Abdülkadir Selvi
Halkbank genel müdürü Süleyman Aslan da Reza Zarrab’a usulsüz kredi verdiği için gözaltına alınmış değil…
Dün gece CNNTÜRK’te Dörtbir Taraf’ı izledim.
Nazlı Ilıcak müthiş doğrucu…
Sadece fikirlerini söylüyor…
Öyle inandığı için öyle söylüyor…
Dinleyicilerini yönlendirebilmek için “doğru olmayan haber”e başvurmuyor…
Yani neyse o…
Yani; Sabah gibi yüksek maaş ödemesiyle tanınan bir gazeteden kovulmayı göze alıyor ama ilkelerinden taviz vermeyi göze alamıyor…
Nagehan Alçı; kendi penceresinden nasıl görüyorsa öyle yorumluyor…
Gerektiğinde, pek çok konuda destek verdiği Hükümet’in yaptığı yanlışları da çok rahat söyleyebiliyor…
Ama…
Asla “yanlış bilgi” vermeye tevessül etmiyor…
“Doğru olmayan” hiçbir habere başvurmuyor…
Kadri Gürsel de kendi penceresinden gördüklerine göre yapıyor analizlerini…
O da diğer iki konuşmacı (Nazlı Ilıcak, Nagehan Alçı) gibi doğru olmayan bilgilere sığınmıyor…
Yani…
Oysa... |
Ilıcak, Alçı ve Gürsel’in fikirlerine katılmayabilirsiniz ancak “samimiyetsiz” olduklarını söyleyemezsiniz…
“Yanlış Bilgi” verdiklerini iddia edemezsiniz…
Ve fakat…
Abdülkadir Selvi diğer üç konuşmacıdan çok farklı…
Dinleyicisini yönlendirmek, operasyonun yolsuzluk ve rüşvet zanlılarını soruşturmak ve gerektiğinde kovuşturmak değil; Hükümet’i yıkmak için yapıldığına dinleyicileri ikna etmek için “doğru olmayan haber”lere başvurmaktan hiç çekinmiyor…
Meselâ Reza Zarrab’a Halkbank’la ilgili hiçbir soru sorulmamış ama Zarrab tutukluymuş…
Pes yani sevgili Selvi…
Yahu ne ilgisi var?..
Zaten Reza Zarrab Halkbankası’nı dolandırdığı için alınmadı ki?..
Genç adamın tutuklu yargılanacak olmasının sebebi “kara para aklama” suçu…
Halkbank genel müdürü Süleyman Aslan da Reza Zarrab’a usulsüz kredi verdiği için gözaltına alınmış değil…
Halkbank genel müdürü evindeki ayakkabı kutularında 4.5 milyon dolar bulunduğu ve dinlemeye (Yasal dinleme) takıldığı için tutuklandı…
O paraları “rüşvet olarak aldığı”na ilişkin güçlü deliller olduğu için…
Peki…
Abdülkadir Selvi bütün bunları bilmiyor olabilir mi?..
Tabii ki biliyor…
Biliyor ama doğruları söylerse dinleyicileri ikna edemeyeceğini bildiği için “doğruyu” söylemek yerine “doğru olmayanı” söylemeyi tercih ediyor…
Hep şunu merak etmişimdir…
Bir insan, bir başka insanı kurtarmak için neden kendi itibarını düşürür?..
Acaba böyle bir fedakârlık sadece o insanı (Reza Zarrab ve Süleyman Aslan’ı) sevdiği için yapılabilir mi?..
Yapılabilirse eğer gelecekte o insan böylesine bir fedakârlığı neden yaptığının hesabını bırakın yargıya, kendi çocuklarına nasıl verebilir?..
Yazık ediyorsunuz kendinize Abdülkadir Selvi…
Yazık ediyorsunuz Başbakan’a da…
Bu ülkede Erdoğan’la aynı sosyal ve siyasal görüşü paylaşmadığı halde milyonlarca seçmen (Bendeniz de o seçmenlerden biriyim) demokrasi, insan hakları ve AB tam üyeliği konusunda yaptığı çalışmalar, askeri vesayeti sonlandırması ve ekonomi başta olmak üzere pek çok konudaki başarılı icraatları nedeniyle Ak Parti'ye oy vererek desteklemişti…
Ama bugün artık çok şey değişti…
Ve bu durumun sorumlusu Abdülkadir Selvi gibi “kraldan çok kralcı” gazeteciler…
Başbakan bugün son derecede munis, sorunu uzlaşarak çözmek ister bir konuşma yaptı gurupta..
Ama...
Abdülkadir Selvi (Hakan Albayrak da 5N1K'da Selvi'den farksızdı); Başbakan’ı savunuyormuş gibi yaparak ama aslında Başbakan’ın bütün olumlu yaklaşımlarının altına dinamit koyuyor…
Ve…
Kaybediyor…