Ahmet Hakan'dan 'Zeytinyağı Perihan' tepkisi!
Perihan Mağden'in Taraf'ta yayınlanan cevap yazısına bugün de Ahmet Hakan'dan karşılık geldi.
Ahmet Hakan ile Perihan Mağden arasındaki polemik tam hız devam ediyor. Mağden'in Taraf'ta yayınlanan cevap yazısına bugün de Ahmet Hakan'dan karşılık geldi.
'Senin mavracı seni' diyerek söze başlayan Hakan, adeta gözünü karartmış ve 'Zeytinyağı Perihan' gibi tanımlar kullanmadan çekinmemiş. Mağden'in cevabı için 'Bridget Perihan’ıngünlüğü' diyen Hakan, ünlü yazardan cevap bekliyor...
İşte Hakan'ın Perihan Mağden'e verdiği cevap:
PERİHAN Mağden dünkü Taraf gazetesinde bana cevap vermiş.
Neredeyse tam sayfaya yakın destansı bir metinle... Yine tam bir hezeyan şeklinde... “Bridget Perihan’ıngünlüğü” tadında...
Perihan, yazısında Ertuğrul Özkök’e telefon açıp “Sizin haftanız başladı, minik fareniz geldi Ertuğrul Bey”demesini izah etmiş.
Üslubundaki heyheyi bir tarafa bırakırsak geriye şöyle bir şey kalıyor:
“Ben bu Ertuğrul’la aslında dalga geçmiştim. Çevirdim santralını Hürriyet’in, zart diye bağladılar. Ben de ‘Sizinhaftanız başladı, minik fareniz geldi Ertuğrul Bey’ diye mavra yaptım. Telefonu kapayınca da ‘kah kah-kih kih’diyerek neşemi buldum. Ama herif şakayı anlamadı şekerim.”
İyi de bir insan nefret ettiği, tiksindiği, adı geçtiğinde midesinin bulandığı birine telefon açıp niye mavra çevirmeye kalkar ki?
“Zeytinyağı Perihan”da bunun da cevabı var.
Şuna benzer gerekçeler üretiyor:
“O zamanlar ben bir minik Gürcü kızıydım. Bu kadar olgunlaşmamıştım. Mavracıydım, dalgacıydım, numaracıydım. Açardım telefonu, bulurdum kafayı... Sonra da gelsin kah kah, gitsin kih kih... Ama artıkbüyüdüm... Artık hınçlı, kinli, tavırlıyım. Artık alayınızdan bunaldım, alayınızdan sıkıldım.”
Ne diyelim?
“Seni eski mavracı seni” desek kurtarır mı?
Aslında olay şudur:
Perihan önüne gelene hakaretler yağdıracak, aşağılayacak, sıfatlar yapıştıracak.
Ama hiç kimse Perihan’a “Sen bir zamanlar Ertuğrul Özkök’e ‘Minik fareniz geldi Ertuğrul Beyciğim’ diye telefonaçmıştın, ne iş?” diye soramayacak.
Sorulduğu anda Perihan, tam sayfaya yakın heyheyli bir metinle hakaret yağdırmaya devam edecek.
Bu mudur? Budur.
Tamam, Perihan...
“Şirinlik yaptın” ya da “kafa buldun”.
Ve bu durumu da altı üstü “Ertuğrul Özkök’ün paralı askeri” diye aşağıladığın, küçümsediğin adamın biri tuttu yazdı.
Peki söyler misin, nedir bu buhran Perihan?
Kişisel tarihini çıkarmalar, ruh halini anlatmalar, köşecilik geçmişini 32 kısım tekmili birden yazmalar, fırsattan istifade geçmişte altında kaldığın lafların ezikliğiyle ilgisiz kişilere laf çakmalar...
“Paralı askerin biri” sana takılmış, velev ki haksız takılmış. Niye bu kadar sıkıntıya soktun ki kendini? Madem bir “ilke prensesi” ya da “müdanasızlıklar kraliçesi”sin, bunu ekstradan bir destanla ilan etmeye neden gerekduydun?
Yoksa farkında olmadan yaraya tuz mu bastım? Farkında olmadan hassas alana mı daldım?
Neyse... Uzatmayacağım.
Madem ben yazdıkça, sen tam sayfaya yakın karşılıklar vereceksin.
Madem “gündem” olmayı bizim gibi “aşikâr” değil de “gizliden” seviyorsun.
Al, buna da ver tam sayfaya yakın bir karşılık.
Hadi bu da benden sana kıyak olsun...
Hem bakarsın “kalan pilavdan kadınbudu köfte yapar” gibi eski yazılarından yaptığın son kitap da satar Allah satar.