Ahmet Hakan'ın 'sarıgül' tutkusu!..
Acun Ilıcalı depremzedelere kendi cebinden 5 milyon lira nakit para yardımı yapıyor...
ADNAN BERK OKAN
Canım Hacı Anacığım der ki:
"Bir fenanın, bin iyiye zararı dokunur"...
Günseli Ocakoğlu da Zaman'da yayımlanan makalesine şu başlığı atmıştı:
"İyi günde de kötü günde de sahici olun" ...
Evet...
Milletçe bir felâketler zinciri tarafından kuşatıldığımız kesin..
Önce terör, sonra deprem vurdu insanlarımızı...
Bir Fransız atasözü, "ey felâket!.. Geleceksen tek başına gel, seni alkışlarla karşılayayım" der...
Böyledir...
Felâketler sadece Fransızlara değil; bütün insanlığa geldi mi üst üste gelir...
Ve...
İşte o felâket dönemlerinde sahici insanların arasına karışmış riyakârlar, çıkarcılar, kendilerini pazarlayan reklâm ustaları, iyi insan rolü oynayan mukallitler çıkar ortaya...
Ve...
Bu ikinci tipler, iyi insanlara da zarar verirler...
Kurunun yanında yanan yaş misali o iyi insanları da onlar gibi ikiyüzlü zannederiz çoğu zaman...
Örnek mi?..
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül...
Ne dersiniz?..
Sarıgül size sahici geliyor mu?..
Sizi bilemem...
Ama...
Ben arkadaşı hiç de "sahici" bulmuyorum...
Çünkü...
Hafızam fena değil...
Henüz, Elâzığ/Kovancılar depreminde annesini ve kardeşlerini kaybeden Keko Çiçek'e nasıl da sarılıp ağladığını unutmadım...
Ve tabii Keko'nun bütün eğitimini karşılayacağına söz verişini de...
Peki ya sonra?..
Sonra ne oldu?..
Ne olacak?..
Medyaya yaptırdığı bedava reklâm yanına kâr kaldı...
Keko'nun babası, Sarıgül'den vaat edilen yardımların hiçbirisini alamadıklarını bir TV programında açıkladı...
Sarıgül'ün olmayan şefkati
Bugün medyada (ille de Doğan Gurubu medyada) ön plânda kim var?...
Yine Sarıgül...
Aydın Bey medya gurubunda en birinci haberler hep Onun "yardımseverliği"(!) üzerine kurgulanıyor...
Doğan'a ait televizyonlarda onun yardımseverliğine(!) övgü var...
Köşe yazarları (ille de Ahmet Hakan) makalelerinde Mustafa Sarıgül'ün olmayan şefkatini anlatıyor...
Meselâ...
Bir inşaat firması (Fi - Yapı) depremzedeler için 500 adet daire (35 milyon lira) hibe ediyor...
Ahmet Hakan "Depremin kahramanları" arasında Mustafa Sarıgül'ün adını veriyor...
Bir güzel yıkama yağlama yapıyor...
Ama...
Fi - Yapı'nın bu 35 milyon liralık yardım cömertliğinden tek kelimeyle bile söz etmiyor...
Yine meselâ...
Acun Ilıcalı depremzedelere kendi cebinden 5 milyon lira nakit para yardımı yapıyor...
Ama...
Ahmet, bir dönümlük köşesinin bir yerinde, "Tamam... Programını yayından kaldırmadı... Hep birlikte 'ayıp ettin Acun' diyelim ama 'Helâl olsun' da diyelim Acun'a... Çünkü kendi cebinden 5 milyon lira verdi depremzedelere" demiyor...
Oysa...
Ortada yaptığı vaatlerden başka somut hiçbir fedakârlığı olmayan Mustafa Sarıgül'ü "Depremin kahramanlarından" biri olarak taşıyor köşesine...
Sarıgül aşkı...
Demek istediğim şu...
