MEDYA KÖŞESİ

Ahmet Hakan Gazeteciler.com'u referans aldı!

Gazeteciler.com sadece konuşulmuyor, konuşturuyor da. Ahmet Hakan yazarımız B. Ahmet Yavuz'un analiziyle Vakit'e çaktı!

Ahmet Hakan Gazeteciler.com'u referans aldı!

GAZETECİLER.COM - Konuşulmak ve gündem olmak elbette büyük keyiftir bir medya sitesi için. Ama biz bunun ötesinde konuşulmak kadar konuşturmak, konuşulucak yeni yollar açmak derdindeyiz açıkçası. Bugün Mehmet Barlas'ın köşesinde yazarımız Ragıp Duran'ın dün yayınladığımız analizi üstünden başlattığı bir tartışma var Sabah'ta. Yine bugünkü Hürriyet'te ise Ahmet Hakan'ın bir diğer yazarımız Ahmet B. Yavuz'un geçen hafta yayınladığımız bir yazısı üstünden bir başka tartışma başlattığını göreceksiniz. Konuşulmaktan çok konuşturmak dediğimiz de bu olsa gerek...

Ahmet Hakan bildiğiniz gibi Vakit gazetesini pek bir sever, haftada bir kez köşesine konuk eder! Şaka bir yana Ahmet Hakan kadar Vakit eleştirisi yapan bir başka kalem daha yoktur herhalde medyada. Hakan bugün yine sağlam bir Vakit eleştirisi kaleme almış. Ama bu kez sahiden kızmış sanki. Sözünü sakınmamış, hani derler ya nerden tutuysa ordan dalmış.

Ahmet Hakan yazarımız B. Ahmet Yavuz'un kalme aldığı ve 5 haziran'da yayınladığımız  "Dindar Kesim Medya İşinde Niçin Başarısız Oldu?" başlıklı yazıdan yola çıkarak çarpıcı bir tartışmaya girmiş...

"Acaba Vakit adlı gazetede öbeklenmiş tuhaf grup için “dava delisi insanlar” diyebilir miyiz diye...

Yani bu adamlar, olanca cahillikleri, sersemlikleri, saplantıları ve giriştikleri tehlikeli işlerle, bütün gemileri yakmış, hapisleri göze almış, bütün sevdiklerini ellerinin tersiyle itebilmiş, paraya pula yüz vermeyen serdengeçtiler midir?

İşte bu sorunun net yanıtını, “gazeteciler.com” adlı internet sitesinde çıkan bir “muhafazakâr medya analizi”nde buldum...

Dindar Kesim Medya İşinde Niçin Başarısız Oldu?” başlıklı, B. Ahmet Yavuz imzalı yazının şu bölümüne dikkat lütfen:

“Verilen her destek, işe beş parasız başlayan Vakit’in patronu Mustafa Karahasanoğlu’nu zengin ediyordu. Fakat bu zenginlikten nedense gazete bir türlü gerekli payını alamıyordu. ‘Allah rızası için’ kampanyalarının sonunda Mustafa Karahasanoğlu ciddi bir malvarlığına kavuşmuştu. Önce gazeteye bina satın alındı, sonra matbaalar, sonra Türkiye’nin pek çok yerinde gayrimenkuller. Derken ciddi anlamda bir servet sahibi olmuştu Mustafa Karahasanoğlu. Her şey değişiyordu ama sadece bir şey değişmiyordu: O da gazetenin kalitesi... Ne sayfa sayısında, ne haber kalitesinde, ne de yazar kadrosunda hiçbir gelişme yoktu. Yaklaşık 15 yaşında olan Vakit gazetesi 60 bin tiraj bandında üçüncü sınıf bir yayın organı olarak hayatını sürdürüyor. Üstelik ne yazık ki dindarların bir kısmının bile nefretini kazanmış bir halde.”"

Yazarımız B. Ahmet Yavuz'un analizleri üstünden şu sonuçlara ulaşıyor Ahmet Hakan...

"BUNLARI okuduktan sonra...

Vakit gazetesinin sahibi için, “Kaçığın teki” diyebilir miyiz?

Hangi dava delisi, yaptığı ahmaklıklarla ciddi bir servet sahibi olabilmiştir ki?

Adam bir damar yakalamış, oradan gidiyor:

Bölüyor, parçalıyor, nefret ettiriyor, iğrendiriyor, ortalığı bulandırıyor, sersemce işler yapıyor, cahilliğini pervasızca sergiliyor, ahmaklığını arsızca ortaya koyuyor...

Ama bütün bunları yaparken Türkiye’nin pek çok yerinde gayrimenkuller alıyor, iyi bir servete sahip oluyor...

Bu “sözde dava delileri”ni gördükçe “Biraz da biz delirelim yahu” demek geçmiyor mu içinizden?"

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar