapmıştı, biliyorsunuz.
Kabul görmedi.
Sonra şiirde karar kıldı.
Elbette olurdu ama bu da olmadı.
Selahattin Demirtaş’ın bilgisi, birikimi, kavrayışı ve şiire yüklediği anlam, ondan şair çıkmayacağının işaretleriyle doluydu. Olmazdı da...
Fakat şiirde çok iddialıydı... Bu işi yapacaktı. İsmini sıralı şairler arasına yazdıracaktı.
Bir gün bir haber düştü ajanslara: Selahattin Demirtaş’ın yazdığı ‘Bulaşıcı Cesaret’ adlı şiir yasaklanmış.
Doğru mu diye baktık.
Hayır, yalanmış.
Şiirin kendisi değil de, üzerinde Selahattin Demirtaş’ın şiirinin bulunduğu yasa dışı pankart yasaklanmış. Pankartta ne türden resimler ve sloganlar bulunduğunu tahmin edersiniz.
Demirtaş, ismini sıralı şairler arasına yazdıracağına inandığı şiirinin bir yerinde şöyle diyordu: “Gül açmasın diyecekler...”
Güle bülbüle düşkün ve kalbi insan sevgisiyle “gürp gürp” atan, kendini tutamayıp “gülüşü soldurulmuş” insanlara ağıtlar yakan Demirtaş, 52 insanımızın katledilmesiyle sonuçlanan “Kobani provokasyonu”nun başmimarıydı. Başta Yasin Börü olmak üzere, 52 insanımızın “gülüşünü soldurmuştu.” Eline kan bulaşmış bir şairdi.
Şiirin bir başka yerinde de, “suçsa, suç kardeşim” diyordu.