Ahmet Hakan'ı kıskanmayayım da kimi kıskanayım?..
Nahide gibi, İstanbul gecelerinin en nezih, müşterilerinin müzik beğeni kalitesi çok yüksek mekânlarından birinde.....
ADNAN BERK OKAN
Ahmet (Hakan) twitterden son derecede antidemokratik bir seçim sonucu seçtiği 20 yoldaşıyla birlikte (3 Mayıs 2011) Nahide'ye gidip, Arabesk müziğimizin 3 anasından biri olan 'i dinleyecekmiş...
Diğer iki ananın kimler olduğunu ise yazmamış nedense...
Keşke isimlerini hatırlatsaydı da bizim Arabesk kültürümüz de artsaydı biraz...
Ne iyi olurdu...
Nahide gibi, İstanbul gecelerinin en nezih, müşterilerinin müzik beğeni kalitesi çok yüksek mekânlarından birinde Gülden Karaböcek'ten, "Sürünüyorum", "Dilek Taşı" ve "Boşuna kazma mezarcı"yı dinleme şansına erişecek olan Ahmet'i kıskanmam sanıyordum...
Ama...
Yoksa bu inancım hilâfı zehabına içten içe kıskanıyor muyum ne?..
Nereden mi çıkardım?..
Söyleyeyim...
Çünkü...
Ben bu gece (4 Mayıs 2011) eski bir ilkokulun, eski dört sınıfını ayıran duvarların yıkılmasıyla elde edilmiş bir salonda(!); önlerindeki masalarda "alkollü içki" bile olmayan, en genci benden (yaşım altmış) 10 yaş büyük ağabeylerime, ablalarıma çookk eski şarkılar söyleyeceğim...
Söyler misiniz?..
Nasıl kıskanmayayım Ahmet'i?..
O; arkasında en az 15 kişilik orkestranın eşlik ettiği Gülden Karaböcek'i dinleyecek...
Çevresinde cıvıl, cıvıl genç kadınlar olduğu halde...
Bana ise bir ud, bir keman ve bir de bendir eşlik edecek...
Karşımda ise çoğu akşam namazını kılıp gelmiş; öbür taraf için (Allah gecinden versin) birikmiş borç ödeyen abilerim, ablalarım olacak...
Ben neler mi söyleyeceğim?..
Beş tane Hüzzam şarkı...
Ve belki en sonunda 2-3 tane de mahur türkü söylemeye çalışırım sahneden kovulmazsam...
Medeni Aziz Efendi'nin "Kerem Eyle mestane kıl bir nigâh"ı ile başlayacağım...
Ardından, Bimen Şen'in "Ruhumda bu şeb hicr-i visalin yanıyorken"i söylerim...
Arkasından; Musa Süreyya Bey'in "Sen sanki baharın gülüsün" gelecektir...
Dördüncü eser, Yesari Asım Arsoy'un söylemeye doyamadığım Hüzzam şarkısı:
"Dün gece bir şuhun bezmine gittim, nükteler söyledim, sitemler ettim..."
Ahmet bilmeyebilir belki ama sözleri ve müziği brbirine öylesine uygundur ki, bayılırsınız...
Ve son şarkıyı birçoğunuz Hüdi Aksu'dan mutlaka dinlemişsinizdir.
Erdoğan Berker'in Mehmet Ebrulan'ın güftesinden bestelediği muazzam bir eser. "Geçip gitme yanımdan ne olur eller gibi"...
Yaaaa...
İşte böyle...
Bir yanda medyamızın Amiral Gemisi Hürriyet'te yazan Ahmet Hakan gibi şanslı bir kardeşim, Arabesk müziğimizin analarından biri olan Gülden Karaböcek'i kalabalık bir orkestra eşliğinde dinleyecek...
Bir yanda bendeniz, mütevazı bir site editörü ise eski kafalı, eski zevklerden halen vazgeçememiş altmış yaş üstü eski bürokratlara eski şarkılar söyleyeceğim...
