Ahmet Hakan okurları hadi iş başına!
Bugünkü yazısında "Takıntılı bir müfteriyle nasıl mücadele edilir" diye soran Hakan okurlarından destek bekliyor.
GAZETECİLER.COM
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'ın dalak savaşı devam ediyor. Hakan'ın askerden 'yırtmak' için dalağını aldırdığı yönündeki iddia mahkemeye konu olmuş ve iddianın sahibi olan Sabah yazarı Sevilay Yükselir mahkum olmuştu. Ancak, Yükselir'in dünkü yazısıdna konuyu yeniden gündeme getirmesi üzerine Ahmet Hakan'dan jet yanıt geldi.
Mahkeme kararını ve aldığı mahkumiyet kararını hatırlatan Ahmet Hakan bu kez okurlarına akıl danışıyor. "Takıntılı bir müfteriyle nasıl mücadele edilir" diye soran Hakan okurlarından destek bekliyor.
İşte Ahmet Hakan'ın okurlarına akıl danıştığı o yazı:
SABAH gazetesinin bir köşesinde uzun süredir hakkımda sistemli, planlı, ısrarlı bir iftiraya yer verildi.
Önce pek ciddiye almadım.
Ama ben ciddiye almadıkça "müfteri" durmadı.
Ağır hakaretler eşliğinde planlı, sistemli ve ısrarlı bir şekilde kara çalmaya devam etti.
Söylediği şuydu: "Ahmet Hakan askere gitmemek için kumpas çevirdi".
? ? ?
"İddia" karşısında önce şunu yaptım: Genelkurmay'ı, Milli Savunma Bakanlığı'nı, savcıları göreve çağırdım.
Dedim ki: "Beni töhmet altında bırakan böyle bir iddia var ortada, gereğini yapın. İddia doğru mudur, yalan mıdır? Araştırın. Bir sonuca varın".
Bu çağrıma Genelkurmay'dan yazılı bir açıklama geldi.
Dendi ki: "Araştırdık, sizin askerlikle ilgili bir sorununuz yok".
Bununla yetinmedim, "Müfteri"yi mahkemeye verdim.
Mahkeme süreci şöyle işledi:
¦ İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında görevli Basın Savcısı İsmail Onaran söz konusu şahıs hakkında "Kovuşturmaya gerek yoktur" karan verdi.
¦ Bu karara karşı Ağır Ceza Mahkemesi'ne itirazda bulundum..
¦ Ağır Ceza Mahkemesi, savcının verdiği "Kovuşturmaya gerek yoktur" kararını kaldırdı.
¦ Ağır Ceza Mahkemesi'nin yerdiği bu karar üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, iddia sahibi şahıs hakkında kamu davası açtı.
¦ Açılan dava sonucu iddia sahibi şahıs yargılandı.
¦ Mahkeme, şahsı 2 ay 27 gün hapis cezasına çarptırdı.
¦ Hapis cezası ertelendi, şahıs hakkında "bir yıllık denetim süresine tabi tutulması" karan alındı ve bazı haklardan da mahrum bırakıldı.
¦ Karar tamamlandı, dosya şimdi Yargıtay'da.
Müfteriliği mahkeme kararıyla tescilli bu şahıs, mahkeme kararlanna rağmen durmadı, iftirasını bulduğu / bulmadığı her fırsatta dile getirdi.
Baktım, dün yine "iftiraya devam" niteliğinde bir yazı yazmış.
Bilgi kirliliği yaratarak, eline geçirdiği malzemeleri istismar ederek, aldığı hapis cezasını gizleyerek yine aynı teraneyi okumaya devam etmiş.
? ? ?
Bir fikir mücadelesi nasıl verilir, biliyorum.
Polemik falan, tamam...
Sonuna kadar tartışma, sonuna kadar hesaplaşma, hepsine varım.
Ama ben "Takıntılı bir müfteri ile nasıl mücadele edilir?" konusunda hiç iyi değilim.
¦ Bazılan "Sus, cevap verme, muhatap alma" r diyorlar. Susuyorum. Ama susarak "müfteri" şahsın hızını kesmek mümkün olmuyor.
¦ Ayrıca sustukça "mücrim" gibi algılanma tehlikesi mevcut.
¦ Susmuyorum, bir şeyler yapmaya çalışıyorum ama bu durum "müfteri" açısından konuyu yeniden gündeme getirmenin bir gerekçesi haline getiriliyor.
¦ "Müfteri", mahkeme kararını dinlemiyor, denetim falan umurunda bile değil.
Kısacası ne yapacağımı şaşırmış durumdayım.
Fena halde akla ihtiyacım var.
