ANALİZ

Ahmet Altan'ın Baransu çıkışı reklam mıydı?

Ahmet Altan yeni kitabının reklamını yapmak için Baransu'nun tutuklanmasını "yiğitlik dolu" bir yazı yazarak sert bir şekilde eleştirdi. Böylece adını yeniden görünür kıldı medyada...

Ahmet Altan'ın Baransu çıkışı reklam mıydı?
"... bir yalanın doğru kabul edilmesi için sadece söylenmesi yetmez. Göz kamaştırıcı bir de kalkan gerekir. Ahmet Altan o kalkandı."

Böyle yazıyordu geçenlerde Ezgi Başaran, Ahmet Altan'ın Cumhuriyet'te Baransu'nun tutuklanmasına dair çıkışını yorumlarken. 

“Bizim Baransu’yu tutukladılar, Balyoz belgeleriyle ilgili. O belgeleri ben bastım, çoluk çocukla (Baransu’yu kastediyor) uğraşmayın. Gelin hesabını bana sorun.” diyerek net bir şekilde tavrını koymuştu Ahmet Altan.

Hem de kendisine en uzak, çizgisinden en ayrıksı gazetenin, Cumhuriyet'in sayfalarından.

Ezgi Başaran'ın yazısında çok haklı olarak söylediği cümlelerin bir kez daha altını çizelim:

"Balyoz CD’lerine itibar edilmesinde sorumluluk dönemin Taraf yayın yönetmeni ve dönemin saygın entelektüeli Ahmet Altan’dadır. Tabii ki.

Yoksa önceki hayatında akıllara kazınan bir habercilik başarısı olmayan muhabirin (Baransu’yu kastediyorum) bir bavulla getirdiği ne idüğü belirsiz belgelerin sahih sayılması mümkün olmayacaktı.

Hepimiz… Başında Altan’ın olduğu yazıişlerinin gazeteciliğin temel gereklerini yerine getirerek belgeleri ikişer, üçer, beşer kez kontrol ettiğini düşünmüştük. Tabii ki..."

Sorumluluk sırf bu yüzden de Ahmet Altan'a ait. İyi ama bugün duyduğumuz haberle bunların ne ilgiisi var?

Son günlerde Gazeteciler.com da dahil, medyada herkesin dilinde Ahmet Altan var. Ne tesadüftür ki, bugün bir başka haber Ahmet Altan'ı yeniden gündeme taşıdı.

Deneme"Ölmek Kolaydır Sevmekten" isimli son romanı bugün yarın raflara çıkacakmış meğer Ahmet Altan'ın.

Ödüllü romanı Kılıç Yarası Gibi  ve İsyan Günlerinde Aşk kitaplarının devam kitabıymış Ölmek Kolaydır Sevmekten.

Kadın-erkek ilişkileri, arzulamak, özlemek, kıskanmak, sevmek ve gerektiği gibi sevememek, vazgeçmek ve vazgeçememek, sırların gölgesinde yaşanan aşklar, yaşanamayan hayaller, sorulamayan sorular, saklanan cevaplar, okunmayan mektuplar romanın asıl konusuymuş.

Biz burada başlıkta sorduğumuz o soruyu terkar dile getirmekten çekiniyoruz doğrusu ya...

"Ahmet Altan yeni kitabının reklamını yapmak için Baransu'nun tutuklanmasını "yiğitlik dolu" bir yazı yazarak sert bir şekilde eleştirdi. Böylece adını yeniden görünür kıldı medyada... "

Az önce de dediğim gibi biz yukarıdaki bu cümleleri yazmaktan imtina ederiz...

Türkiye'de gazeteciliği yeniden biçimlendiren Taraf gazetesini yoktan var eden...

Yazdığı romanlar ile babasının soyadı altında ezilmeyen...

Özgür Ülke gazetesinin bombalandığı 1994 yılında, terörle mücadele için her yolun denenmesinin devlet politikası olduğu o kara yıllarda elindeki Özgür Ülke gazetesini İstiklal'de bağırarar satan...

Atatürk Selanik'te doğan bir Türk değil, Musul'da doğmuş bir Kürt olsaydı diyen Atakürt yazısı ile Türkiye'yi sarsıcı bir şekilde düşünmeye sevkeden...

Ahmet Altan bizim için herşeyden önce bunlar demek. Sadece çok satan bir yazar değil, başka şeyler de ifade ediyor.

Onun için “Türkiye edebiyatının kıymetli ismi” olan Ahmet Altan'ın böyle bir reklama ihtiyacı olduğunu düşünmüyoruz.

Lakin bu cümleleri kuracak olanlar da çıkacak. Onu da iyi biliyoruz.

Her halde Ahmet Altan'ın da o cümleler için verilecek bir yanıtı vardır.

ÇOK OKUNANLAR