MEDYA KÖŞESİ

12 Eylül medyasının bugünkü görevi ne?

"Suriye'de diktatörlük var biz oraya demokrasi götüreceğiz söylemi..." 12 Eylül işte böyle bir ortamda yargılanıyor...

12 Eylül medyasının bugünkü görevi ne?
GAZETECİLER.COM  - BirGün yazarı Ümit Alan, 12 Eylül'ün destekleyen medyanın, bugün görevine nasıl devam ettiğini yazdı.

İşte Ümit Alan'ın BirGün gazetesindeki 12 Eylül medyasının bugünkü görevi ne? başlıklı o yazısı:

12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden 32 yıl geçtikten sonra nihayet ilk duruşma bugün yapılıyor. Sağlık durumları nedeniyle büyük ihtimalle Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'yı sanık sandalyesinde göremeyeceğiz ve dahi sürmekte olan diğer davalar yüzünden yargı üzerinde bir şüphe bulutu dolaşsa da, bugün tarihi bir gündür. "650 bin kişinin gözaltına alındığı, 1 milyon 683 bin kişinin fişlendiği, 50 kişinin idam edildiği ve 171 kişinin işkence sonucu öldüğü...." diye uzayıp giden korkunç bir süreçten söz ediyoruz.

Bu davanın sonunda bir adalet gelir mi, geç gelen adalet adalet sayılır mı, bunlar tartışmalı konular. Hani Kenan Evren bugün savunmasında halkın desteğini aldım diye zırvalıyor, yaptığı anayasa referandumunu delil gösteriyor ya, pekâlâ medyanın desteğini aldım da diyebilir. Darbenin hemen ardından yazılan yazılar defalarca neşredildi, bugün hâlâ yazan pek çok yazarın 12 Eylül'ün ardından nasıl coşkuya kapıldığı açıkça görülüyor. Peki 12 Eylül medyası bugün devam ediyor mu? Bu haftaki Köşe Vuruşu'nda kendisi yargılanan 12 Eylül'ün medyasının bugün görevine nasıl devam ettiğini yazmak istiyorum.

HAREKAT MEŞRULAŞTIRMAK

12 Eylül darbesinden sonra yazılan destek yazılarının ana odağı, sokaklarda akan kanın durmasıydı. Kimse bir gün de her şeyin nasıl kesildiğini sorgulamıyor, Kenan Evren'in "şartların olgunlaşmasını bekledik" minvalindeki lafları tartışmaya açılmıyor ve darbe alkışlanıyordu. Oradan bugüne gelelim. Bugün Suriye'de yaşananlar malum. Yaşananların acı olmasının yanı sıra Suriye'yi bekleyen bir askeri harekat tehlikesi de kapıda. 12 Eylül Türkiye'sinde olduğu gibi sokaklarda kan döküldüğü söylenegeliyor. Büyük bir insanlık dramının yaşandığı yazılıp çiziliyor. Hatta duruma el koymak için İstanbul'da Suriye Halkının Dostları isimli bir uluslararası buluşma tertip edildi. Afganistan ve Irak'ta yaptıkları ortada olan ABD'nin önderliğinde bir buluşma. Suriye'ye demokrasi götürecekler hep birlikte. Bu koalisyonun "Afganistan ve Irak'a ABD harekatı olduğunda Müslümanlar ölüyor" diye karşı çıkanlarca bile desteklenmesi ilginç. Bu buluşmanın özellikle iktidara yakın medyada büyük destek almasından söz ediyorum. Neredeyse kendileri cepheye gidecek kadar coşkulular. Gerekçeleri ne? Suriye'de insanlar ölüyor. Tıpkı 12 Eylül Türkiye'sindeki gibi. Bakalım, buradaki gibi orada da harekatın hemen ertesi günü dökülen kan şak diye kesilecek mi?

DEMOKRASİ DALKAVUKLUĞU YAPMAK

12 Eylül'den sonra yazılan yazılarda altı kuvvetle bir çizilen bir diğer husus da Kenan Evren'in yönetime el koyma konuşmasındaki "demokratik sistemi işletme vaadiydi." Sırf o vaadi verdiği için zaar 1980 anayasası gibi aşırı demokratik bir anayasa yaptı Kenan Evren. Yine o vaatten ötürü olacak 50 kişiyi idam ettirip 171 kişiyi işkenceyle öldürdü o düzen. Şimdi bugün bizim iktidara yakın medyanın coşkuyla desteklediği ABD önderliğindeki Suriye Halkının Dostları da Suriye'ye demokrasi götürecek hiç kuşkusuz. Daha önce Irak ve Afganistan'a götürdükleri gibi. Türkiye'ye 12 Eylül'ün getirdiği gibi. Demokrasi ihraç edip o halkın sırtından rant talep edecekleri gibi.

GÖREV TAMAMLANACAK MI?

Bugün 12 Eylül yargılanıyor. 12 Eylül'ün yargılanmasını alkışlayanlar, bir yandan da bir askeri harekatın altyapısı kurulurken coşkuyla alkış tutuyor. Biraz ince düşünürseniz, 12 Eylül askeri darbesini destekleyen medyanın tavrıyla, Suriye üzerinde oynanan oyunu destekleyen medyanın tavrı birbirine çok benziyor. Suriye'de uluslararası bir darbenin altyapısı hazırlanırken destek verip, Türkiye'de darbelere karşı çıkmak epey tuhaf kaçıyor. Hele ki, Türkiye'nin dört başı mamur demokrasisi bir yanda dururken, "Suriye'de diktatörlük var biz oraya demokrasi götüreceğiz söylemi..." 12 Eylül işte böyle bir ortamda yargılanıyor...

ÇOK OKUNANLAR