Başlık size tuhaf geldi değil mi…
“Bu adam yine fantezi yapıyor” diye
düşündünüz…
Hayır yemin ediyorum doğru.
Osman Kavala başarılı olsaydı, arı kolonları ile darbe
yapacaktı.
Yanlış okumadınız. Hem de eşek arısı değil, bildiğimiz bal arıları
ile…
Sizlere balarılarının bölücü darbe eyleminin ne olduğunu da
söyleyeceğim.
Ona da şaşıracaksınız.
Bu arkadaşlar Gezi olayları sırasında “Sevişmeme
eylemi” yaparak, hükümeti devirmeye kalktılar.
O nedenle bu ceza az bile… İdam cezası olsaydı idam bile
verilebilirdi.
301’İNCİ SAYFADAKİ KALKIŞMA HARİTASI
Dün Osman Kavala’ya müebbet hapis cezası veren iddianameyi
hazırlayan savcılar ve kararı veren hakimler bu iki iddiayı da
iddianemelerine koydular.
Buyrun, Türkiye’nin imajına en ağır darbeyi vuran bu kararın
iddianemesinin 301’inci sayfasına…
Orada bir harita var. Türkiye dört bölgeye bölünmüş.
Üzerindeki ifade ise şu:
“Yine şühpelinin cep telefonunda yapılan incelemede 27/02/2016
tarihinde çekilmiş, Türkiye Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünün
bozularak sınırların yeniden çizildiği şüphelinin cep telefonu ile
çekildiği tesbit edilen fotoğrafın ele geçirildiği…”
Bu güzem Türkçedeki ifade bana değil, iddia makamına ait…
Evet işte bu harita, Osman Kavala’nın darbe girişimi sonucunda
Türkiye’yi nasıl bölecekleninin kanıtı olarak orada duruyor.
1988’DE BİR ALMANIN ÇİZDİĞİ BU HARİTA NEYDİ
Peki neydi bu harita? Onu da anlatayım.
1988 yılında, bir Alman bilim insanı, Prof. Friedrich
Ruttner, bi arı kitabı yayınladı.
Adı “Balarılarının Biyocoğrafyası ve
Taksonomisi”ydi...
O kitapta arı kolonilerinin Anadolu ve Kafkasya’daki
dağılımlarını gösteren bir harita vardı.
Kitap bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de birçok arı
araştırmasında ana kaynak olarak kullanıldı.
O haritalar Türkiye’de de yayınlandı.
Osman Kavala’nın cep telefonunda bulunan harita işte buydu.
BİZ ANADOLU BALARILARINI KUVVACI SANIRDIK,
SEVR’CİYMİŞ
Biz Anadolu balarılarını Kuvvacı sanırdık meğer hepsi Sevr’ci,
darbeci ve bölücüymüş…
Şimdi şakayı bir yana bırakıp tekrar ciddiyete dönelim. İşte bu
ikinci harita dün müebbet hapise mahkum edilen insanın
iddianamesine konuldu.
Üstelik Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın Osman
Kavala ile ilgili kararına itiraz şerhinde, “Arı
haritası ülkeyi bölme haritası olarak iddianameye konur
mu” diye itiraz etmesine rağmen hepimizin aklıyla,
mantığıyla, hukukun temel ilkeleriyle alay eder gibi orada
tutuldu.
SEVİŞMEYEN BALARILARININ GEZİ ÇADIRINDAKİ
EYLEMLERİ
O da yetmedi, bütün dünyada, bu arada Türkiye’de serbestçe satılan
bir “Barışcı yollarla sivil itaatsizlik” kitabı da
o iddianameye delil olarak konuldu.
O kitaptaki sivil itaatsizlik yöntemlerinden biri de
“Sevişmeme yoluyla direnmekti…”
Yanlış okumadınız…
Evet bir insan işte böyle iddia ve sözde delillerle müebbet
hapise mahkum edildi.
Ve geldiğimiz noktada şu oldu:
Osman Kavala, önce Gezi davasından tutuklandı, yargılandı beraat
etti.
Tahliye edildi ama ertesi gün bu defa Casusluk iddiası ile
tutuklanıp hapise kondu.
Dün de hepsinden daha garabet bir şey oldu.
Son iki yıldır hapiste yattığı casusluk iddiasından beraat etti,
daha önce beraat ettiği Gezi davasından ise ağırlaştırılmış müebbet
cezası aldı.
YİNE DE HAFİF ATLATILDI MAAZALLAH BERAT
ETSEYDİ
Osman kardeşim yine üzülme…
Emin ol bundan da beraat etseydin, bir günlüğüne tahliye
edilecektin ama, ikinci gün Allah göstermesin bu defa çocuk
pornosundan bile içeri alınabilirdin.
TÜRKİYE’NİN DEMOKRASİ İLE YENİDEN BULUŞMA ŞANSINI
YAKALADIĞI GÜN
Benim anlamadığım ise şu. Bütün dünya biliyor ki bu hukuki bir ceza
değil.
Hepimiz son günlerde Türkiye’nin Rusya-Ukrayna savaşındaki
desteklediğimiz tutumu nedeniyle Batı ve demokrasi coğrafyası ile
aynı yola girebileceği umuduna kapılmıştık.
Meğer Osman Kavala davası gibi o da üç günlük bir hayalmiş…
Ama bilelim ki, bu davayı, şu yıldızların altında vicdan denen
şeyin zerresine sahip olan hiçbir insana anlatamazsınız ve
anlatamayacaksınız.
Son sözüm:
Yaşasın adalet…Balarısı kolonilerinin, seçilmiş hükümeti
devirmek için iğne silahları ile başlattıkları darbe girişimi
başarıyla bastırılmıştır…
YİNE ÇETİN ALTAN’IN O VASİYET SÖZÜNÜ
HATIRLADIM
Ne demişti rahmetli Çetin Altan o vasiyet sözlerinde:
“Hayal ettiğimiz ülke bu değildi…”
Çünkü biz, balarıları kolonileri haritasınn bölücülük değil, bir
bioçeşitlilik, bir doğa zenginliği olarak kabul edildiği bir ülke
hayal etmiştik.
Einstein de ne demişti…
Arılar ölürse, sıra insanlara gelir…