Ahmet Kekeç kazandı çünkü…
Söz konusu yazısında Talu’ya "orantısız şiddet" kullandığını itiraf edip özür diledi…
Ünlü Varoluşçu filozof Jean Paul Sartre’ın “kaybeden kazanıyor” vecizesi bu köşeyi yaparken bir nevi pusulamız gibi…
Bir meslektaşımız için “kazandı” demeden önce kılı kırk yarıyoruz…
Bazen öyle oluyor ki “kazandı” diyebileceğimiz bir arkadaşımızın aslında (gelecekte) kaybedeceğini görüyoruz…
Ya da hissediyoruz…
Ya “kazandı” demekten vazgeçiyoruz…
Ya da “şerh” düşüyoruz…
Bu kadar giriş yeter…
Ahmet Kekeç, geçtiğimiz günlerde Umur Talu'ya hiç hak etmediği şekilde bir karşı tavır sergilemişti…
Aslında kaybetmişti yani…
Ama ısrarcı olmadı…
Talu’nun cevabi tepkisi de o kadar asil ve inceydi ki; Kekeç’i belli ki derinden yaralamıştı…
Ahmet Kekeç bu defa tuttu, kimilerinin gözünde “kaybetmekle eşdeğer” tutulan bir eylem koydu…
Söz konusu yazısında Talu’ya "orantısız şiddet" kullandığını itiraf edip özür diledi…
Ve…
Kaybederken kazanıverdi…
Evet efendim…
Bir meslektaşına haksızlık ettiğini, yazı yoluyla “orantısız şiddet” uyguladığını itiraf ederek ondan özür dileyen Ahmet Kekeç kazandı…