ANALİZ

Acun Ilıcalı, Erdoğan’ın ekran yüzüdür…

zirvedeki ismin Acun Ilıcalı olması ve hatta rol modellikte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı bile geçmesi.....

Acun Ilıcalı, Erdoğan’ın ekran yüzüdür…

ADNAN BERK OKAN

Liberal kapitalist demokrasinin en bilinen özelliği, çoğunlukçuluğudur (“çoğulculuğu” değil)…

Çoğunluk ise dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile sıradan insanlardan oluşur…

Haliyle demokrasi ülkenin nasıl ve kimler tarafından yönetileceğini sıradan insanların çıkarlarının ve tercihlerinin belirlediği rejimdir…

Ama…

Bu sadece “tüketirken” geçerlidir…

Her ne kadar seçim sandıklarından çıkan sonuçları da sıradan çoğunluğun oylarının belirlediği düşünülse de o sadece seçim önceleri için geçerlidir.

Sandıklar açılıp da ülkeyi hangi siyasi kadroların yöneteceği belli olduktan sonra seçim öncesi yapılan konuşmalar, verilen vaatler yerini ekonomi ve kültür egemenlerinin tercihlerine bırakır…

“Taç giyen baş akıllanır” sözünün asıl açılımı işte budur…

 

Beyin sığ olunca

Her ne kadar ismi Red Kit’in en ünlü ve en salak tiplerinden biri ile aynı adı taşısa da ünlü Amerikalı işadamı ve Demokrat parti senatörü Averell Harriman şöyle demişti:

“Akıllıca verilebilecek bir karar, ancak uzun bir ömür sürmüş kimselerin beyinlerinin derinliklerine inilebildiği zaman ortaya çıkar. Böyle muhteşem bilgisayarlar geliştirmiş olan kimseleri bir tarafa atmak büyük israftır”…

Yani; Acun Ilıcalı’yı rol model alan gençliğin beyninde fazla derinliklere inmeye gerek yok…


Şimdi…

Geleyim benim bu konuyla ilgili analizime…

Analizimin öznesi Acun Ilıcalı;

dayanağım bugün bilhassa sanal alemde yer alan (gazeteciler.com’da da) bir haber…

Haber, Mediacat isimli bir derginin yayınladığı "Rol Model Araştırması"nın sonuçlarını açıklıyor…

Her ne kadar haberi yapanlar sonuca herkesin şaşıracağına dikkat çekiyorlarsa da ben hiç şaşırmadım zira sonuç benim gibi; sıradan çoğunluğun tercihlerinin günlük tüketimde etkin olduğunu bilen herkes o çıkan sonucu tahmin ederdi…

Sonucun ne olduğunu haberi okuyanlarınız biliyor ama ben okumayan da olabileceği varsayımıyla söyleyeyim:

Günümüz Türkiye’sinde gençliğin rol modeli Acun Ilıcalı imiş…

 

Kim bu Acun Ilıcalı?..

Gelişmiş ya da az gelişmiş ülke televizyonlarıyla aynı anda o ülkelerde de en çok tutan program formatlarına milyonlarca dolar telif ödeyip satın alan ve onları popüler ulusal kanallarımızdan birinde yayınlayan televizyon gazetecisi…

Öyle formatlar satın alıyor ki; yarışmacılardan daha çok jüri üyelerinin çenelerine, edepsizlikte sınır tanımayışlarına, pervasızlıklarına ve gündem yaratacak (ya da gündemde olan) kişiler olmasına dayanıyor…

(Sahi Armağan Çağlayan isimli bir jüri üyesi vardı; ne oldu?.. Hatırlayanınız var mı?)

