Yeme beni Oral Çalışlar, alnımda 'aptal' yazmıyor

Yeme beni Oral Çalışlar, alnımda 'aptal' yazmıyor

Adnan Berk Okan adnanberkokan@gmail.com

İnsaf et be Oral Bey, insaf et…

Yani; zekâlarımızla bari alay etme…

Tamam…

Ben şahsen senin kadar zeki olmayabilirim ama alnımda “salak” damgası yazacak kadar “aptal” da olamam…

Tamam; çok “vatansever” biri de sayılmam…

Ama be arkadaş yani senin de Radikal’den Taraf’a geçişinin temelinde “vatan/millet sevgisi” olduğuna da pek inanasım gelmiyor…

Yani öyle bir anlatıyorsun ki; sen vatanseversin, patronun Başar Aslan vatansever; ben ise “vatansevmez” hıyarın biriyim…

Nereden mi çıkardım?..

Senin söylediklerini okudum da oradan…

Hatta o kadar ki; senin ve patronunun vatanseverliğinizi ve nasıl da büyük fedakârlıklar yaptığınızı okuyunca; “vatan sevgisi” konusundaki fukaralığımdan utandım(!) bile…

Öyle ya…

Beni eleştirmek amacıyla söylediğin belli olan o sözleri okuyan biri senin “vatansever” benim ise “vatansevmez” olduğumu düşünür…

Ben senin bir sözünden hareketle yazdım o yazıyı…

Yani, Akif Beki’ye “sen de gittin geldin, burası bizim ocağımız” gibi bir şeyler söylemiştin…

Hatta maddi olarak da hiçbir sıkıntının olmadığını buna rağmen bin bir güçlükle çıkarılan Taraf’a geçişinin büyük bir fedakârlık olduğunu falan söylemiştin ya…

Ben de 12 Eylül darbe hükümetine KOÇ’tan “bakan” olarak giden ve KOÇ’taki maaşları da bakanlıkları süresince devam eden iki üst düzey yöneticiyi örnek vermiştim…

“Acaba?” diye sordum; sen de Aydın Doğan’dan maaşını almaya devam edecek miydin?..

Merak işte…

Hayır yani; şaşırdım da ondan şeyttim yani…

Vatanı senin kadar sevenini görmediğim için midir nedir hayret ettim?..

Bir elini yağ, diğerini de bal tenekesinden çıkarıp içinde akrepler, çıyanlar ve bilumum haşere bulunan bir tencereye daldırmak için çok fazla vatansever olmak gerekir de onun için…

Valla ben şahsen göze alamam arkadaş…

Hele patronunun fedakârlığını anlatışın var ya; vatan sevgisinin ikinizde de ne kadar çok geliştiğinin bir başka karinesi…

Bunu nereden mi çıkardım?..

Yine kızacaksın ama söyleyeyim…


Onu da senin bir cümlenden anladım…

Hani diyorsun ya, “Bu gazeteye (Taraf’a) talip olan, bu gazetenin kâr getirmeyeceğini bilir” diye, işte oradan...

Yani Taraf kâr getirmiyor ama patronun Başar Aslan Hilal-i Ahmer için tek kuruş para kazanmadan, cebinden de milyonlar harcayarak gazete çıkarıyor…

Neden?..

Vatansever ya; herhalde ondan…

Yeme beni Oral Bey yeme beni…

Dedim ya, senin kadar uyanık ve zeki biri değilim ama aptal da sayılmam…

Yahu adam adı üstünde “patron”…

Kâr etmediği bir işi yapan patron dünyanın neresinde görülmüş?...

İlle bir yerlerden bir şeyler kazanıyordur ki işini devam ettiriyor…

Meselâ Taraf’ın bugünkü borsa değeri bir nevi kumbaraya atılmış milyonlarca lira gibi değil mi?..

Taraf ilk yayımlanmaya başladığında piyasa fiyatı neydi bu gün ne?..

Aradaki farkı bul, (eğer etmişse) beş yıllık zararını çıkar kazandığı parayı bul ama milleti “aptal” yerine koyma…

“Ben çok fedakârım da, falan da filan da, bal tenekesi, yağ tenekesi vs…”

Dünyanın hiçbir yerinde (en ideolojik takılanlar bile) bir elini yağ, diğerini bal tenekesinden çıkarıp da akreplerin, çıyanların ve bilumum haşerenin fink attığı bir tenekeye sokmaz…

Haaaa…

Sokan çıkar tabii ama tenekenin içinde akrepler, çıyanlar tarafından sokulma tehlikesini göze alabilecek zenginlikte bir değerli mücevher, bir hazine varsa…

Yani ben de işte bunu anlatmak istedim…

Yahu para kazanmak ayıp değil ki…

Ayıp olan bazı değerleri bazı gurup, kişi veya ülkelere kiralayarak para kazanmak…

Bilmem anlatabildim mi?..

 

adnanberkokan@gmail.com