Allah aşkına söyler misiniz?..
Ahmet'i kıskanmayayım da kimi kıskanayım?..
[email protected]
Ahmet (Hakan) twitterden son derecede antidemokratik bir seçim sonucu seçtiği 20 yoldaşıyla birlikte (3 Mayıs 2011) Nahide'ye gidip, Arabesk müziğimizin 3 anasından biri olan 'i dinleyecekmiş...
Diğer iki ananın kimler olduğunu ise yazmamış nedense...
Keşke isimlerini hatırlatsaydı da bizim Arabesk kültürümüz de artsaydı biraz...
Ne iyi olurdu...
Nahide gibi, İstanbul gecelerinin en nezih, müşterilerinin müzik beğeni kalitesi çok yüksek mekânlarından birinde Gülden Karaböcek'ten, "Sürünüyorum", "Dilek Taşı" ve "Boşuna kazma mezarcı"yı dinleme şansına erişecek olan Ahmet'i kıskanmam sanıyordum...
Ama...
Yoksa bu inancım hilâfı zehabına içten içe kıskanıyor muyum ne?..
Nereden mi çıkardım?..
Söyleyeyim...
Çünkü...
Ben bu gece (4 Mayıs 2011) eski bir ilkokulun, eski dört sınıfını ayıran duvarların yıkılmasıyla elde edilmiş bir salonda(!); önlerindeki masalarda "alkollü içki" bile olmayan, en genci benden (yaşım altmış) 10 yaş büyük ağabeylerime, ablalarıma çookk eski şarkılar söyleyeceğim...
Söyler misiniz?..
Nasıl kıskanmayayım Ahmet'i?..
O; arkasında en az 15 kişilik orkestranın eşlik ettiği Gülden Karaböcek'i dinleyecek...
Çevresinde cıvıl, cıvıl genç kadınlar olduğu halde...
Bana ise bir ud, bir keman ve bir de bendir eşlik edecek...
Karşımda ise çoğu akşam namazını kılıp gelmiş; öbür taraf için (Allah gecinden versin) birikmiş borç ödeyen abilerim, ablalarım olacak...
Ben neler mi söyleyeceğim?..
Beş tane Hüzzam şarkı...
Ve belki en sonunda 2-3 tane de mahur türkü söylemeye çalışırım sahneden kovulmazsam...
Medeni Aziz Efendi'nin "Kerem Eyle mestane kıl bir nigâh"ı ile başlayacağım...
Ardından, Bimen Şen'in "Ruhumda bu şeb hicr-i visalin yanıyorken"i söylerim...
Arkasından; Musa Süreyya Bey'in "Sen sanki baharın gülüsün" gelecektir...
Dördüncü eser, Yesari Asım Arsoy'un söylemeye doyamadığım Hüzzam şarkısı:
"Dün gece bir şuhun bezmine gittim, nükteler söyledim, sitemler ettim..."
Ahmet bilmeyebilir belki ama sözleri ve müziği brbirine öylesine uygundur ki, bayılırsınız...
Ve son şarkıyı birçoğunuz Hüdi Aksu'dan mutlaka dinlemişsinizdir.
Erdoğan Berker'in Mehmet Ebrulan'ın güftesinden bestelediği muazzam bir eser. "Geçip gitme yanımdan ne olur eller gibi"...
Yaaaa...
İşte böyle...
Bir yanda medyamızın Amiral Gemisi Hürriyet'te yazan Ahmet Hakan gibi şanslı bir kardeşim, Arabesk müziğimizin analarından biri olan Gülden Karaböcek'i kalabalık bir orkestra eşliğinde dinleyecek...
Bir yanda bendeniz, mütevazı bir site editörü ise eski kafalı, eski zevklerden halen vazgeçememiş altmış yaş üstü eski bürokratlara eski şarkılar söyleyeceğim...
Allah aşkına söyler misiniz?..
Ahmet'i kıskanmayayım da kimi kıskanayım?..
[email protected]