Milliyet ve Vatan gazetelerinde ilginç bir kriz
yaşanıyor. Geçmiş dönemlerde oldu mu, bilmiyorum. Ben hayatım
boyunca görmedim.
Özellikle bir gazetenin yazarlarının, sermayedarlardan birine
‘Lütfen gazetemizden elini çek’ tarzında
başkaldırabileceği aklıma dahi gelmezdi.
Ama oldu. Vatan ve Milliyet yazarları Karacan'a başkaldırdı.
Evet, gazetelerin yazarlarının böyle ortak bir tutum almaları
çok dikkat çekici.
Fakat benim aklıma takılan başka birkaç nokta var.
Bunlardan biri, Demirören ailesinin bu ortaklık işine nasıl
bulaştığı.
Ali Karacan’ın ticari ilişkilerindeki zaafları, bu ilişkilerin
yarattığı hasarı biliniyordu. Meteliksiz kaldığı da sır
değildi. Hiçbir şekilde güven telkin edecek bir ortak adayı
değildi.
Peki Demirören gibi, ticari başarısı tartışılmaz bir
iş adamı, bütün bunlar bilinmesine rağmen, itibarı bu
kadar zedelenmiş biri ile niçin bir ortaklık içine
girmiş olabilir ki?
Öyle değil mi?
İnsan ortak olacağı kişi hakkında olumlu bir kanaat sahibi
olmalı. Ortaklık yapacağınız kişi hakkında hadi diyelim net bir
kanaat sahibi değilsiniz. Küçük bir araştırma da mı
yapmazsınız?
Demirören ailesi, en hafif deyimle ve en iyimser yaklaşımla, bu
ortaklık işinde 'acemilik' etmiştir.
Gerçekten tuhaf.
Dikkatimi çeken bir diğer nokta ise yazarların patrona
başkaldırısından, meydan okumasından sonra Karacanların hala bu
gazetelerin patronu olma konusundaki ısrarcı
tutumları.
Bu kadar köşe yazarı ile bu tür bir restleşme veyahut
polemik yaşamış bir işadamı, o gazetelerde gerçek bir
patronluk yapabilir mi?
O yazarlarla nasıl bir diyalog kuracak artık? Nasıl bir
patron-çalışan ilişkisi geliştirecek ki?
Sanırım Karacanlar için önemli olan Milliyet ve Vatan gazeteleri
değil, Demirören ailesini alt etmek.
Yoksa böyle bir restleşmeye rağmen, bu tür bir açıklama yapılır
mıydı?
Karacanların açıklamasında vurgu yaptıkları bir nokta da
dikkat çekici.
Ali Karacan’a göre medyada bir çok gazete kar ediyor. Bu nedenle
Milliyet ve Vatan'ın da kar etmemesi için neden yok.
Sanırım bu arkadaş, gazetelerin hala dedelerinin dönemindeki
gibi işlediğini sanıyorlar.
Bu 'bilgi'yi nereden aldı bilmiyorum ama
benim bildiğime göre Türkiye'de Hürriyet dışında kar eden bir
gazete yok
Gazetelerin zararları ciddi boyutlarda.
Kaldı ki bu iki gazete Doğan grubundayken de ciddi zarar
ediyorlardı. Yani onca imkana rağmen Doğan grubunda kar etmeyen bu
gazeteler, kayyum yönetimi altında kara geçti, öyle mi?
Akıl alır gibi değil.
Türk medyasında gazetelerin bırakın para kazanmayı, ciddi
maddi desteğe rağmen hayatlarını sürdürebilecekleri bile
şüpheli.
Gazeteler gelişen teknolojiyle sıkışan sektörün krizine bir çare
bulmak niyetinde gözükmüyorlar.
Teknoloji, gazeteleri her geçen gün biraz daha eritiyor. Hal
böyleyken, Vatan ve Milliyet’in patronlarının gözünde bu gazeteler
niçin bu kadar kıymete biniyor, anlamıyorum.
Gerçekten nedir Vatan ve Milliyet ile asıl elde edilmek
istenen?
www.twitter.com/acikcenk