Yarışmacılar; normal şartlarda, normal zekâ ve eğitim seviyesinde insanların değil izleyecekleri; yanlarına bile sokulamayacak olan absürt tipler arasından seçiliyor…

Ama dedim ya;

gelişmiş, gelişmekte olan veya az gelişmiş bütün ülkelerde sıradan halk, nüfusun kahir ekseriyetini (büyük çoğunluğunu) oluşturur…

O nedenledir seçilen yarışmacılar; o sıradan vatandaşlara “aaaa, bak işte bu yarışmacının benden hiç farkı yok, demek ki istesem ben de bu yarışmalara katılabilirim” duygusunu verip umutlarını sıcak tutuyor…

 

Acun Ilıcalı da öylesine “sıradan” bir tip ki;

sıradan halk ona bayılıyor…

Demokrasi tarihimizde halkımızın bu özelliğini en iyi bilen ve değerlendiren lider Recep Tayyip Erdoğan’dır…

Öyle olduğu için 3 seçimi üst üste ve artan oy oranlarıyla kazandı; büyük ihtimalle bundan sonra da daha en az iki dönem (belki de başkan veya cumhurbaşkanı olarak) kazanacak…

Neden?..

Çünkü halkın büyük çoğunluğu onda tecessüm ediyor…

Yani, on milyonlar ona baktığında kendini görüyor…

Erdoğan’ın ruhunda ve bedeninde cisimleşiyor…

Yıllarca nefretle baktığı ama daha önceki siyasi liderlerin hiçbirisinin kafa tutamadığı İsrail Devleti cumhurbaşkanının kolunu sıkıyor, Türkçe karşılığı aşağılarcasına bir ifadeyle “bi dakka kardeşim” demek olan “van minüt” çekiyor…

Önüne gelen güçlüye (ille de burnundan kıl aldırmayan gazete patronlarına ve köşe yazarlarına) “haaassstronomi lan!” diyor…

Halk kendi yapmak isteyip de yapamadıklarını Erdoğan’da bulunca ona bayılıyor…


 Erdoğan’ın ekran yüzü…

Son birkaç yıldır Acun, Erdoğan’ın ekran yüzü…

Sıradan insanları “yarışmacı” diye çağırıyor ama onları öyle bir azarlıyor, öyle bir aşağılıyor ki; izleyenler sanki o yarışmacıyı azarlayan, aşağılayan kendisiymişçesine keyif alıyor…

Ve bir de jüri var tabii ki…

Edepsizlikte sınır tanımayan, beğenmediği yarışmacıyı (daha doğrusu halkın gözüne girmek için) köpeğin götüne sokup çıkaracak kadar pervasız, ağzı biraz laf yapan, biraz da “ünlü”…

 

Yani demek istemem şu…

Acun Ilıcalı bütün bir gençliğin değil;

aşağılık duygularının esiri olmuş, kendinden başka hiç kimseyi beğenmeyen ama hiçbir hasleti de olmayan; eğitimsiz, görgüsüz, kolay tüketen, kendisi de kolay tükenen, dejenere gençliğin rol modelidir…

Acun’u rol model alan gençlik gerçekten yetenekli ama mütevazı (bakmayın siz mütevazılığın övüldüğüne), kolay ulaşılabilir sanatçı veya siyasetçiden nefret eder…

Acun’u rol model alan gençlik için “kolay ulaşılabilmek” sanatçıyı, siyasetçiyi, gazeteciyi hafif kılar…

Halk; kibirli, burnu havada, kendisini azarlayan, küfür eden kibir kumkumalarına bayılır…

 Seks keyiftir ama...

Unutmayınız ki normal cinsellik karşılıklı tatlı sözler fısıldayarak, gülüşerek, eğlenerek yaşanır…

Taraflardan birinin diğerini dövdüğü, acı çektirdiği veya isteyerek acı çektiği cinsellikler sapıklıktır, mazoşizmdir, sadizmdir…

Acun işte o işe güler yüzüyle başlıyor genellikle…

Azar faslı ise işini bittikten sonra geliyor….

Hâsılı; zirvedeki ismin Acun Ilıcalı olması ve hatta rol modellikte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı bile geçmesi bu nedenle şaşırtıcı değildir…

Türkiye’de anormalin normal kabul edilmesidir…

[email protected]

ÇOK OKUNANLAR