"Hayır" diyen yazarlar, çizerler, siyasiler...
PKK/PYD, FETÖ ve bunların destekçileri...
Bir tane kozları var ellerinde...
Sadece bir...
Bütün politikalarını Recep Tayyip Erdoğan'ın
üzerine kurgulamışlar.
Yalanlar havada uçuşuyor!
Bilgisizlik ortalıkta kol geziyor!
Yılların kurt kalemleri bile, "hayır"ın şehvetiyle, yalanlar
üzerine destansı yazılar kaleme alabiliyor.
Tayyip Erdoğan nefreti, en temizini, en
marifetlisini bile yoldan çıkarabiliyor. Emre
Kongar mesela, yazdıklarını okuduğumuzda, "Parlamenter
Demokrasi"nin yerini "Tek adam rejimi" alıyormuş!
Hem de dünyada "gerçek demokrasiler"de eşi
görülmeyen bir rejim!
Hep aynı nefret!
Hep aynı yalan!
Hep "Tek adam" palavrası!
Milyon kez söylendi ben de bir kez daha yazayım...
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi"nde demokrasi rafa kaldırılmıyor.
Meclis işlevini yitirmiyor. Milletvekili seçimleri son bulmuyor.
2019 yılında Türkiye'de hem parlamento seçimleri, hem de
Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak.
Seçilecek milletvekillerinin sayısı 600 olacak.
Hükümeti Cumhurbaşkanı belirleyecek ve seçilen isimler bugünkü
sistem gibi bakan olamayacak. Seçildiği halde bakanlık koltuğuna
oturanların milletvekilliği düşecek.
Peki Tayyip Erdoğan nefretine esir düşenler,
tüm bunları bilmiyor mu?
Bilmez olurlar mı?
Her şeyi biliyorlar... Ama doğruları söylemek, yazmak işlerine
gelmiyor. Doluştukları yalan gemisinde
yalanın saltanatını sürüyorlar.
Ama merak etmeyin!
Bindikleri yalan gemisinin, halkın
kayalıklarına bir kez daha çarpmasına az bir zaman
kaldı.
ASLI'NIN GÖZÜYLE IRAK'IN
KARİZMATİK LİDERİ!
Aslı Aydıntaşbaş, Irak'a gitti geçen gün.
Irak Başbakanı Haydar İbadi'yi dinlerken kendinden
geçmiş:
"Türkiye'de artık siyasiler böyle konuşmadığı için
imreniyorum"diyor...
İbadi, "Kısacık bir adam" olmasına rağmen
"ortaya kocaman bir vizyon koyuyor"muş!
Alın size "Tayyip Erdoğan nefreti"nin bir başka
versiyonu!
Parlak bir gazetecilik dönemi... sonrasında Türkiye
düşmanlığı... Aslı bu sözlerime hiç itiraz etmesin, zira
Washington Post'a yazdığı yazı ihanetten
başka bir şey değil:
" (...) Erdoğan'ı yolundan caydırmak için çok geç değil.
Ve Avrupa'da bunu yapmak için yeterli ekonomik ve siyasi güç var.
Bu, zor bir komşuyla başa çıkma ve Türkiye'nin siyasi
belirsizliğinin ortadan kaldırmak için tek çözüm
olabilir."
"Tayyip Erdoğan'ın önünü kesmek istiyorsanız,
Türkiye'nin ekonomisini çökertin" diye
Avrupa'da belirsizlik dilenen bir arkadaş!
Tayyip Erdoğan bunlara "hain"dediğinde
ciyaklıyorlar!
Bu hainlik değil de nedir Aslı?
KEMAL
BEY NE DİYOR BÖYLE?
"Tayyip Erdoğan
nefreti"nden beslenen kimi kalem erbabını referans alan
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun gündeminde AK Parti
iktidarları döneminde 2008 yılında çıkarılan
"Yurtdışında ve dış temsilciliklerde propoganda"
yasağı var. Kemal Bey, bu kanunla iktidarı köşeye sıkıştırmaya
çalışıyor!
Tayyip Erdoğan'ın deyişiyle, ey Kılıçdaroğlu dürüst ol
dürüst.
BİR- Hollanda krizi olmasaydı, Almanya'ya
gidecek miydin, gitmeyecek miydin?
İKİ- Hollanda ve Almanya, AK Partili
politikacılara bu yasağı getirmeseydi, sen ve arkadaşların yurt
dışında propoganda yapacak mıydınız, yapmayacak mıydınız?
ÜÇ- Baykal'ın planlanmış seyahati vardı. O
seyahat bu krizler çıkmasaydı, gerçekleşecek miydi,
gerçekleşmeyecek miydi?
Başka sorum yok!
Not: 2008 yılında çıkarılan kanun, yurt dışında
ve temsilciliklerde propogandayı yasaklıyor doğru. Ancak kapalı
alanlarda bir yasak yok. Yurt dışına giden bütün politikacılar,
konuşmalarını kapalı alanlarda yapıyor. Kemal Bey'in bunu bilmemesi
mümkün mü?
Bir not daha: Seçilmemiş Başkan Yardımcısı
teranesiyle ilgili de söyleyeceklerim var. Yazı uzamasın diye
yazmadım. Bu konuda da bir sürü eksik bilgi ile konuşuyor Kemal
Kılıçdaroğlu..