Abdülkadir Selvi için...
“28 Şubat Süreci” denilen antidemokratik dönemde RefahYol Hükümetine yapılan askeri ve medya karteli zulmüne...
Övünmek gibi olmasın…
“28 Şubat Süreci” denilen antidemokratik dönemde RefahYol Hükümetine yapılan asker ve medya karteli zulmüne karşı geldim…
Başbakan Erbakan (Merhum) istifa ettikten (O istifanın hangi şartlarda verildiğini en iyi bilenlerden biriyim) sonra çalıştığım gazeteden (Akşam) kovuldum…
İşin ilginci benden başka hiçbir yazar arkadaşım kovulmadı…
Ak Parti’nin kapatılma davasında Ak Parti’nin yanında durdum…
Çünkü iddialar somut kanıt değil, gazete manşetleriydi…
Ergenekon’da bilhassa meslektaşlarımızın tutuklu yargılanmalarını nasıl eleştirdiğimi bu köşelerin takipçileri hatırlayacaklardır…
Balyoz, Ayışığı, Poyrazköy ve (Sözde) casusluk yargılamalarında özel mahkemelerin altından girdim üstünden çıktım…
Ahmet Şık, Nedim Şener ve Hanefi Avcı’nın tutuklu yargılanmalarından Cemaati sorumlu tuttum…
Bugün, gözaltına alınışlarını eleştirdiğim meslektaşlarım adımı “Ergenekoncu”ya çıkardılar…
Birkaç gündür de iktidar (Daha doğrusu Cumhurbaşkanı) taraftarları, adımı “Cemaat yalakası” olarak yaymak için çabalıyorlar…
Oysa 28 Şubat süreci dâhil bütün her antidemokratik, baskıcı, yargının istismar edildiği olaylarda korumak istediğim kurum: Hukuk’tu…
Yargının bağımsızlığı…
Yargının tarafsızlığı…
Hâkim ve savcıların görevlerini yaparken güvenlikleriydi…
Çok mu uzattım?..
O halde kısa keseyim…
Genelde kaybettirdiğim ve çok kere de eleştirdiğim Abdülkadir Selvi’yi alkışlayacağım da ondan yaptım bu girişi…
Neden mi alkışlayacağım?..