Ahmet Kekeç: 'Nuran Yıldız ciddiye aldığım bir yazardır'
Ahmet Kekeç, köşesinde "Nuran Yıldız, “yazıları” ve “yaklaşımı” nedeniyle, ciddiye aldığım bir yazardır." yorumunu yaptı.
Daha Eylül 2014'te, Ahmet Kekeç hakkında yazdığını hatırlatan Nuran Yıldız, Kekeç'in Medyaya "ağır abi" sırasından girdiğini, "acaba ne yazmış" merakı uyandırdığını, sağduyulu bir kalem olduğunu, zihinleri dürttüğünü yazdığını aktarmış ve şöyle devam etmişti:
"ÖZELEŞTİRİNİN KIRINTISINA BİLE İHTİYACIMIZ VAR"
"Bana göre muhafazakâr gazeteciliğin mihenk noktası olabilirdi.
Sonra ne olduysa hep sıra dışı, en sıra dışı derken. Kekeç'in zıvanadan çıkıp kör saplantılara düştüğünü de o yazıda söylemiştim.
FETÖ'ye övgü dizdiği günlerdi. Kendisine hiç yakıştıramamıştım. Böyle yazdım diye bana etmediği hakaret kalmadı. Cevap vermedim.
Gelin görün ki, Ergenekon/Balyoz davaları sürecinde FETÖ'ye taşeronluk yapan onca gazeteci utanmazca, yüzsüzce özeleştirinin zırnığını bile yapmadan yaşarken...
Ahmet Kekeç gönderdiğiniz "Zavallı Ahmet" yazısında, hiç değilse "Kendi adıma, sorumluluğum nispetinde, hesap vermeye hazırım" diyebiliyor, özeleştiri işareti verebiliyor.
Bu da bir şey değil mi Yaşar Bey? Bu küçücük özeleştiri kırıntısına bile ihtiyacımız var.
KEKEÇ: "NURAN YILDIZ CİDDİYE ALDIĞIM BİR YAZARDIR"
Bugün köşesinde İddianızı kanıtlayınız hanımefendi! başlıklı bir yazı kaleme alan Kekeç, Nuran Yıldız'ın son yazısındaki bir cümleye takılmış.
Bir yıl önce köşesinde Nuran Yıldız için "Okuduğum yazarlar arasında değildi..." ve diyen ve bunu "Kötü bir gazete okuyucusuyum, kötünün de kötüsü bir internet izleyicisiyim." diye gerekçelendiren Ahmet Kekeç, bu kez ise "Nuran Yıldız, “yazıları” ve “yaklaşımı” nedeniyle, ciddiye aldığım bir yazardır." yorumunu yaptı.
Nuran Yıldız'ın "Böyle yazdım diye bana etmediği hakaret kalmadı." sözlerine takılan Kekeç, bugünkü köşesinde şöyle yazdı:
“Kör saplantılar”la neyi kastettiğini bilmiyorum ama mümkündür. “Kör” denemese de, bazen saplantılarla hareket etmiş olabilirim. Her insan için geçerlidir bu.Fakat ne zaman hakaret etmişim Nuran Yıldız’a? “Etmediği hakaret kalmadı” diye yazdığına göre, demek ki çok ağır konuşmuşum. Bühtanda bulunmuşum. Bir hanımefendiye söylenmemesi gereken çirkinlikte sözler söylemişim.
Ben de bunu merak ediyorum işte.
İŞTE KEKEŞ'İN O YAZISI
Gazeteciler sitesi yazarı Nuran Yıldız, “Zıvanadan çıkıp kör saplantılara düştüğünü yazdım diye, etmediği hakaret kalmadı” diyor. (Kastettiği kişi benim.)
Nuran Yıldız’la, andığı çerçevede bir tartışma yaşadığımızı hatırlamıyorum.
Dolayısıyla, “öğretmen” edasıyla söylediği şeyin/şeylerin hiçbir geçerliliği yok.
Bir tartışmamız oldu, evet... Ama konu farklıydı.
Dileyen, arama motorlarına uygun kelimeleri yazmak suretiyle o tartışmaya internet üzerinden ulaşabilir. (Nuran Yıldız rencide olmasın diye tartışmayla ilgili herhangi bir özet yapmadım. Yeniden zor duruma düşmesini istemem.)
Nuran Yıldız, “yazıları” ve “yaklaşımı” nedeniyle, ciddiye aldığım bir yazardır. Kendisi buna şaşırıyor ama ne yapalım, durum böyle... “Yazarım” diye geçinen pek çoğundan iyi olduğu için ciddiye alıyorum. Bu düşüncemi, “ortak dostumuz” Hadi Özışık’la da paylaşmıştım. Yazılarını kaçırmadığımı, iyi ki bu isme yazdırdığını söylemiştim. Küçük bir “hatırlatma”yla birlikte...
Nuran Hanım’ın hakkımdaki yazısı sitede günlerce, haftalarca kalmıştı (hâlâ arşivde duruyor) ama benim cevabi yazımdan hareketle hazırlanan haber ancak birkaç saat yaşayabilmişti. Muhtemeldir ki, haber Nuran Hanım’ın ricası (yahut huysuzlukları) sonucu kaldırıldı.
Bu “hatırlatma”yı yaptım Hadi Özışık’a. Haberi hangi gerekçeyle kaldırdıklarını tahmin ettiğimi ama bunu sorun yapmadığımı söyledim.
Hâlâ da sorun yapmam.
Nuran Yıldız, bu “kısmi” tartışmamız için de huysuzluk yapma hakkını kullanabilir, itirazlarımın “haber” olarak (eğer haber olacaksa), yazarı bulunduğu sitede yayınlanmasına engel olabilir. Yine sorun yapmam.
Bu yazıyı yazmamın nedeni şu:
Nuran Yıldız (zıvanadan çıkıp kör saplantılara düştüğümü yazdı diye) “etmediğim hakaret kalmadığını” söylüyor. “Kör saplantılar”la neyi kastettiğini bilmiyorum ama mümkündür. “Kör” denemese de, bazen saplantılarla hareket etmiş olabilirim. Her insan için geçerlidir bu.
Fakat ne zaman hakaret etmişim Nuran Yıldız’a? “Etmediği hakaret kalmadı” diye yazdığına göre, demek ki çok ağır konuşmuşum. Bühtanda bulunmuşum. Bir hanımefendiye söylenmemesi gereken çirkinlikte sözler söylemişim.
Ben de bunu merak ediyorum işte.
Ne söylemişim?
Rica etsem, Nuran Hoca (hep “öğretmen” edasıyla konuştuğu için, artık “hoca” dememiz gerekecek) bu hakaretlerden bazı örnekler sunabilir mi?
Ben hakaret etmediğimi iddia ediyorum.
Nuran Hoca iddiasını kanıtlayabilir mi?