Siyasette de, medyada da, ticarette de ve sanatta da her zaman olduğu gibi yine eli-dili sopalı, çok bağıran çağıran, kendini iyi pazarlayanlar ön plânda...
Sessiz, samimi, makul insanların ise adını anan bile yok...
Sadece Ahmet mi Sarıgül'e karşı aşırı muhabbet besliyor?..
Keşke sadece o olsa...
Doğan medya gurubunun genelinde var bu Sarıgül aşkı...
Baksanıza...
Bir tek gazeteci/yazar çıkıp da:
"Yahu Başkan... Sen daha önce bu senaryonun aynısını film yaptın... Mazlum çocuk rolünde de Elâzığ/Kovancılar depreminde annesini ve kardeşlerini kaybeden 13 yaşındaki Keko Çiçek'i oynattın... N'oldu Keko'ya?.. Hani bütün eğitim masraflarını karşılayacaktın?.. Babası 'Sarıgül tek kuruş yardım etmedi' diyor" diye hatırlatmadı...
Ya da hatırlatamadı...
Neden hatırlatamadı acaba?..
Medyamızın saygıdeğer patronlarının hemen hepsinin Şişli Belediyesi hudutları dâhilinde imar işleri olduğu için mi?..
Hâsılı...
Sahici insanların kadri kıymeti işte bu sarıgüller yüzünden bilinmiyor...
İşte bu "sahici olmayan insan" türü; "sahici iyi insan" karakterini de zarara uğratıyor...
Ve...
Medyamızın tamamı değilse de "en güçlü" kesimleri, "en etkin" köşeleri bu sahici olmayan tiplerin oyuncağı haline geliyor...
Yazık oluyor...
[email protected]
Canım Hacı Anacığım der ki:
"Bir fenanın, bin iyiye zararı dokunur"...
Günseli Ocakoğlu da Zaman'da yayımlanan makalesine şu başlığı atmıştı:
"İyi günde de kötü günde de sahici olun" ...
Evet...
Milletçe bir felâketler zinciri tarafından kuşatıldığımız kesin..
Önce terör, sonra deprem vurdu insanlarımızı...
Bir Fransız atasözü, "ey felâket!.. Geleceksen tek başına gel, seni alkışlarla karşılayayım" der...
Böyledir...
Felâketler sadece Fransızlara değil; bütün insanlığa geldi mi üst üste gelir...
Ve...
Bakın HÜRRİYET GAZETESİ Sarıgül'e nasıl da güzel bir "haber kıyakçılığı" yapıyor... DEPREMİN vurduğu Van’a özel uçakla gelen Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, 1000 depremzedeyi Şişli’deki ailelerin yanına yerleştirerek, 1 yıl süreyle bakımını üstleneceklerini söyledi.. Dikkat!.. Ortada "icraat" yok... Sadece "kuru vaat" var... Bu haberi veren HÜRRİYET keşke Keko Çiçek'e vaat edip de yerine getirmediği taahhütü de hatırlatsaydı bu arada... Ama... Bendeniz bu haberin takipçisi olacağım. Umarım Hürriyet'te bu haberin yayımlanmasına "onay" veren arkadaş da takip eder benim gibi... |
İşte o felâket dönemlerinde sahici insanların arasına karışmış riyakârlar, çıkarcılar, kendilerini pazarlayan reklâm ustaları, iyi insan rolü oynayan mukallitler çıkar ortaya...
Ve...
Bu ikinci tipler, iyi insanlara da zarar verirler...
Kurunun yanında yanan yaş misali o iyi insanları da onlar gibi ikiyüzlü zannederiz çoğu zaman...
Örnek mi?..
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül...
Ne dersiniz?..
Sarıgül size sahici geliyor mu?..
Sizi bilemem...
Ama...
Ben arkadaşı hiç de "sahici" bulmuyorum...
Çünkü...
Hafızam fena değil...
