MEDYA KÖŞESİ

Abdullah Gül'den alo Fatih'e karşı medyaya isyan tavsiyesi!

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün alo fatih kasetlerine getirdiği yorumu köşesinde paylaşan Can Dündar, Gül'ün gazetecilere isyan çağrısı yaptığını yazdı...

Abdullah Gül'den alo Fatih'e karşı medyaya isyan tavsiyesi!
GAZETECİLER.COM
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Macaristan gezisini takip eden gazetecilerden olan Cumhuriyet yazarı Can Dündar, Gül'ün alo fatih kayıtları hakkındaki yorumunu köşesinde paylaştı.

Cumhurbaşkanı Gül'ün daha önce “Eğer gazeteye bir empoze varsa, gazete de orada direnecek kardeşim” dediğini hatırlatan Can Dündar, Gül'ün bu kez bir adım öteye geçerek "Gazeteci doğru gördüğüne karşı bir şey görüyorsa da orada isyan edecektir.” dediğini yazdı.

İşte Dündar'ın yazısındaki ilgili bölüm:

ALO FATİH'E VERİLEN SARIGÜL TALMATINDAN HABERDARDI

İki gece kaldığı Budapeşte’deki otelde iki kez buluştu bizimle...
İlkinde aşırı temkinliydi; gazeteci tabiriyle “manşetlik malzeme” vermedi.
İkinci buluşma önceki gece geç vakitteydi.
“Sarıgül talimatı”ndan haberdardı.
Macar Cumhurbaşkanı’nın yemeğinden gelmişti; keyifliydi.
Türkiye’de “Alo Fatih” serisinin “Sarıgül” bölümü sızmıştı. Herkes onu konuşuyordu. Tabii bizim heyet de...
Cumhurbaşkanı’nın haberi var mıydı?
Evet vardı.
Bir soruyu yanıtlarken, “Ahmet Bey biraz önce beni bilgilendirdi” demesinden anladık bunu...
Belli ki, yılların gazetecilik deneyiminden gelen Basın Başdanışmanı Ahmet Sever, gelebilecek sorulara dair brifing vermişti.
“‘Alo Fatih’ sorusu kesin gelir”di.
Nitekim Deniz Zeyrek, “Bazı kayıtlar ortaya çıktı” diye soruya girince Gül hiç şaşırmadı; cevap verirken de zorlanmadı.
Her zamanki sakin üslubuyla, ama daha kararlı vurgularla konuştu. Ve Milliyet günlerinden hatırladığımız bir demeç verdi.

GÜL'DEN GAZETECİLERE İSYAN ÇAĞRISI

Hatırlayacaksınız, Hasan Cemal, bir yazısı nedeniyle Başbakan’ın öfkesine maruz kalıp Milliyet’ten ayrılmak zorunda kaldığında Ruşen Çakır, bir başka gezide Cumhurbaşkanı’na bu konuyu sormuştu.
Gül, “Eğer gazeteye bir empoze varsa, gazete de orada direnecek kardeşim” demişti.
Budapeşte’de bu tavrını sürdürdü, hatta öteye götürdü.
“İsyan” çağrısı yaptı. Çıkışta “isyan” sözcüğüne dikkat çektim. Diğer meslektaşlarım sözcüğü yakalamamışlardı.
Gezilerin usulü gereği, en genç olanımız deşifreyi üstlendi. Deniz Zeyrek’in deşifresi, gece yarısı mesaj kutularımıza düştü. Hemen baktık ve “isyan”lı cümleyi gördük:
“Gazeteci doğru gördüğüne karşı bir şey görüyorsa da orada isyan edecektir.”

ALT YAZI MÜDAHALESİ BAHÇELİ DEĞİL GÜL'Ü HEDEF ALIYORDU

İzlenimimi yazayım:
O ana kadar Cumhurbaşkanı, Erdoğan’la ters düşecek bir pozisyon almamaya özellikle itina gösteriyor gibiydi.
Bu “sıkıntı”sına dünkü yazımda dikkat çekmiştim.
“Alo Fatih” kayıtları, Çankaya’yı da perde arkasında medyanın nasıl bir baskı yaşadığına dair “birinci elden” aydınlatmış olmalı...
Başbakan, Fas’tan Habertürk’e yaptığı altyazı müdahalesini, “Bahçeli bize hakaret ediyordu” diye savunmuştu.
Oysa altyazıda Bahçeli’nin hakareti değil, Gül’ü Gezi olayları konusunda göreve çağıran demeci vardı.
Yani aslında Başbakan’ın hedefi Bahçeli değil, kendi yokluğunda Gezi’de uzlaşma arayan Gül’dü.
Gül, elbette bunun farkındaydı.
‘Onun hiç mi suçu yok?’
Kaldı ki, talimatların “Sarıgül” versiyonunda ne hakaret vardı, ne başka mazeret... Apaçık bir şekilde “Medya komiseri”nden muhalefetin adayını TV’ye çıkarmamasını istiyordu.

İKTİDARA BOYUN EĞEN MEDYAYA GÜL ELEŞTİRİSİ

“Herkes işine sahip çıkacak. Başka bir alışverişi yoksa tabii” cümlesiyle, iktidara boyun eğen medya yöneticileri ile ihale ilişkisi içindeki medya patronlarını hedef aldı Gül...
Dayanamayıp sordum:
“Müdahale edenin hiç mi suçu yok?”
Hiç tereddütsüz ekledi:
“Olamaz böyle bir şey.” 

CAN DÜNDAR TÜM YAZILARI
ÇOK OKUNANLAR