Ahmet Kekeç kaybetti çünkü...
"Nereye şarlayacağını bilemeyen bir siniri bozuk adam çıkar, seni hırsızları korumakla, hırsızları 'kardeş' bellemekle suçlar"
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Milli Eğitim eski bakanı Hüseyin Çelik geçtiğimiz gece Teke Tek'te ne güzel söyledi:
"Dost, yüzünüze ayna tutandır"...
Ve bir de şöyle dedi:
"İyi dost, sırtınızda akrep dolaştığını söyleyendir"...
Peki...
Mehmet Altan'ın STAR'da başlığı altında yayımlanan makalesinde neler uyazdığını hatırlıyor musunuz?..
Gelin bir bölüm okuyalım:
"Aynı şiddetteki deprem San Fransisco’da öldürmüyor… Ayni şiddetteki deprem Tokyo’da öldürmüyor…
Hatta aynı şiddetteki deprem eğer inşaat Amerikan titizlenmesiyle yapılmış ise Karamürsel’deki NATO Üssü’nde de öldürmüyor…
Ama Van’da öldürüyor…
Biz de felaketi sürekli kılan karanlık tezgâh yerine, felaket sonrasındaki ‘kardeşliği’ tek gündem yapıyoruz…
Yeter ki siyaseti ve yönetimi rahatsız edecek eleştirisel bir şey olmasın…
Galiba tek amaç bu…
.....Buna kahrolmak mı gerekir, yoksa ‘kardeşlik’ vurgusunu öne çıkararak felaketten yersiz bir şekilde nasiplenmek mi? Eğer yöntem övünmek ise öldüren ‘hırsızlık’ ne olacak? Öldüren hırsızlık ve hırsızlar da kardeşimiz mi, kardeşiniz mi?"
Bence Mehmet Altan bu makaleyi yazarak dostlarının yüzüne ayna tuttu...
Sırtlarında dolaşan akrepleri haber verdi...
Ne; depremde gram günahı ve suçu ve elbette kusuru olmayan Ak Parti Hükümeti'ni eleştirdi...
Ne de kendi gazetesindeki arkadaşlarından herhangibiri için "hırsızları koruyor" iması yaptı...
Geçmişin hırsızlarını yargılamadan sorunun çözülemeyeceğinin altını çizdi sadece...
Ama...
Dürüstlüğünden, ahlâkının temizliğinde şüphe duymadığım Ahmet Kekeç, STAR'ın 27.10.2011 tarihli nüshasındabaşlığı altında yayımlanan makalesinde alınganlık gösterip Mehmet Altan için (ki aynı zamanda Kekeç'in de başyazarıdır) "Nereye şarlayacağını bilemeyen bir siniri bozuk adam çıkar, seni hırsızları korumakla, hırsızları 'kardeş' bellemekle suçlar" gibi kendisine hiç yakıştıramadığım bir cümle kullandı...
Acaba...
Hızla başarı çıtası yükselen, kimileri tarafından "Yandaş" diye nitelendirilen STAR yazarlarını birbirine düşürmek isteyen bir nifak cephesi mi iş başında?..
Kekeç'e yakışmadı...
Ve tabii ki "kaybetti"...
"Dost, yüzünüze ayna tutandır"...
Ve bir de şöyle dedi:
"İyi dost, sırtınızda akrep dolaştığını söyleyendir"...
Peki...
Mehmet Altan'ın STAR'da başlığı altında yayımlanan makalesinde neler uyazdığını hatırlıyor musunuz?..
Gelin bir bölüm okuyalım:
"Aynı şiddetteki deprem San Fransisco’da öldürmüyor… Ayni şiddetteki deprem Tokyo’da öldürmüyor…
Hatta aynı şiddetteki deprem eğer inşaat Amerikan titizlenmesiyle yapılmış ise Karamürsel’deki NATO Üssü’nde de öldürmüyor…
Ama Van’da öldürüyor…
Biz de felaketi sürekli kılan karanlık tezgâh yerine, felaket sonrasındaki ‘kardeşliği’ tek gündem yapıyoruz…
Yeter ki siyaseti ve yönetimi rahatsız edecek eleştirisel bir şey olmasın…
Galiba tek amaç bu…
.....Buna kahrolmak mı gerekir, yoksa ‘kardeşlik’ vurgusunu öne çıkararak felaketten yersiz bir şekilde nasiplenmek mi? Eğer yöntem övünmek ise öldüren ‘hırsızlık’ ne olacak? Öldüren hırsızlık ve hırsızlar da kardeşimiz mi, kardeşiniz mi?"
Bence Mehmet Altan bu makaleyi yazarak dostlarının yüzüne ayna tuttu...
Sırtlarında dolaşan akrepleri haber verdi...
Ne; depremde gram günahı ve suçu ve elbette kusuru olmayan Ak Parti Hükümeti'ni eleştirdi...
Ne de kendi gazetesindeki arkadaşlarından herhangibiri için "hırsızları koruyor" iması yaptı...
Geçmişin hırsızlarını yargılamadan sorunun çözülemeyeceğinin altını çizdi sadece...
Ama...
Dürüstlüğünden, ahlâkının temizliğinde şüphe duymadığım Ahmet Kekeç, STAR'ın 27.10.2011 tarihli nüshasındabaşlığı altında yayımlanan makalesinde alınganlık gösterip Mehmet Altan için (ki aynı zamanda Kekeç'in de başyazarıdır) "Nereye şarlayacağını bilemeyen bir siniri bozuk adam çıkar, seni hırsızları korumakla, hırsızları 'kardeş' bellemekle suçlar" gibi kendisine hiç yakıştıramadığım bir cümle kullandı...
Acaba...
Hızla başarı çıtası yükselen, kimileri tarafından "Yandaş" diye nitelendirilen STAR yazarlarını birbirine düşürmek isteyen bir nifak cephesi mi iş başında?..
Kekeç'e yakışmadı...
Ve tabii ki "kaybetti"...