MEDYA KÖŞESİ

Ahmet Kekeç mesafeli duruşunu sürdürecek

Ortada ciddi bir kanıt olmadığı sürece, “Soner Yalçın Ergenekon üyesidir” hükmünü yapıştıramazsınız.

Ahmet Kekeç mesafeli duruşunu sürdürecek
ADNAN BERK OKAN

Bir tarafa (hükmete yakın duran) bakınca Ergun Babahan'ı görüyor, dinliyor okuyor keyifleniyorum...
Yine aynı tarafta Salih Tuna sanki henüz kırk yaşında değil de kırk yıllık gazeteci/yazarmışçasına "olgun" yazıyor, söylüyor...
Öbür tarafa bakınca Can Ataklı hemen göze çarpıyor çelebi kişiliği ve olgunluğuyla...
Yavuz Semerci Laik demokrasiden yana olunarak da Liberal olunabileceğini, hükümetin sosyal zihniyetine katılmadan da icraatlarının desteklenebileceğinin örneğini sergiliyor...
Köşe yazarlığımız adına müthiş bir güzellik...
Bu arkadaşlar yeni Mehmet Barlas, yeni Yavuz Donat'larımızın, yeni Taha Akyol'larımızın, yeni Mehmet Ali Birand'larımızın, yeni Rauf Tamer'lerimizin, yeni Hasan Cemal'lerimizin de olduğunun göstergesi...
Ve bugünkü STAR'da "Soner Yalçın Ergenekon üyesi mi?" başlığı altında yayımlanan makalesiyle Ahmet Kekeç; "önce insanım, önce hukuk istiyorum" diyen Hükümet kanadı gazeteci/yazarlarından bir başka "güzel" örnek...
Tabii bu kadar değil...
Sayıları giderek artıyor...
Umur Talu, Derya Sazak, Cüneyt Özdemir, Ruşen Çakır, Mirgün Cabas, Mustafa Akyol, (Star'dan ayrılıncaya kadar) Hidayet Şefkati Tuksal, Nihal Bengisu Karaca, Serdar Turgut, elbette Can Dündar şu an aklımıza gelenler...
Bu meslektaşlarımıza halkımızın ve ille de siyaset gazeteciliğinin çok ihtiyacı var...
Sayılarının daha da artması dileğiyle sözü Ahmet Kekeç'e bırakıyoruz:


Soner Yalçın Ergenekon üyesi mi?

Mahkeme değilim, savcı değilim, “müddei” değilim... Sadece, küçük rezervler koyarak, eski ortağı Cüneyt Özdemir’in yazdıklarını tekrarlayabilirim.
Düşüncelerini sevmezsiniz, duruşuna karşı olabilirsiniz, mevcudiyetini meslek adına “talihsizlik” sayabilirsiniz ama, ortada ciddi bir kanıt olmadığı sürece, “Soner Yalçın Ergenekon üyesidir” hükmünü yapıştıramazsınız.
Haksızlık...
Hem de ayıp.
Rezervlerim şunlar:
Cüneyt kardeşimiz, “Soner Yalçın iyi bir entelektüeldir” diyor...
Sahaflardan çıkmıyormuş, aynı anda birkaç kitabı okuyormuş, ciddi bir araştırmacıymış, falan filan...
Bence iyi bir entelektüel değil...
Hatta, entelektüel bile değil.
Ciddi bir araştırmacı hiç değil...
Hem, sahaflardan çıkmıyor da ne oluyor? Olmayan kökenlerden yola çıkarak olmadık sonuçlara varıyor, “okul”la “ekol”ü karıştırıyor, inşa edilmemiş limanlardan Osmanlı topraklarına seferler düzenletiyor, Sabetay Sevi’den iki yüzyıl önce yaşamış Aziz Mahmut Hüdai’yi “Sabetaycı” ilan ediyor. Özdemir İnce’den iyidir ama!
İyi bir gazeteci de değil bence.
Meraklı bir okuryazardır... Hepsi bu.
Eskilerin “tecessüs” dediği melekelere “fazlasıyla” sahip bir adamdır ve bazen insanı korkutan, gerçek anlamıyla “korkutan” işlere imza atmaktadır: Köken araştırmak, özel durumlardan yola çıkarak birtakım genel sonuçlara varmak, “pornografik merakı” gıdıklayan “özel halleri” faş etmek gibi...
Haa, beceriklidir; hakkını teslim edelim... Yazdıklarını okuttuğu gibi, tiraj da aldırabilmektedir. Sık rastlanır bir hususiyet değil bu... Hatta, alanının en iyilerindendir.
İyi bir insan mıdır?

Ahmet Kekeç'in yazısının tamamını okumak için tıklayın.

ÇOK OKUNANLAR