Ahmet Altan Ruşen Çakır'a fena çaktı
Ruşen Çakır'ın dünkü yazısı Ahmet Altan'ı fena dellendirmiş. Öyle olmalı ki zehir zemberek bir karşılık vermiş.
GAZETECİLER.COM - Dün Başbakan Erdoğan'a 'racon' kesmişti.
Bugün Vatan'dan Ruşen Çakır'a hesap çıkardı.
Hatırlarsınız dünkü yazısında Ruşen Çakır Taraf'ı kastederek şu satırları yazmıştı:
"Keşke Başbakan Erdoğan, aynı gazetenin, daha önce başka kişilerinin onurlarını, ellerinde ciddi hiçbir kanıt olmadan uluorta çiğnediği zamanlarda da masaya yumruğunu vursaydı, vurabilseydi."
İşte bu laf Ahmet Altan'ın "tepesinin tasını" attırmış. Ruşen Çakır'a demediğini bırakmamış... İlker Başbuğ'un gazete köşesine yerleşmiş küçük kopyası demiş... Çarpık bilinçaltından girip, haysiyetten çıkmış...
Buyrun Ahmet Altan'ın satırlarına:
"Asıl tartışmak istediğim o zavallı ve acıklı cümle, yazının alt taraflarında geliyor.
(...)
Onların "kanıt" olmadığını söylemek için, darbe planlarına "kâğıt parçası" diyen İlker Başbuğ'un bir gazete köşesine yerleşmiş küçük bir kopyası olmak gerekiyor.
Ne olmak istediğine insanların kendileri karar verir, İlker Başbuğ olmak istiyorsan sen de "kâğıt parçası" dersin. O belgelere "kanıt yok" dediğine göre Başbuğ'un küçük bir replikası olmayı istiyor zaten.
Ama asıl insanda acıma duygusuyla tiksinme duygusunu birlikte yaratan cümle, "Başbakan yumruğunu vursun" cümlesi.
HAYSİYETİNDEN EPEYCE FEDAKARLIK ETMİŞ...
Ne olacak Başbakan yumruğunu vurursa?
Biz yazdıklarımızı yazmaktan mı vazgeçeceğiz?
Başbakan'dan mı korkacağız?
Dünyanın neresinde, hangi haysiyet sahibi gazeteci, bir gazeteyi susturmak için "başbakanın yumruğunu vurmasını" isteyebilir?
Ve hangi haysiyet sahibi gazeteci "başbakan yumruğunu vurduğunda" bir gazetenin yayınını değiştireceğine inanır?
Buna inanabilmek için haysiyetinden epeyce fedakârlık etmiş, "başbakan yumruğunu indirdiğinde" susmuş, "yumruğunu indirir" diye haberleri saklamış ve saptırmış bir gazeteciliğin parçası olmak gerekir.
(...) BAZILARI SUSMAZ ÇOCUĞUM
Şimdi kendileri gibi davranmayanlardan nefret ediyorlar.
Herkes susarsa, herkes korkarsa kendi haysiyetleri kurtulur zannediyorlar.
Bazıları susmaz çocuğum ve ne bir sessizlik, ne de bir çığlık yeter haysiyetlerinden vazgeçmiş insanların haysiyetini kurtarmaya.
Bugün Vatan'dan Ruşen Çakır'a hesap çıkardı.
Hatırlarsınız dünkü yazısında Ruşen Çakır Taraf'ı kastederek şu satırları yazmıştı:
"Keşke Başbakan Erdoğan, aynı gazetenin, daha önce başka kişilerinin onurlarını, ellerinde ciddi hiçbir kanıt olmadan uluorta çiğnediği zamanlarda da masaya yumruğunu vursaydı, vurabilseydi."
RUŞEN ÇAKIR NTV'DE YANIT VERDİ |
Ahmet Altan'ın bu zehir zemberek yazısına Ruşen Çakır nasıl karşılık verecek diye bekliyorduk. Ruşen Çakır, NTV'deki Yazı İşleri programının sonunda konuya girdi. Şaşırtıcı bir şekilde kendisine yönelik eleştirileri yumuşak bir şekilde geçiştirdi. "Yazıyı gördüm, Ahmet Altan'ın ne demek istediğini anladım" dedi ve "kamuoyu benim de Ahmet Altan'ın da ne olduğunu biliyor" yorumunda bulundu. |
Buyrun Ahmet Altan'ın satırlarına:
"Asıl tartışmak istediğim o zavallı ve acıklı cümle, yazının alt taraflarında geliyor.
(...)
Onların "kanıt" olmadığını söylemek için, darbe planlarına "kâğıt parçası" diyen İlker Başbuğ'un bir gazete köşesine yerleşmiş küçük bir kopyası olmak gerekiyor.
Ne olmak istediğine insanların kendileri karar verir, İlker Başbuğ olmak istiyorsan sen de "kâğıt parçası" dersin. O belgelere "kanıt yok" dediğine göre Başbuğ'un küçük bir replikası olmayı istiyor zaten.
Ama asıl insanda acıma duygusuyla tiksinme duygusunu birlikte yaratan cümle, "Başbakan yumruğunu vursun" cümlesi.
HAYSİYETİNDEN EPEYCE FEDAKARLIK ETMİŞ...
Ne olacak Başbakan yumruğunu vurursa?
Biz yazdıklarımızı yazmaktan mı vazgeçeceğiz?
Başbakan'dan mı korkacağız?
Dünyanın neresinde, hangi haysiyet sahibi gazeteci, bir gazeteyi susturmak için "başbakanın yumruğunu vurmasını" isteyebilir?
Ve hangi haysiyet sahibi gazeteci "başbakan yumruğunu vurduğunda" bir gazetenin yayınını değiştireceğine inanır?
Buna inanabilmek için haysiyetinden epeyce fedakârlık etmiş, "başbakan yumruğunu indirdiğinde" susmuş, "yumruğunu indirir" diye haberleri saklamış ve saptırmış bir gazeteciliğin parçası olmak gerekir.
(...) BAZILARI SUSMAZ ÇOCUĞUM
Şimdi kendileri gibi davranmayanlardan nefret ediyorlar.
Herkes susarsa, herkes korkarsa kendi haysiyetleri kurtulur zannediyorlar.
Bazıları susmaz çocuğum ve ne bir sessizlik, ne de bir çığlık yeter haysiyetlerinden vazgeçmiş insanların haysiyetini kurtarmaya.