Sevgili okurlanm! Lütfen "Takıntılı bir müfteri ile nasıl mücadele edilir" konusunda bir şeyler yazıp yol gösterir misiniz?
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'ın dalak savaşı devam ediyor. Hakan'ın askerden 'yırtmak' için dalağını aldırdığı yönündeki iddia mahkemeye konu olmuş ve iddianın sahibi olan Sabah yazarı Sevilay Yükselir mahkum olmuştu. Ancak, Yükselir'in dünkü yazısıdna konuyu yeniden gündeme getirmesi üzerine Ahmet Hakan'dan jet yanıt geldi.
Mahkeme kararını ve aldığı mahkumiyet kararını hatırlatan Ahmet Hakan bu kez okurlarına akıl danışıyor. "Takıntılı bir müfteriyle nasıl mücadele edilir" diye soran Hakan okurlarından destek bekliyor.
İşte Ahmet Hakan'ın okurlarına akıl danıştığı o yazı:
SABAH gazetesinin bir köşesinde uzun süredir hakkımda sistemli, planlı, ısrarlı bir iftiraya yer verildi.
Önce pek ciddiye almadım.
Ama ben ciddiye almadıkça "müfteri" durmadı.
Ağır hakaretler eşliğinde planlı, sistemli ve ısrarlı bir şekilde kara çalmaya devam etti.
Söylediği şuydu: "Ahmet Hakan askere gitmemek için kumpas çevirdi".
? ? ?
"İddia" karşısında önce şunu yaptım: Genelkurmay'ı, Milli Savunma Bakanlığı'nı, savcıları göreve çağırdım.
Dedim ki: "Beni töhmet altında bırakan böyle bir iddia var ortada, gereğini yapın. İddia doğru mudur, yalan mıdır? Araştırın. Bir sonuca varın".
Bu çağrıma Genelkurmay'dan yazılı bir açıklama geldi.
Dendi ki: "Araştırdık, sizin askerlikle ilgili bir sorununuz yok".
Bununla yetinmedim, "Müfteri"yi mahkemeye verdim.
Mahkeme süreci şöyle işledi:
¦ İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında görevli Basın Savcısı İsmail Onaran söz konusu şahıs hakkında "Kovuşturmaya gerek yoktur" karan verdi.
¦ Bu karara karşı Ağır Ceza Mahkemesi'ne itirazda bulundum..
¦ Ağır Ceza Mahkemesi, savcının verdiği "Kovuşturmaya gerek yoktur" kararını kaldırdı.
¦ Ağır Ceza Mahkemesi'nin yerdiği bu karar üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, iddia sahibi şahıs hakkında kamu davası açtı.
¦ Açılan dava sonucu iddia sahibi şahıs yargılandı.
¦ Mahkeme, şahsı 2 ay 27 gün hapis cezasına çarptırdı.
¦ Hapis cezası ertelendi, şahıs hakkında "bir yıllık denetim süresine tabi tutulması" karan alındı ve bazı haklardan da mahrum bırakıldı.
¦ Karar tamamlandı, dosya şimdi Yargıtay'da.
Müfteriliği mahkeme kararıyla tescilli bu şahıs, mahkeme kararlanna rağmen durmadı, iftirasını bulduğu / bulmadığı her fırsatta dile getirdi.
Baktım, dün yine "iftiraya devam" niteliğinde bir yazı yazmış.
Bilgi kirliliği yaratarak, eline geçirdiği malzemeleri istismar ederek, aldığı hapis cezasını gizleyerek yine aynı teraneyi okumaya devam etmiş.
? ? ?
Bir fikir mücadelesi nasıl verilir, biliyorum.
Polemik falan, tamam...
Sonuna kadar tartışma, sonuna kadar hesaplaşma, hepsine varım.
Ama ben "Takıntılı bir müfteri ile nasıl mücadele edilir?" konusunda hiç iyi değilim.
¦ Bazılan "Sus, cevap verme, muhatap alma" r diyorlar. Susuyorum. Ama susarak "müfteri" şahsın hızını kesmek mümkün olmuyor.
¦ Ayrıca sustukça "mücrim" gibi algılanma tehlikesi mevcut.
¦ Susmuyorum, bir şeyler yapmaya çalışıyorum ama bu durum "müfteri" açısından konuyu yeniden gündeme getirmenin bir gerekçesi haline getiriliyor.
¦ "Müfteri", mahkeme kararını dinlemiyor, denetim falan umurunda bile değil.
Kısacası ne yapacağımı şaşırmış durumdayım.
Fena halde akla ihtiyacım var.
Sevgili okurlanm! Lütfen "Takıntılı bir müfteri ile nasıl mücadele edilir" konusunda bir şeyler yazıp yol gösterir misiniz?