Henüz, Elâzığ/Kovancılar depreminde annesini ve kardeşlerini kaybeden Keko Çiçek'e nasıl da sarılıp ağladığını unutmadım...
Ve tabii Keko'nun bütün eğitimini karşılayacağına söz verişini de...
Peki ya sonra?..
Sonra ne oldu?..
Ne olacak?..
Medyaya yaptırdığı bedava reklâm yanına kâr kaldı...
Keko'nun babası, Sarıgül'den vaat edilen yardımların hiçbirisini alamadıklarını bir TV programında açıkladı...
Sarıgül'ün olmayan şefkati
Bugün medyada (ille de Doğan Gurubu medyada) ön plânda kim var?...
Yine Sarıgül...
Aydın Bey medya gurubunda en birinci haberler hep Onun "yardımseverliği"(!) üzerine kurgulanıyor...
Doğan'a ait televizyonlarda onun yardımseverliğine(!) övgü var...
Köşe yazarları (ille de Ahmet Hakan) makalelerinde Mustafa Sarıgül'ün olmayan şefkatini anlatıyor...
Meselâ...
Bir inşaat firması (Fi - Yapı) depremzedeler için 500 adet daire (35 milyon lira) hibe ediyor...
Ahmet Hakan "Depremin kahramanları" arasında Mustafa Sarıgül'ün adını veriyor...
Bir güzel yıkama yağlama yapıyor...
Ama...
Fi - Yapı'nın bu 35 milyon liralık yardım cömertliğinden tek kelimeyle bile söz etmiyor...
Yine meselâ...
Acun Ilıcalı depremzedelere kendi cebinden 5 milyon lira nakit para yardımı yapıyor...
Ama...
Ahmet, bir dönümlük köşesinin bir yerinde, "Tamam... Programını yayından kaldırmadı... Hep birlikte 'ayıp ettin Acun' diyelim ama 'Helâl olsun' da diyelim Acun'a... Çünkü kendi cebinden 5 milyon lira verdi depremzedelere" demiyor...
Oysa...
Ortada yaptığı vaatlerden başka somut hiçbir fedakârlığı olmayan Mustafa Sarıgül'ü "Depremin kahramanlarından" biri olarak taşıyor köşesine...
Sarıgül aşkı...
Demek istediğim şu...
Siyasette de, medyada da, ticarette de ve sanatta da her zaman olduğu gibi yine eli-dili sopalı, çok bağıran çağıran, kendini iyi pazarlayanlar ön plânda...
Sessiz, samimi, makul insanların ise adını anan bile yok...
Sadece Ahmet mi Sarıgül'e karşı aşırı muhabbet besliyor?..
Keşke sadece o olsa...
Doğan medya gurubunun genelinde var bu Sarıgül aşkı...
Baksanıza...
Bir tek gazeteci/yazar çıkıp da:
"Yahu Başkan... Sen daha önce bu senaryonun aynısını film yaptın... Mazlum çocuk rolünde de Elâzığ/Kovancılar depreminde annesini ve kardeşlerini kaybeden 13 yaşındaki Keko Çiçek'i oynattın... N'oldu Keko'ya?.. Hani bütün eğitim masraflarını karşılayacaktın?.. Babası 'Sarıgül tek kuruş yardım etmedi' diyor" diye hatırlatmadı...
Ya da hatırlatamadı...
Neden hatırlatamadı acaba?..
Medyamızın saygıdeğer patronlarının hemen hepsinin Şişli Belediyesi hudutları dâhilinde imar işleri olduğu için mi?..
Hâsılı...
Sahici insanların kadri kıymeti işte bu sarıgüller yüzünden bilinmiyor...
İşte bu "sahici olmayan insan" türü; "sahici iyi insan" karakterini de zarara uğratıyor...
Ve...
Medyamızın tamamı değilse de "en güçlü" kesimleri, "en etkin" köşeleri bu sahici olmayan tiplerin oyuncağı haline geliyor...
Yazık oluyor...
[email protected]