MEDYA KÖŞESİ

12 Eylül anayasasına kaç kişi “Hayır” demişti?

"12 Eylül’de kaç kişi “Hayır” demişti?" diye soran Dündar, "Evet, katilimize âşık olmuştuk" diyerek çarpıcı bir yanıt veriyor...

12 Eylül anayasasına kaç kişi “Hayır” demişti?
GAZETECİLER.COM
Milliyet yazarı Can Dündar 12 Eylül yargılmasını konu alan yazısında darbenin esas suç ortağının AKP değil toplum olduğunu yazdı. 12 Eylül anayasasının yüzde 90'ı aşan bir oy aldığını hatırlatan Dündar ilginç bir saptama yaparak darbenin işkence yaptığı insanların ailelerinin bile darbe anayasasına evet oyu verdiğine vurgu yaptı.

"12 Eylül’de kaç kişi “Hayır” demişti?" diye soran Dündar, "Evet, katilimize âşık olmuştuk" diyerek çarpıcı bir yanıt veriyor...

İşte Dündar'ın yazısındaki ilgili bölüm:

Biliyoruz ki 12 Eylül, bizim ortak eserimiz...
Çoğumuz alkışladık, kimimiz rahatladık, kimimiz nemalandık, kimimiz susarak, oy atarak onayladık.
Bakmayın şimdi atıp tutanların kalabalığına:
İşadamından sendikasına, üniversitesinden basınına, parlamenterinden sanatçısına uzanan geniş bir kitle desteği sayesinde kolayca hükmetti, arsızca zulmetti 12 Eylül...
Şimdi kime sorsanız “Ben anayasaya ‘Hayır’ oyu vermiştim” diyor.
Öyleyse yüzde 91,3’lük “Evet”i kim verdi?
Şahin Mengü ile hesapladık:
O dönem 650 bin kişi gözaltına alınmış.
Her gözaltına alınanın 4 kişilik ailesi olsa 2,6 milyon kişi etkilenmiş demektir.
Peki kaç kişi Evren ve anayasasına “Hayır” dedi:
1,6 milyon...
Yani bazı tutukluların aileleri bile darbeyi destekledi.
Başka söze ne hacet...
* * *
Evet, katilimize âşık olmuştuk.
Belki buradan bir çıkış ummuştuk.
Şimdi 94’lük Evren’i lanetleyip duruyorlar ya... O dönem Evren’in yurt gezilerini izlemiş bir gazeteci olarak tanıklık edebilirim:
Yüz binler darbecileri coşkuyla alkışlayarak bu suça “müdahil oldu.”
Şimdi mahkeme kapısına gidip “Darbecilerden hesap soralım” diye bağıramıyorlarsa, biraz da bu suçluluk kompleksindendir.
Evren’in tek başına yargılanıp mahkzm olması, davanın orada durması, şakşakçıları kurtarıp aklayacağı için çoğumuzun işine gelir.
* * *
Suçluluk duygusuyla baş etmenin birkaç yolu var:
Ya suçluluk duyduğunuz konudan kaçarsınız.
Ya arsızlığa vurup üste çıkarsınız.
Ya da günah çıkarıp onunla hesaplaşırsınız.
İlk iki yol kullanışlı olsa da sonunda vicdan azabına çıkar.
Sağlıklı olan, gerçeği (suçu) kabullenip sebeplerini keşfetmek, tekrarını engellemektir.
* * *
Evet, can havliyle toplu bir suç işledik.
Ama üç yıl sonra askerin işaret ettiği partiye nanik yaparak bizim alkışlara pek güven olmayacağını da ispat ettik.
Mazimizle hesaplaşabildiğimiz, suçumuzu itiraf edebildiğimiz ölçüde rahatlayacağız.
Belki o zaman, 12 Eylül’ün ezdiği solun boşluğunda iktidar olanların, iktidarken darbenin hukukuna, seçim barajına, ekonomi bakanına sahip çıkanların, cunta liderini Köşk’te ağırlayanların şimdi “Hesaplaşıyoruz” cakası satmasına göz yummayacağız.
Katilimize âşık olmamızın günahını affedecek vicdanımız...
Bundan böyle biri darbeye kalkıştığında ya da başka birileri darbenin neticelerinden nemalandığında her bir ağızdan “Hayır” diye bağıracağız.
İşte biz o gün heyecanlanacağız.

Yazının tamamını okumak için
ÇOK OKUNANLAR