ALKIŞ

A. Turan Alkan için

Alkan güçlü hafızasıyla günümüzde 12 yıl önce yaşananları ve o gün o yaşananlar için kimlerin neler yazdığını hatırlıyor…

A. Turan Alkan için

Eski dönemlerde (İnternetin olmadığı) “Arşiv Gazeteciliği” çok zordu…

Çalıştığınız gazetenin arşivi yetmediği gibi yetse bile yıllar önce yayımlanmış bir haberi ya da köşe yazısını arayıp bulmak, günler alıyordu...

Bugün ise en kolay şey arşiv gazeteciliği yapmak…

Ama…

Kim için kolay?..

Hafızası kuvvetli olan…

Ne aradığını bilen…

Ve…

Aramasını bilen için…

Aksi halde…

Yani…

Hafızası balıklardan biraz geniş olan…

Ne aradığını ya da arayacağını bilmeyen için arama motorları sadece “Arama Motorları”dır…

Sözü Ahmet Turan Alkan’ın 1 Ekim 2014 tarihli Zaman’da başlığı altında yayımlanan makalesine getireceğim…

Alkan güçlü hafızasıyla günümüzde 12 yıl önce yaşananları ve o gün o yaşananlar için kimlerin neler yazdığını hatırlıyor…

O hatırlama eylemi elbette durduk yerde değil…

Ya neden?..

Polisler Karşıgazete.com’a baskın yapıyor da ondan...

Alkan, haberi duyunca, “Polis epeydir gazete basıp medyaya gözdağı vermemişti; acaba son baskın hangi tarihte, kime yapılmıştı?” diye merak edip araştırıyor…

Ve…

Karşısına 6 Ocak 2002 tarihli bir web sayfası çıkıyor.

Alkan gazetenin adını vermiyor ama ben verebilirim…

Çünkü gazetenin adını vermezsem, A. Turan Alkan’ın alkışı hak etmiş olmasının bir anlamı olmaz…

Söyleyeyim gazeteyi: Yeni Şafak

6 Ocak 2002 tarihli Yeni Şafak’ta ne mi var?..

Söyleyeyim:

Yeni Şafak o günlerde, dönemin bazı bakanlarının hoşlarına gitmeyen bir haber yapıyor…

20 polis gelip gazeteyi basıyor…

Yeni Şafak işte o polis baskını sonrası (Haklı olarak) çok demokratik, çok duygusal yorumlar attırıyor…

Ve yorum şöyle bitiyor:

“Tarih, hür basını susturmaya çalışanların sonlarının iyi olmadığının tanığıdır.”

Ve ikinci olay…

Yıl 1999…

(Alkan adını yine vermiyor ama ben vereyim) Yeni Akit polis baskınına uğruyor. Neden?..

Polis, Akit’in iki yazarını “Taner Kışlalı cinayetiyle” ilgili oldukları iddiasıyla gözaltına aldıktan sonra serbest bırakıyor…

Akit alışıldık en demokratik(!) tavrıyla devlete, polise yağdırıyor tabii ki…

Alkan, bu iki geçmiş olayı hatırlattıktan sonra sadede geliyor…

Ve diyor ki:

“12 yıl evvel aynen Karşı Gazete gibi baskına uğrayan bu (iki) güzide gazetemizin, 12 yıl sonra vuku bulan bu baskını nasıl gördüğünü merak edip internet sitesine baktım, öğle 14 suları itibariyle bir şey yoktu. Görmemişler yani.”

Bu arada bir not da ben düşeyim:

Sevgili Alkan;

O iki güzide gazetemizin demokrasi anlayışı aynen CHP gibidir:

O iki gazete de “demokrasiyi severler ama onların parti seçim kazanırsa…”

Yani…

İşlerine gelirse…

Hâsılı…

Sadece iktidar yalakaları değil…

Müzmin muhaliflerin de menhus bir hastalığı haline gelen şu “kendi bokum ayva kokum” gazeteciliğini görmeyen veya görmek istemeyen gözlere soktuğu için A. Turan Alkan’ı alkışlıyorum…

ÇOK OKUNANLAR