Ziya Şengül ama ne 'şen' ne de 'gül'...
Ziya Şengül ama ne 'şen' ne de 'gül'...
Türkiye medyasında pratik ve
teoriyi aynı ölçekte değerlendirebilme yeteneğine
sahip "uzman kanaat önderi" tipi eksikliğini
duymadığımız alan yok gibi...
İlle de ekonomi, siyaset, sanat ve bilhassa
futbol alanlarında tam bir fukaralık
yaşıyoruz...
Öyle ki;
Teoriyi bilen pratikten yoksun;
pratiği muhteşem olan ise teori bilmezliğinin yanında konuşma
özürlü...
Bu girişten sonra sözü, hem futbol pratiği ve hem de futbol teorisi
yüksek Ziya Şengül'e getireceğim...
Top oynadığı yıllarda onu takım arkadaşı Fuat
Saner'le kıyaslardılar zaman zaman...
O dönemin usta futbol yorumcularına göre Fuat Saner
istikrarsızdı...
Ya müthiş oynardı ya sahada görünmezdi...
Ziya Şengül ise hiçbir maçta olağanüstü değildi
ama onun için hiçbir maç sonrası "kötü oynadı"
diye yazan da çıkmazdı...
Her maçtan sonra takımın iyilerinden biri olduğuna dikkat
çekilirdi...
İşte bu sevgili futbol insanını ben de
(Galatasaraylı olduğum halde) çok sevdim...
Efendiliği, sözünü söylerken tartması, saha içindeki
ağırbaşlılığı, rakip takımın futbolcularıyla
didişmek yerine futbol topunun peşinde koşması; bu
"ağır abi"yi benim ilk gençlik yıllarımın futbol
idollerinden biri yapmaya yetmişti...
Onu son yıllarda televizyon ekranında izliyorum; zaman zaman...
Yine çok şık, yine izleyenlere ve birlikte ekrana çıktığı
arkadaşlarına saygılı...
Yine otoriter...
Özür dilemeyi de özür diletmeyi de bilecek kadar dirayetli
ve erdemli...
Ama...
Bazen ekranın hamurundaki "kötü büyü" müdür nedir;
onu da çileden çıkarıyor...
Bakıyorum kimi zaman Erman Toroğlu ile aynı
seviyede lâflar ediyor...
Tabii o kadar uzun süredir ekranlarda ki; Toroğlu tipi
tartışmacılığın reyting yaptığını biliyor...
Yine de ben Ziya Şengül'ün olgun tavırlarını
seviyorum...
Yani;
en sevdiği futbolcu veya yönetici ile çok kızdığı futbolcu ve
yöneticiyi aynı seviyede ve ağırlıkta eleştirmesi onun en büyük
özelliklerinden biri...
Eleştireceği kimse için yakışıksız söz etmiyor Ziya
Şengül...
Öveceği zaman da abartmıyor...
Hatırladığım kadarıyla;
Aziz Yıldırım'ın soyunma odasına girip çıkmasını
da eleştirenlerdendi...
Ama dün geceki Sivaspor yenilgisinden sonra dikkat
ettim o bile Aziz Yıldırım'ın soyunma odasına
inmesini eleştirmedi...
Ben de bunu ilk kez olağan karşıladım çünkü bu defa maçtan önce ve
devre arasında değil; karşılaşma bittikten sonra gitmiş...
Şengül'ün kendini bir an için Aziz
Yıldırım'ın yerine koyup (iyi ki o yerine koyma çok kısa
sürdü) bir konuşma yapması ilginçti...
Ve güzel bir hayali konuşmaydı...
Şengül'e yakıştı...
Yıldırım'ın futbolculara neler söylediğini
bilmiyorum ama eğer Ziya Şengül'ün hayali
konuşmasına benzer bir konuşma yapmışsa hiç kimse kızamaz
Aziz Başkana...
Çünkü futbolcuların dinlemek sorumluluğu göstermeleri,
Yıldırım'ın da söyleme hakkına sahip olduğu
sözlerdi hepsi...
Hâsılı;
Futbolumuzun pratik ve teorisini en iyi bilen ustalarımızdan
birinden dinlediğim bu "yönetim" dersi hoşuma
gitti...
adnanberkokan@gmail.com